2024 yılında, tarihte hiç olmadığı kadar çok sayıda insanın oy kullanacağı seçimler, dünya genelinde demokrasilerin gücünün sınanacağı bir sınav olarak lanse ediliyor, ancak bir konuda gözle görülür bir eksiklik var: Kadın adaylar.

Jonathan Yerushalmy and Ashifa Kassam / Guardian
2024 yılında, tarihte hiç olmadığı kadar çok sayıda insanın oy kullanacağı seçimler, dünya genelinde demokrasilerin gücünün sınanacağı bir sınav olarak lanse ediliyor, ancak bir konuda gözle görülür bir eksiklik var: Kadın lider adayları.
Guardian’ın analizi, ülke liderinin seçildiği ve adayların açıklandığı 42 seçimden – hem başkanlık hem de başbakanlık – sadece 18’inde lider olmak için yarışan kadınların olduğunu gösteriyor. Ve anket ortalamalarına ve aday oldukları partilerin geçmiş sonuçlarına bakıldığında, sadece birkaç ülkede kadınların kazanma şansı var.
Toplam nüfusları iki milyarı aşan dünyanın en büyük demokrasileri olan ABD, Endonezya ve Hindistan’daki seçimlerde kadın aday ya yok ya da hiç olmadı. Aynı durum İngiltere, Pakistan ve Güney Afrika’daki seçimler için de geçerli.
Kadın siyasetçilerin karşılaştığı zorluklar belki de en iyi örneğini, siyasette kadın temsilinin hala diğer pek çok zengin ülkenin gerisinde olduğu, dünyanın en zengin ülkesi ABD’de gösteriyor. Hillary Clinton 2016’da partisinin adaylığını kazanan ilk kadın olarak tarihe geçerken, Kamala Harris 2021’de ülkenin ilk kadın başkan yardımcısı oldu ancak Cumhuriyetçiler bir kadının eyaletlerde ön seçimleri kazanması için 2024 Mart’ına kadar beklemek zorunda kaldı; Nikki Haley’nin Vermont’taki zaferi, başkanlık kampanyasını askıya almasından 24 saatten kısa bir süre önce geldi.
Anketler genel olarak ABD’lilerin bir kadın lider seçmeye açık olduğunu gösteriyor. Pew Research tarafından 2023 yılında yapılan bir ankete göre halkın %53’ü yüksek siyasi makamlarda çok az sayıda kadın olduğunu söylerken, %81’i kadın siyasetçilerin kendilerini kanıtlamak için erkek meslektaşlarından daha fazlasını yapmaları gerektiğini kabul ediyor.
Meksika’nın ilk kadın başkanı
ABD sınırının hemen güneyinde ise tamamen farklı bir dinamik söz konusu. 2 Haziran’da Meksika’da yapılacak seçimlerde seçmenler ilk kez bir kadın başkan seçmeye hazırlanıyor. Eski Mexico City belediye başkanı Claudia Sheinbaum’un merkez sağ senatör Xóchitl Gálvez’e karşı iktidar partisinin adayı olarak seçilmesinin ardından Eylül ayında tarihi sonuç neredeyse garantilenmişti.
Sheinbaum ve Gálvez 2000’lerin başında siyasete girdiklerinde ülkedeki senatörlerin %80’inden fazlası erkekti. Bugün ise çoğunluğu kadınlar oluşturuyor; analistlere göre bu durum, temsili artırmaya yönelik çabaların bir sonucu.
Meksika 2019 yılında temsil eşitliğini anayasasına dahil etti, yani partiler en az %50 kadın aday gösteremezlerse seçimlerden men edilebilecekler.
Kota sorunu
Araştırmalar, siyasette kadın temsilinin arttırılmasının kadınlar ve kız çocukların hayatına etki etmede büyük bir faktör olduğunu göstermiştir. Avrupa Kadın Lobisi’nde politika ve kampanya sorumlusu olan Jéromine Andolfatto, bunun göstergesi olarak İspanya ve Fransa’daki son örneklere işaret ediyor.
Kadınların temsil oranının %43’lerde seyrettiği İspanya’nın 2019 parlamentosu, cinsel saldırı vakalarında rızayı temel belirleyici haline getiren dönüm noktası niteliğindeki mevzuatın kabul edilmesine öncülük etti. Fransa’da ise 2017 ve 2022’de kadın siyasetçiler, cinsiyetçi şiddete karşı bir yasanın ve işyerinde ve eğitim ortamlarında toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden bir başka yasanın kabul edilmesinin yolunu açtı.
Andolfatto, “Tabii ki bu, kabul edilen yasaların mükemmel olduğu anlamına gelmiyor,” diyor. “Ancak iyileştirmeler yapıldığını ve kadın haklarının biraz daha öncelikli olduğunu görebilirsiniz.”
Avrupa Kadın Lobisi tarafından 2023 yılında yapılan bir araştırma, Belçika, İspanya ve Fransa’da olduğu gibi kadın adaylar için bağlayıcı kotaların, kadınların temsilini hızlandırmanın ve kadınların iktidarın üst kademelerine erişimini sağlayacak bir siyasi kültür geliştirmenin en etkili yolu olduğunu ortaya koymuştur.
Andolfatto, adaylar için yasal kota uygulanan ülkelerde kadınların parlamentodaki sandalye oranının 2004’te %18’den 2021’de %34’e yükseldiğini söylüyor.
“Yani bu yavaş bir ilerleme ama yine de kotası olmayan ülkelerden daha iyi.”
Meksika, İspanya ve Fransa gibi ülkeler siyasetin zirvesinde cinsiyet eşitliğinin nasıl sağlanacağına dair bir plan sunarken, veriler dünya genelinde ilerlemenin yavaşladığını gösteriyor.
2022’de kadın liderlere sahip BM üyesi ülke sayısı 17’den, 2023’te 12’ye düştü. BM Kadın Birimi, mevcut hızla gidilirse, siyasi iktidar pozisyonlarında toplumsal cinsiyet eşitliğine 130 yıl daha ulaşılamayacağını öngörüyor.
Çeviri: SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu
Yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.