Eşitlik Çalışmaları Derneği, yeni bir projeye imza attı. Projenin adı “Politikada İyilik Hali.” Proje kapsamında hazırlanan rehberde, kişilere kendilerinin ve çevrelerinin ‘iyilik’ halini desteklemek istediklerinde ilham olabilecek fikir ve stratejilerin yanı sıra uzmanlaşmış kurum ve kişilerin bilgisini içeriyor.
Eşitlik Çalışmaları Derneği, yeni bir projeye imza attı. Projenin adı “Politikada İyilik Hali.”
Rosa Lüksemburg Vakfı’nca desteklenen KADAV ortaklığıyla yürütülen projede, Türkiye’nin politik iklimi nedeniyle ortaya çıkan yıpranma, izolasyon, ve/ya politikaya mesafelenme gibi meseleleri politik iyilik hali (political well-being) perspektifi içerisinde ele alındı.
Nihai amaç, queer-feminist siyaseti bir yöntem olarak somutlaştırarak, iyi hissetme hali ve demokrasi kültürü arasındaki bağı görünür kılmak.
Proje kapsamında atölyeler yapıldı, bir de “Politikada İyilik Hali” rehberi yayınlandı. Proje kapsamında yürütülen en son etkinlik, “mektup” etkinliği oldu. Bu kapsamda sosyal medya hesaplarından yapılan açık çağrıda, insanlar kendi hayatlarında bir eylemi, sözü veya tutumuyla kendilerine ilham olmuş kişilere mektup yazmaya ve bu güçlenme anını kamuyla paylaşmaya davet edildi. Mektup yazma davetine şimdiye kadar 27 mektup ulaştı, 12’si yayınlandı.
Dernek’ten Gülnur Elçik, projenin ortaya çıkış hikayesini şöyle anlatıyor:
“Türkiye son yirmi yılda giderek dozu artarak deneyimlediği neoliberal otoriteryanizmin bedelini sağlığı, morali, yetenekleriyle, toplumsallaşmayı mümkün kılan değerlerle ödüyor. Hınç, haset, yılgınlık, umutsuzluk insanları birbirine ‘bağlayan’ kamusal duygular olarak öne çıkıyor.
OECD tarafından yapılan standart iyilik hali ölçümleri (well-being) Türkiye’nin istisnasız bütün göstergelerde durumu en kötü ülkelerden biri olduğunu ortaya koyarken , Dünya Değerler Araşırması’na göre de kişilerin birbirine en az güven duyduğu ülkelerden biriyiz.
Dolayısıyla, otoriteryanizm sadece üzerinde doğrudan baskı kurduğu gruplar açısından değil, kendi destekçileri için de sürekli ve kamusal bir mutsuzluk, umutsuzluk üretiyor. Yani Türkiye’de iyilik halinin koşulları, her zamankinden daha çok kamusal politikaların dönüştürülmesine bağlı.
Öte yandan, otoriteryanizmin etkilerini doğrudan deneyimleyen muhalifler açısından başka bir sorun var. Özgürleştirici, güçlendirici, birleştirici bir deneyim olması beklenen politik mücadele, eril ve ahlakçı yaklaşımların politik mücadele alanında hakim olması nedeniyle enerji tüketen, yalnızlaştıran, duyguların yok sayılması ile duygu fetişizmi arasında gidip gelen bir deneyime dönüşüyor.
Sağ popülist siyaset yapma biçimi sol yapılarda da kendini ilişkilerde, örgülülük anlayışında, sorunların çözülme biçiminde gösteriyor. Fakat iyilik halini gözeten perspektif ve aktiviteler, politik yapılarda çoğunlukla post-modern, anti-politik eğilimler olarak algılanıyor ve dolayısıyla fiziksel, ruhsal ve düşünsel desteğe en çok ihtiyacı olanlar, bundan mahrum kalıyor.”
“Politik alanlarımız neşeli alanlara dönüşebilir”
Elçik’e göre, Politikada İyilik Hali projesi, hem iyilik halinin politik koşullarına dikkat çekmeyi, hem de politik mücadele alanındaki yılgınlığı kırmak ve yeni örgütlenme modelleri önermeyi amaçlıyor:
“Politik alanların iyilik hali esas alınarak dönüştürülmesinin, politikadan uzak duran bir başka kitlenin politik mücadele ile ilişkilenmesine katkıda buluncağı düşünülüyor.
Son olarak temel hedeflerden biri otoriteryanizm nedeniyle çok sert bir şekilde deneyimlenin yalnızlaşma ve izolasyonun hem kişisel düzeyde, hem de toplumsal hareketler düzeyinde kırılmasına katkıda bulunmak.
Proje politikaya ve örgütlülüğe bakışımızı dönüştürmek açısından queer feminizmi rehber olarak öneriyor. Politik alanlarımızın hem bireysel hem kolektif olarak güçlendirici, neşeli alanlara dönüşebileceğini savunuyor.”
Politikada İyilik Hali Rehberi’ne buradan ulaşabilirsiniz.