Akademisyen Begüm Zorlu, LSE bünyesindeki Kadın, Barış ve Güvenlik Merkezi’nin, ‘Kadın, Barış ve Güvenlik’ gündeminin uygulanmasına ilişkin düzenlediği etkinlik üzerine yazdı.
London School of Economics (LSE) bünyesindeki Kadın, Barış ve Güvenlik Merkezi, AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) bölgesinde Kadın, Barış ve Güvenlik gündeminin uygulanması hakkında bir çevrimiçi etkinlik düzenledi.
Dünyadaki en büyük bölgesel güvenlik kuruluşu olan AGİT’in 57 üyesi Kadın, Barış ve Güvenlik gündemini uygulama sözü verdi. 36 ülke ise bununla ilgili ulusal eylem planı geliştirdi.
Bu etkinlikte eylem planlarına, uygulanma süreçlerine ve yerel dinamiklere bakılarak Bosna-Hersek, Kırgızistan, Moldova, Sırbistan ve Ukrayna vakalarına odaklanan çalışmanın bazı sonuçları sunuldu. Karşılaştırmalara ve vakaların önündeki engellere bakarak, sorularla birlikte Kadın, Barış ve Güvenlik gündeminin uygulanması ve geleceği tartışıldı.
Yerelleştirme Vurgusu
Raporun yazarlarından toplumsal cinsiyet, barış ve güvenlik üzerine çalışmalarını yürüten Henri Myrttinen süreci yerelleştirmenin önemini vurgulayarak toplantıya başladı. Myrttinen yerelleştirmeyi gerçekleştirmek için bölge nüfusunun yaşamlarının gerçekliğine odaklanma, içe dönük olma, yerel sorunlara daha somut cevaplar üretebilme, ötekileştirilmiş sesleri dahil etmenin altını çizdi. Önerileri arasında yerel aktörlerin kendi toplumsal cinsiyet dinamiklerine göre plan üretmesi, yerel aktivitelerin ulusal alana entegre edilmesi ve ulusal alandaki planların ise yerele aktarılması var.
The localisation of NAPs means they centre on the lived realties of those in the region & become in-ward looking, responding in much more concrete ways to local challenges, incorporate marginalised voices, & become much more focussed on what can be done @OSCE pic.twitter.com/ZlEUDy7Ee7
— LSE WPS (@LSE_WPS) July 1, 2020
Bosna-Hersek’in Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ajansı başkanı Samra Filipović-Hadžiabdić, Bosna-Hersek vakasında sivil toplum örgütlerinin ve yerel hükümetin projelerin uygulanmasını sağladığını söyledi. Bu uygulama sürecinde insan güvenliği çerçevesini savunarak militarize bir tepkiden uzaklaşıp, sivil toplumu içeren çok sektörlü bir yaklaşımın gerekliliğini belirtti. Gündemin uygulanmasının başarılı olması için sistemik bir perspektifin gerekli olduğunu ve uygulamadaki engellerin sadece finansal kısıtlamalar değil toplumsal cinsiyet hakkındaki bilgi eksikliği de olduğunu belirtti.
Kırgızistan vakasını anlatan Orta Asya Amerikan Üniversitesi’nden Doçent Doktor Jyldyz Kuvatova yerelleşmenin önündeki en önemli sorunların liderliğin ve yeterli maddi kaynağın olmaması olduğunu söyledi. Kuvatova gerçek bir dönüşüm için uzun bir eğitim süreci ile farklı seviyelerdeki liderliğin dönüşmesi gerektiğini savundu. AGİT raporunda da vurgulandığı gibi Kırgızistan Orta Asya’nın ilk kadın devlet başkanına ev sahipliği yapsa da kurumlara karşı duyulan güvensizlik şiddet gören kadınları sessizliğe itiyordu. Son zamanda yaşanan pozitif gelişmelerden biri geçen sene köy konseylerinde en az yüzde 30’luk bir kadın temsili kotasının kabul edilmesiydi.
BM Kadın’dan Dominika Stojanoska konuşmasında kadınların yerel yönetime katılımına odaklanması gerektiğine vurgu yaptı. Raporun da altını çizdiği gibi Ukrayna’da kadınların parlamentodaki temsili 2019 seçimlerinde yüzde 11,6’dan yüzde 20’ye ulaştı. Bir çok yerel toplum inisiyatifini de kadınlar yürüttü. Stojanoska bu bağlamda hizmet sunumu, yerel kalkınma ve güvenlik kararlarında kadınların etkin katılımı sağlanması gerektiğini savundu ve katılım süreçlerinde de daha kapsayıcı olmasının yolunun savunmasız grupları da dahil etmek olduğunu belirtti.
Dominika Stojanoska bu videoda pandemik sürecinde kadına karşı şiddetin dinamiklerini anlatıyor.
Kaynaklar
Birleşmiş Milletler 1325 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı http://www.peacewomen.org/assets/file/TranslationInitiative/1325/1325turkish.pdf
WPS (KBG) Eylem Planları Listesi
https://www.wpsnaps.org/?fbclid=IwAR2chm6fqNQj6-7YcFOBtQKkCqNAggAKvqPFvh8dA6cuy1mSqJpB2JQX7KA