2020’nin Umut Veren Kadınları
Tüm insanlık olarak zor günlerden geçiyoruz. Dünya çapında yayılan salgının toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi için etkileri oldukça ağır olsa da, fiziksel ve zihinsel olarak ayakta kalmanın bir yolu da umudu korumaktan geçiyor.
Dünyanın dört bir yanından kadınlar düşünceleri ve eylemleriyle bize değişim ve daha iyi bir gelecek için ilham ve umut veriyor. İşte 2020’nin umut veren kadınları…
1) Kadın sağlık çalışanları
Tüm dünyada, sağlık çalışanlarının %70’ten fazlası kadın. Dünyanın dört bir yanındaki sağlık ve bakım kurumlarında çalışan yaklaşık 100 milyon kadın sağlık çalışanı için iş ve aile sorumluluklarını dengelemek her zaman bir zorluk olmuştur. Salgın, bu uzun süredir devam eden cinsiyet eşitsizliklerine ışık tuttu. Ayrıca, halihazırda var olan bir küresel bakım krizini ortaya çıkardı ve şiddetlendirdi.
COVID-19 sürecinde çalışma süreleri arttığı gibi, yoğun çalışma saatlerinin ardından eve döndüklerinde toplumsal cinsiyet rollerinin yükü de onların omzuna yüklendi. Sağlık çalışanlarının uğradığı şiddet, kadın sağlık çalışanları için yaygın cinsiyete dayalı şiddet sebebiyle daha da arttı. COVID-19, kadın sağlık çalışanlarının güvencesizliğini, zorlu çalışma ortamı ve koşullarını, maruz kaldıkları şiddeti bir kez daha gözler önüne serdi.
Pandemiyle mücadelenin ön saflarında yer alan kadın sağlık çalışanlarının direnci, bizi ayakta tuttu. Politika taleplerinin bir an önce yerine getirilmesi için herkesi dayanışmaya çağırıyor, önlerinde minnettarlık ve saygıyla eğiliyoruz.
2) Koronavirüse karşı aşı ve tedavi çalışmalarına yön veren kadınlar
Dünyada koronavirüs vaka sayısı 83 milyonu aştı. Virüsün yol açtığı Covid-19 hastalığından ölenlerin sayısı ise 2 milyona yaklaştı.
Covid-19’a karşı geliştiren aşıların haberleri tüm insanlığa umut verirken, aşı çalışmalarının arkasında çok başarılı kadın bilim insanları olduğunu gördük.
İngiltere’de Oxford Üniversitesi ve AstraZeneca ortaklığıyla geliştirilen aşı çalışmasını yürüten 300 kişilik ekibin başında, aşı uzmanı Prof. Sarah Gilbert yer alıyor.
Tüm dünyanın umut bağladığı aşılardan biri olan MRNA modeli Covid-19 aşısını geliştiren isim ise Prof. Dr Özlem Türeci. Almanya, Türeci’yi bu büyük başarısı için Türeci’yi “Yılın 100 Kadını” arasında seçti.
ABD’de 14 yaşındaki Anika Chebroli ise, dünyanın en büyük ilaç şirketleri yeni koronavirüs için tedavi bulmak için yarışırken,SARS-CoV-2 virüsünün proteinine bağlanarak insanları enfekte etmesini engelleyen bir molekül bileşimi keşfetti.
3) Türkiye’deki Kadın Hareketi
Bugün Türkiye’nin en etkili muhalefet grubu olan tanımlanan kadın hareketi, bu yıl birçok toplumsal soruna karşı cesaretle sesini çıkardı, sokakta taleplerini savundu ve kadınlar arasında dayanışmayı güçlü bir şekilde ördü.
AKP iktidarının gündeme getirdiği, 2011 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmasına karşı kadınlar sözleşmeyi canla başla savundu. Kadınlar, sokaklarda olmanın dışında, afişler, bildiriler, medya ve sosyal medya için hazırlanan çeşitli içerik ve görsellerle İstanbul Sözleşmesi’nin bilinirliğini artırma ve iptaline engel olma kararlılığını tüm gücüyle gösterdi.
Bunun üzerine iktidar geri adım atarak, sözleşmeden çıkmak yerine bazı maddelerinde değişiklik ya da şerh koyma talebinin değerlendiklerini duyurdu. Konu hala ‘değerlendirme’ aşamasında ancak, kadınlar, “sözleşmeden çıkmanın” tartışma konusu bile yapılmamasını, aksine İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir biçimde uygulanması için mücadele veriyor.
EŞİK kuruldu
Bu süreçte kurulan ve içinde şu an 320’den fazla kadın örgütü ve karma örgüt EŞİK (Eşitlik İçin Kadın Platformu), izleme raporları, savunuculuğu ve kadın gündemini şekillendiren tartışmaları ile son yıllarda Türkiye’de toplumsal cinsiyet tartışmalarını yönlendiren platformlardan biri haline gelmiş durumda. Kadınların “nafaka hakkına saldırı, çocuk istismarcılarına yönelik af talepleri ve İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasının çekilmesi başta olmak üzere kadınların pek çok alandaki kazanılmış haklarını korumak” amacını güdüyor ve sivil toplum, meslek odaları, sendikalar, kadın ve LGBTİ+ örgütleri tarafından destekleniyor
İçinde ondan fazla çalışma grubu (sağlık, siyaset, hukuk gibi) yer alıyor. Her kadın, uzmanlaştığı ya da istediği grupta yer alabiliyor.
Türkiye’de #Metoo’yu başlatan kadınlar
Edebiyat dünyasındaki kadın yazar ve okurlar, Hasan Ali Toptaş, Bora Abdo gibi yazarların tacizine maruz kaldıklarını sosyal medya üzerinden ifşa etti.
Kadın dayanışmasın gücü yaptırıma dönüştü. Paylaşılan taciz iddialarının ardından Toptaş’ın kitaplarını basan Everest Yayınları, yazarla yollarını ayırdı. Önceki gün ise yazar ajanlığı yapan Barbaros Altuğ sosyal medya hesabından yazarla ilişkininin sona erdiğini duyurdu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası da bu yıl Hasan Ali Toptaş’a verilmesi planlanan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nü geri aldı.
Edebiyat dünyasının ardından sanat, reklamcılık, sinema, hukuk vb. pek çok sektörde kadınlar yaşadıkları tacizi ve cinsel saldırıları anlatmaya devam ediyor.
4) Black Lives Matter’ın kuruları Alicia Garza, Patrisse Cullors, Opal Tometi
2013 yılında aktivist Opal Tometi, Patrisse Cullors ve Alicia Garza, Black Lives Matter hareketini başlattı. Trayvon Martin’in ölümünden sonra bir hashtag olarak başlayan dayanışma, Afrika-Amerikalıların öldürülmesine tepki olarak protestolarla ülke çapında bir fenomen haline geldi.
Bu yıl George Floyd’un bir Minneapolis polis memuru tarafından öldürülmesinin ardından ülke çapında bir hafta süren protestolardan sonra, Black Lives Matter bir kez daha ülkenin en büyük olayının aktörü oldu.
Garza, Cullors ve Tometi, TIME’ın “En Etkili 100 İsim” 2020 Listesi’nde yer aldı.
Black Lives Matter’ın kurucuları olan üç kadın Alicia Garza, Patrisse Cullors, Opal Tometi, TIME’ın “En Etkili 100 İsim” 2020 Listesi’nde yer aldı.
Black Lives Matter (Siyah hayatlar değerlidir) aktivisti Demokrat Partili aday Cori Bush, Missouri eyaletinde Temsilciler Meclisi’ne şimdiye kadar seçilen ilk siyah üye oldu.
5) ABD Seçimlerinde Georgia’nın Kaderini Değiştiren Siyasetçi: Stacey Abrams
Çok da uzun olmayan bir süre önce, Georgia’nın Demokratları Stacey Abrams’ın vali olmasını umuyorlardı. 2018’de ABD’de valiliğe adaylığını koyan ilk Afrikalı Amerikalı kadın olarak tarih yazdı. Cumhuriyetçi rakibi, Georgia’nın uzun süredir eyalet sekreterliği yapan Brian Kemp’di.
Altı yıllık görev süresi boyunca, Kemp, “etkisiz” olduğu veya bir hata olduğu gerekçesiyle bir milyondan fazla Georgia sakininin seçmen kayıtlarını iptal etti. Ancak Kemp’in oy kayıtlarını koruma olarak nitelendirdiği politikayı, Abrams insanları haklarından mahrum bırakma olarak nitelendirdi.
Valilik seçimlerini Kemp’e karşı 50 bin oyla kaybettikten iki yıl sonra, Abrams ve onunla işbirliği içinde çalışan örgütler, sadece Georgia’da 800 binden fazla seçmenin kaydını yaptırdı. Abrams ve gönüllü ordusu, 2020 seçimlerinde Demokratların Georgia’da yirmi yıldan fazla bir süreden sonra, az farkla da olsa kazanmalarına yardım ettikleri için büyük övgü aldı.
6) ABD’nin ilk kadın başkan yardımcısı Kamala Harris
San Francisco’nun ilk kadın bölge savcısı, California’nın ilk kadın başsavcısı, ABD Senatosundaki ilk Hint kökenli Amerikalı, büyük bir partinin başkan yardımcılığına aday olan ilk Hint kökenli Amerikalı üyesi oldu. Yakında ilk kadın başkan yardımcısı olacak veBulgaristan, Nikaragua, Liberya, Kosta Rika, Venezuela, Gambiya, Güney Sudan ve diğerleri dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki diğer kadın başkan yardımcılarının saflarına katılacak.
Joe Biden beklendiği gibi yalnızca bir dönem görevde kalırsa, 2024’te ABD’nin ilk siyah kadın başkan olma şansı var.
Harris’in başkan yardımcılığının tarih yazacağı ifade ediliyor. Guardian yazarı Arwa Mawdawi’nin de ifade ettiği gibi: “Harris, ülkenin en üst düzey ikinci pozisyonunu elinde tutan ilk siyah Amerikalı ve ilk Asyalı Amerikalı olacak. Dört yıllık Trump döneminin ardından bunun ne kadar güçlü bir şey olduğunun ne kadar altını çizsek az.”
7) Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern
Başbakan Jacinda Ardern, bu yılki seçim zaferinin ardından, ülke tarihinin en kapsayıcı kabinesini oluşturdu. Ardern’in 20 üyeli bakanlar kuruluna sekiz kadın ve beş Maori üye seçen Ardern, Dışişleri Bakanlığı’na ilk kez, ülkenin yerli halkı Maorilerden bir kadın siyasetçi atadı. Yeni Zelanda’da Başbakan Yardımcısı görevine ilk kez eşcinsel siyasetçi getirildi.
Ardern, ayrıca ülkede bir ilke imza atarak “iklim acil durumu” ilan etti ve parlamento üyelerine gelecek nesiller için iklim konusunda eyleme geçmeleri çağrısında bulundu: “Şimdi harekete geçmezsek olacaklardan sorumlu tutulmayı kabul etmiş oluruz.”
Ardern, Kovid-19 virüsün görüldüğü ilk günlerden bugüne kadar ekibi ile birlikte attığı tedbirli adımlar ile ülkesindeki salgının yavaşlaması ve elimine edilmesini sağladı. Ardern’in pandemi sürecindeki tek başarısı vaka sayılarını düşük tutmak değildi. Human Resource Development International dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre Yeni Zelanda lideri Jacinda Ardern’in Facebook Live kullanımı ülkesindeki Kovid-19 mesajlarının açık ve ilişkilendirilebilir bir şekilde iletilmesine yardımcı oldu.
8) Dünyada dört bir yanındaki güçlü kadın hareketleri
Bu yıl, Şili seçmenlerinin yüzde 78,3’ü, Pinochet’nin mirasını temsil eden bir anayasayı reddetmek ve katılımcı bir süreçle yeni bir anayasa yazmak için referandumda oy kullandı. Yeni anayasa, Şili’deki güçlü feminist hareketin de çabalarıyla, eşit sayıda kadın ve erkeğin yer aldığı bir kurul tarafından yazılacak.
Polonya’da Anayasa Mahkemesi’nin kürtaja neredeyse tam yasaklama getiren kararına karşı kadınların verdiği mücadele olumlu sonuç verdi. Hükümet, geri adım atma kararı alarak, yasanın yayınlanmasını ve yürürlüğe geçmesini erteledi.
Küresel #MeToo hareketinin üçüncü yılında, İran’da cinsel saldırıya uğrayan kadınlar, kamuoyuna seslerini duyurmaya başladı. İran’ın sosyal medyasında, dev bir e-ticaret şirketinin eski yıldız yöneticisi, önde gelen bir sosyolog ve popüler bir kitapçı dükkanının sahibi dahil 100’den fazla erkeğe ilişkin iddiaların ardından, Ağustos ayının sonlarından bu yana hareket ivme kazandı.
Belarus‘ta 9 Ağustos’ta yapılan başkanlık seçimlerinde Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko’nun %80 oy oranıyla yeniden seçildiğinin açıklanmasının ardından seçimin şaibeli olduğunu iddia edenlerin başlattığı ve kadınların ön saflarda yer aldığı protestolar yapıldı.
Lukaşenko’ya karşı yarışan3 7 yaşındaki eski bir öğretmen olan Svetlana Tikhanovskaya’ya destek için kadınlar amansız bir mücadele verdi. Ancak Tikhanovskaya seçimi kaybetmesinin ardından Litvanya’ya gitmek zorunda kaldı.
9) Nobel Kimya ve Edebiyat Ödüllerinin kazananları Emmanuelle Charpentier, Jennifer A. Doudna ve Loise Glück
2020 Nobel Kimya Ödülü, “genom kurgulamasına olanak sağlayan yöntemin geliştirilmesine katkılarından ötürü”, mikrobiyolog Emmanuelle Charpentier ile biyokimyacı Jennifer A. Doudna’ya verildi. Bu yılki Nobel Kimya Ödülü, kadın adaylar arasında paylaşılan ilk örnek oldu.
2020 Nobel Edebiyat Ödülü,”yalın bir güzellikle, bireysel varoluşu evrenselliğe ulaştıran şaşmaz şiirsel sesinden” ötürü Amerikan edebiyatının en önemli şairlerinden biri kabul edilen Louise Glück’e verildi. Glück, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan 16’ncı kadın yazar oldu.
10) Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde
Avrupa Merkez Bankası’nın ilk kadın başkanı Christine Lagarde, iş yerinde kadın istihdamının artırılmasının ve cinsiyet ayrımcılığıyla mücadelenin, dünya ekonomisini daha zengin, daha eşitlikçi bir hale getiriceğini ve finansal çöküşleri engelleyebileceğini savunan bir isim.
Lagarde’a göre, bazı ülkeler ayrımcı yasalarını ortadan kaldırdığı takdirde ekonomilerini % 35 oranında büyütebilir. Yönetim kurullarındaki kadın oranının artması halinde bankaların istikrar kazanacağını ifade eden Lagarde, kadınların iş yerine yeni beceriler getirdiği ve iş gücünün büyüklüğünün yanı sıra verimliliğin artırılmasına da yardımcı olduğu görüşünde.
Lagarde, iklim değişikliğinin Merkez Bankası için “kritik” bir öncelik olmasıyla birlikte, çevre konularının para politikalarının önemli bir parçası olması için sürekli olarak baskı yapıyor.
Lagarde, son olarak salgının yarattığı ekonomik krizi hafifletmek için Aralık ayında güçlü bir parasal teşvik paketi de hayat geçirdi.