Hiçbirimiz bu dünyada ne kadar zamanımız kaldığını bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var ki o da dünyadaki çoğu toplumda kadınlar erkeklerden daha uzun yaşıyor. Peki ama neden?

Hiçbirimiz bu dünyada ne kadar zamanımız kaldığını bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var ki o da dünyadaki çoğu toplumda kadınlar erkeklerden daha uzun yaşıyor.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri tarafından Aralık 2022’de yayınlanan bir rapora göre, ABD’de kadınların ortalama yaşam süresi 79,3 yıl iken erkeklerin 73,5 yıl. Peki ama neden?
Her şey hormonlarla başlıyor
HuffPost’a konuşan uzmanlar, östrojen hormonunun kadınların daha uzun yaşamasında büyük bir rol oynadığını söyledi. (En azından kadınlar menopoza girene ve östrojen seviyeleri doğal olarak düşene kadar).
Kardiyolog ve Manhattan Cardiology’nin kurucusu Dr. Robert Segal, “Östrojen, kan damarlarının genişlemesine neden olarak ve endotel hücrelerinin işlevini geliştirerek kan damarlarını sağlıklı tutar” dedi. “Bu, kan akışını iyileştirebilir ve kalp hastalığının önemli bir nedeni olan ateroskleroz riskini azaltabilir.”
Segal’e göre, bu üreme hormonu, “LDL (kötü) kolesterol seviyelerini düşürüp HDL (iyi) kolesterol seviyelerini yükselterek kolesterol profillerini iyileştirebilir.”
Östrojenin anti-enflamatuar özelliklerinin de “kan damarlarındaki enflamasyonu azaltmaya yardımcı olduğunu, bunun da koroner kalp hastalığı, kalp krizi, felç ve kalp yetmezliği gibi kronik kardiyovasküler hastalık riskini azaltabileceğini” sözlerine ekledi.
Erkeklerin riskli davranışlarda bulunma olasılığı daha yüksek
Kadınların erkeklerden daha uzun yaşamasının bir başka nedeni de riskli davranışlara daha az meyilli olmaları. Kardiyolog Dr. Rohit Vuppuluri, erkeklerin sigara içmek, alkol almak, uyuşturucu kullanmak ve kötü beslenme tercihleri yapmak gibi sosyal alışkanlıklara sahip olma olasılığının daha yüksek olduğunu söyledi.
Bu davranışlar “hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, kronik böbrek hastalığı, karaciğer sirozu ve obezite gibi kronik hastalık riskini artırmaktadır” dedi. “Tüm bu kronik hastalıklar ölüm oranını artmasına yol açabilmektedir.”
Erkeklerin tehlikeli işlerde çalışma, daha dikkatsiz araç kullanma ve sporda daha fazla risk alma olasılıkları da daha yüksek. Segal, bu durumun “kazalara ve yaralanmalara yol açabileceğini, bunun da yaşamlarını daha da kısaltabileceğini” söyledi.
Kadınların sağlıklı yiyecekleri seçme olasılığı daha yüksek
Araştırmaya göre, düzenli olarak sağlıklı ve besleyici yiyecekler yemek daha uzun yaşamanıza yardımcı olabiliyor ve kadınların bunu yapma olasılığı erkeklerden daha yüksek.
Diyetisyen Blanca Garcia, kadınların daha sık market alışverişi yaptığını, öğünlerini planladığını ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için bir beslenme uzmanından yardım aldığını söylüyor.
Garcia sözlerine şöyle devam ediyor: “Diyet ve egzersizin kişinin uzun ömürlü olmasında büyük rol oynadığına inanıyorum. Daha iyi gıda seçimleri vücudu dengede tutar ve hareket kasları ve kemikleri daha güçlü tutar.”
Segal, düzenli fiziksel egzersiz yapan herkesin “daha iyi kalp sağlığına, kilo kontrolüne ve genel refaha sahip olma olasılığının daha yüksek olduğuna ve bunların hepsinin yaşamı uzattığına” dikkat çekti.
“Bir kişinin yemek ve egzersiz alışkanlıklarında yapılacak değişiklikler, diğer şeylerin yanı sıra, hem erkeklerin hem de kadınların daha uzun ve sağlıklı yaşamalarına yardımcı olabilir” diye ekledi.
Erkeklerin duygularını bastırma olasılığı daha yüksek
Klinik psikolog Avigail Lev, duyguları bastırmanın ve daha kısa bir ömre sahip olmanın bağlantılı olduğuna inanıyor.
“Erkekler toplum tarafından duygularını bastırmaya koşullandırılmıştır. Duygularını bastırmaları ve diğer faktörler nedeniyle, kadınlar sosyal olarak daha yakın ilişkilere sahip olma eğiliminde ve bu da onlara bir destek sağlıyor.”
Dahiliye uzmanı Dr. Naval Parikh de aynı fikirde. “Kadınlar daha geniş sosyal ağlara ve daha güçlü sosyal bağlantılara sahip olma eğilimindedir, bu da ruh sağlığı üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir” dedi. Bu destek sistemi, kadınların “stresle daha iyi başa çıkma mekanizmalarına sahip olma eğiliminde oldukları” anlamına gelir.
Lev’e göre duyguları bastırmak stresi artırabilir, kortizol seviyelerini yükseltebilir, uykuyu olumsuz etkileyebilir, ilişkileri bozabilir ve travma, depresyon ve anksiyete dahil olmak üzere ruh sağlığı bozukluklarının olasılığını artırabilir.
Kadınların doktora gitme olasılığı daha yüksek
Vuppuluri, “Erkeklerin göğüs ağrısı veya nefes darlığı ataklarını, endişe verici bir şey olup olmadığını öğrenmek için tıbbi yardım almak yerine, sonunda geçecek küçük bir semptom olarak geçiştirme olasılığı çok daha yüksektir” dedi. “Erkekler yardım almaya direniyor ve durum çok ciddileşene kadar kendileri mücadele ediyor, bu da daha sonuçlara yol açıyor.”
Peki ya doktora giden erkekler? Her zaman onları dinlemiyor ya da tavsiyelerine uymuyorlar. Amerikan Aile Hekimleri Akademisi tarafından 2017 yılında yapılan bir araştırma, doktora giden erkeklerin yarısının doktorlarının tavsiyelerine uymadığını ortaya koydu. Buna, reçeteleri belirtildiği gibi uygulamamak, testleri takip etmemek ve kontrole gitmeyi reddetmek de dahil.
Vuppuluri’nin aktardığına göre erkeklerin kendilerini aktif olarak iyi hissetmedikleri takdirde ilaç almayı kabul etme olasılıkları daha düşük. Bu durum, organ hasarı veya organ yetmezliği gibi geri dönüşü olmayan semptomlar geliştirmelerine neden olabiliyor.
Doktora gitmek, tedaviye uymak ve sık sık kontrol yaptırmak uzun ömürlülükte büyük bir fark yaratabilir. Segal’e göre bunları yapmak “kalp sorunları gibi kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabilir ve insanların daha uzun yaşamasına ve genel olarak daha sağlıklı olmasına yardımcı olabilir.”
Kaynak: HuffPost