Gazeteci Zülal Kalkandelen’den, Filenin Sultanları olarak anılan A Milli Kadın Voleybol Takımı için “Sen OYUN ALANLARININ değil, imanın, iffetin, ahlakın, hayânın, edebin SULTANISIN” diyen ilahiyatçı yazar İhsan Şenocak’a: “Bedenlerinin tek sahibinin kendileri olduğunu kabul edeceksiniz.”
Görsel: Socrates
Zülal Kalkandelen
Ülkede salgın bir yandan, Taliban ile yakınlaşma hamleleri ve ekonomik çöküş diğer yandan, nefes almakta zorlanırken kilometrelerce öteden gelen bir başarı haberine hepimiz sevindik. A Milli Kadın Voleybol Takımı, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda, son olimpiyat şampiyon Çin’i 3-0 yendi.
Ama sevincimizi kursağımızda bırakmaya çalışanlar anında ortaya çıktı!
Kadın düşmanı açıklamaları ile tanınan ilahiyatçı yazar İhsan Şenocak, “Filenin Sultanları” diye anılan kadınların voleybol oynayıp başarılı olmasından ve şortlu formalarından öyle rahatsız olmuş ki sosyal medyadan fetva vermeye kalktı.
Twitter’da yazdığı aynen şu:
“İslamın kızı”
Sen OYUN ALANLARININ değil, imanın, iffetin, ahlakın, hayânın, edebin SULTANISIN; SEN ‘burnunu göstermekten utanan’ ANALARIN EVLADISIN. Ekranlara ve sakallı ağabeylerinin popüler kültürün kurbanlarına ‘sultan’ demesine aldanmayasın! Umudumuz da duamız da SENSİN!”
Kendini ne sanıyor bu adam? Ne hakla kadın sporculara “ahlaksız” imasında bulunabiliyor? Birileri anayasayı kevgire çevirmiş olsa da Türkiye, bir İslam Cumhuriyeti değil, laik Cumhuriyet!
Cumhurbaşkanı, “Taliban’ın Türkiye’nin inancıyla ters bir yanı yok” dedi, ardından birtakım yobazlar coştu. Hafta sonunda da yazdım: “Türkiye’nin inancı” diye bir ifade kabul edilemez. Bu ancak İslam cumhuriyetlerinde söz konusu olur!
Herkesin dini inancı kendine
Şenocak’a tepki gösterdiğimizde, “Burası Müslüman bir ülke”, “Ne hakla lideri Müslüman olan bir ülkede had bildirmeye çalışıyorsun, uyaran bir İslam âlimi”, “Surede yazanları okumadınız galiba!”, “Bir gün Allah’a hesap verdiğinizde sizi görmek isterim” diyen bir kitle çıktı karşımıza…
Kadın sporcular arasında inanan da olabilir, inanmayan da. İnanç bireyseldir ve kimse dini inancı olup olmadığı konusunda bir başkasına hesap vermek durumunda değildir. Adı üstünde inanç; kimseyi zorla inanç sahibi yapamazsınız.
“Burnunu göstermekten utanan analar” diyerek burka, peçe kastediliyorsa, o esaret, laik bir ülkede uygulanamaz. Ne burnumuzu göstermekten utanırız ne de saçımızı!
Türkiye’de kadınların istedikleri şekilde giyinmesine alışacaksınız.
Bedenlerinin tek sahibinin kendileri olduğunu kabul edeceksiniz.
İstedikleri mesleği yapma ve diledikleri alanda sporcu olma hakları olduğunu bileceksiniz.
Hangi saatte, nereye isterlerse gitme özgürlükleri olduğunu unutmayacaksınız.
Sizin inancınıza göre yaşamayanlara “iffetsiz” diyerek haddinizi aşmayacaksınız.
Türkiye’de devletin laik olduğunu ve bunun anayasal bir ilke olduğunu aklınızdan hiç çıkarmayacaksınız!
Filenin Sultanları ile gurur duyuyoruz
İhsan Şenocak, bunlar hatırlatılarak gösterilen tepki çığ gibi büyüyünce, kendini daha da batıran bir savunmada bulundu:
“Öyle bir ortam inşa ettiler ki artık harama haram demek linç vesilesi. Bir baba tesettüre giren kızına ‘açıl, dansa kalk’ dese bu çağdaşlık; Müslüman evladına ‘şunlar gibi olma’ dese ya da tesettür çağrısı yapsa bu gericilik (!) oluyor. Harama ‘haram’ demeyen, neslini haramdan koruyamaz.”
Öncelikle siz bu halkın babası değilsiniz! Voleybolculara ne yapmaları gerektiğini söyleme yetkiniz yok.