İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Kadın ve İktisat Kongresi, farklı meslek grubundan birçok kadın bir araya geldi. Kongrede kadınların çalışma hayatında yaşadığı sorunlara dikkat çekerken, toplumsal hayatta ikincil plana atılmasına karşı mücadele çağrısı yapıldı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından “Geleceğin Türkiyesi’ni inşa ediyoruz” sloganıyla 15-21 Şubat tarihlerinde düzenlenecek İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin ilk forumu olan “Kadın ve İktisat Kongresi” gerçekleşti.
Forumda birçok farklı meslek grubundan kadın bir araya gelirken, açılış konuşmalarında, kadının çalışma hayatında yaşadığı sorunlara da dikkat çekildi ve toplumsal hayatta ikincil plana atılmasına karşı mücadele çağrısı yapıldı.
Neptün Soyer: ‘Kadın olmazsa tarım olmaz, üretim yapılamaz’
“Kadın ve İktisat Kongresi” kapsamında “İkinci Yüzyıla Girerken” başlığıyla yapılan oturumda konuşan İzmir Köy-Koop Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer ise “M.Ö. 12000’de kadın tarım yapıyor, buğdayı ekmeğe dönüştürerek insanlığı doyuruyor. Tarımın bulunuşunun tasvir edildiği Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde de hep kadın figürleri karşımıza çıkıyor. Kadın olmazsa tarım olmaz, üretim yapılamaz. Buğdayı ilk yetiştiren de kadın, ekmeği ilk defa yapan da kadın. Tarımın sürekliliğini başlatarak insan hayatının göçebelikten yerleşik hayata geçmesini sağlayan da. Tarımın nasıl yapılacağının yanı sıra doğadan nelerin toplanacağı, nasıl kullanılacağı bilgisine deneyerek ulaşmıştır. Koca kadındır o. Kocamış kadın. Yani bilge olan” dedi.
“Tarımda çalışanların yüzde 48’i kadındır”
Kadın ve tarım tarih boyunca nasıl ayrılmadıysa günümüzde de yoğun bir ilişki içinde olduğunu belirten Soyer, “Ancak özellikle kırsal kesimde, hane halkının geçinmesinde kadınların emek yoğun çalışması göz ardı ediliyor. Kadınlar sabahtan öğleye tarlada, günün kalan kısmında ise evde çalışıyor. Kadının hayvancılıkta da payı çok büyüktür. Hayvanların bakımından, doğumuna kadar her şeyiyle ilgilenir. Elde ettiği eti ve sütü nasıl değerlendireceğini de kadın bilir. Günümüzde ustaların çoğu erkek olsa da insanlar tarih boyunca bilge kadınların ellerinden yemişlerdir lezzetli peynirleri. Kadınlar birer gastronomi uzmanıdır aslında. Hem tüm yiyecekleri değerlendirir hem de yeni tatlar yaratır. Ülkemizde farklı sektörler incelendiğinde çalışan kadın nüfusunun erkek nüfusuna neredeyse eşit olduğu tek sektörün tarım olduğu görülür. Tarımda çalışan kişilerin yüzde 48’i kadın, yüzde 50’si de erkektir. Bu alana en yakın sektör hizmet sektörüdür ki, o sektörde çalışan kadın oranı sadece yüzde 28’dir” şeklinde konuştu.
Ancak kadınların sosyal güvenlik uygulamalarından yoksun olmak, yoksullukla baş başa kalmak, emek yoğun işlerde çalışmak gibi birçok sorunu olduğunu belirten Soyer, sözlerine şöyle devam etti: “Tarım sektöründe çalışan kadınların sosyal güvencesiyle ilgili bazı kazanımlar sağlandı. Ancak bu konuya toplumda daha çok dikkat çekilmesi gerekiyor. Size tarım sektörünü anlatıyor olsam da bu durum tüm sektörler için geçerli. Kadınlar iş yaşamında verdikleri emeğin karşılığını alamadıkları gibi, ev içinde aldıkları sorumluluklar da tamamen görmezden geliniyor. Karar süreçlerinde kadınların olamaması alınan kararların maalesef yarım olması demek. Doğru kararlar eşit düşünerek, birlikte karar vererek, birbirimizi dinleyerek mümkün. Kadınların haklarını konuşurken yaptığımız en büyük hatalardan biri kadınlara odaklanıp erkeklik normlarının konuya etkisini atlamamızdır. Bakış açımızı değiştirmeliyiz. Kadınlar güçlendirilmeli ancak bu sırada erkekler de toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bilinçlendirilmeli.”
‘Bugün ‘Türkiye’de her üç kadından biri işsiz’
Çerkezoğlu: “İkinci yüksek işsizlik kategorisi ise geniş tanımlı kadın işsizliği”
Türkiye’nin en temel sorunlarından birinin işsizlik olduğunu ifade eden Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Türkiye’de kadın emeği düşük ücret ve ayrımcılıkla karşımıza çıkıyor. Bütün işsizlik türlerine baktığımızda genç işsiz rakamları çok yüksek. İkinci yüksek işsizlik kategorisi ise geniş tanımlı kadın işsizliği. Kasım 2022’de geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 23,9’dur. Salgın döneminde diğer işsizlik kategorilerine göre kadın işsizlik türleri genele göre çok daha yüksek gerçekleşti ve bu eğilim devam ediyor. İşgücü piyasalarında var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği daha da derinleşiyor. Kadınlarda nitelikli istihdam düşük. Asgari ücret ile kadınların ortalama ücretleri arasındaki fark giderek azalıyor. Türkiye’de kadınların yüzde 60’ı asgari ücret civarında bir rakamla çalışıyor” dedi.
Kadınların toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve taciz ile karşı karşıya olduğunu da vurgulayan
Çerkezoğlu, kadınların üzerinden bakım yükünü alacak sosyal politikalar uygulanması gerektiğine dikkat çekti. Çerkezoğlu, “Kreşlerin sayısı artırılmalı. Tüm sanayi bölgelerine kreş açma zorunluluğu getirilmeli. Cinsiyetçi istihdam ve cinsiyetçi işbölümü sonlandıracak çalışmalar gündeme alınmalı. Kadın emeğinde niteliksiz istihdam ve adil olmayan ücret uygulamalarıyla mücadele edilmeli. Kadınların annelik hali nedeniyle ücret kaybı önlenmeli. Yönetmeliklerde kadın üzerinden tanımlanan doğum sonrası bakım izinleri, ebeveyn izinlerine dönüştürülmeli. Kadınlar için esnek güvencesiz işler değil, tam zamanlı ve güvenceli işler yaratılmalı” dedi.