
Gülseren Onanç
SES Yılın Kadınları 2022 Ödül Töreni’nin heyecanı hala devam ediyor. Direnişleri ile bize umut olan kadın, LGBTİ+ bireylerin örgütlü mücadelesine bir şükran akşamı olan ödül akşamına katılanlar çevrelerine o gecenin ne kadar güzel geçtiğini anlatıyorlar. Bu olumlu geri bildirimler bizi gururlandırıyor, işimizi daha iyi yapmak üzere motive ediyor.
Bu haftaya Millet İttifakı’nı oluşturan altı siyasi partinin seçime giderken ortak hükümet programı niteliğindeki mutabakat metnini açıklandığı etkinlik ile başladık. Uzlaşma kültürü ve pratiğinin zayıf olduğu son derece kutuplaşmış siyaset ortamında siyaset yelpazesinin farklı noktalarında yer alan 6 siyasi partinin ortak akıl ile ve her cümlesine tam mutabakatla bir hükümet programı hazırlamış olmaları ve bunu parti başkanları öncülüğünde kamuoyu ile paylaşmaları çok değerli. Özünde çöken devletin yeniden restorasyonu şeklinde kurgulanan mutabakat programı genel çerçevesi ile topluma bir alternatif sunuyor. Yetkin, kazandığında ne yapacağını bilen bir kadronun varlığını görmek güven veriyor.
Ama Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının da vizyon belgesi niteliğinde olan bu mutabakat metninde laiklik ve eşitlik vurgusunun yeterince yapılmamış olmasını görmezden gelemeyiz. Metnin açıklanmasında sonra, Cumhur İttifakı’nın otoriter, milliyetçi muhafazakar iktidar altında ezilen kadınlar ve LGBTİ+ grupları bu eksiklikleri dile getiriyor. Yapıcı ve yeni bir boyut sağlayan öneriler ve beklentiler koalisyonu yıpratmak üzere yapılmıyor. Aksine, Altılı Masa koalisyonunu güçlendirmek ve uzun dönemli, kalıcı bir demokrasi inşasına destek olmak amaçlanıyor. Türkiye’nin ikinci yüzyılında toplumsal barışın sağlanması için geniş kesimlerin sürece katkısının değeri ve önemi dile getiriliyor. Bu mutabakat metninin geniş kitleler tarafından sahiplenilmesinin yolunu açıyor.
Laiklik vurgusu eksik
Ortak Politikalar Mutabakat Metni, hukuk, adalet yargı, kamu yönetimi, yolsuzlukla mücadele, şeffaflık ve denetim, ekonomi, finans ve istihdam, bilim, Ar-Ge, yenilikçilik, girişimcilik ve dijital dönüşüm, sektörel politikalar, eğitim ve öğretim, sosyal politikalar ve dış politika, savunma, güvenlik ve göç ana başlıklıkları altında 2 bin 300’den fazla somut hedef, politika ve proje ortaya koyarken özellikle biz kadınlar tarafından yaşamsal olarak sahiplenilen “laiklik” vurgusunun eksik kaldığını gözlemledik. Diyanet ve tarikatların giderek etkilerini artırdığı, toplumsal yaşamı dini kurallar çerçevesinde yorumlayan ve uygulayan bu kurumlar ile nasıl mücadele edileceğine ilişkin hedef ve politikaların yer almaması bir hayal kırıklığı yarattı.
Eşitlik İçin Kadın Platformu, EŞİK, mutabakat metnine ilişkin yayınladığı bildiride bu hayal kırıklığını şöyle dile getirdi: “Eğitim, sosyal hizmetler, toplumsal, ekonomik ve sosyal yaşamda kadının güçlenmesine yönelik pek çok olumlu önerinin yer aldığı mutabakat programında, tarikatlar ve Diyanet İşleri Başkanlığına eğitim ve sosyal hizmetler sisteminde sınırsız rol verilmesine; hukuksal, ekonomik, toplumsal ve kültürel yaşamın dini kurallarla düzenlenmesine son verileceğine dair açık ve net bir bahsin yer almaması da önemli bir eksikliktir. Devletin tüm din ve inançlar karşısında eşit mesafeli bir tutum almasının sağlanacağına ilişkin bir madde bulunmamaktadır.”
Beş Parti Saadet’e söz geçirememiş
Saadet Partisi Altılı Masa’nın küçük ortağı olmasına karşın laiklik, İstanbul Sözleşmesi, LGBTİ+ politikalarının mutabakat metinlerine yansımasını engelleyen bir parti. EŞİK tam mutabakat arayan ittifaka, Saadet Partisi’nin bu engelleyici tavrına ilişkin yol gösterici bir öneri sunuyor “Kadınların hayatı ve geleceği, en az Saadet Partili yöneticilerinkiler kadar önemlidir” diyen EŞİK bildirisi, “Mutabakat metinlerinin her bir kelimesinde oybirliği arama kuralı adına, toplumun ve kadınların geleceği feda edilemez. Kadınlara ve topluma karşı açık ve şeffaf olunmalı; hangi parti bu konuda muhalefet ediyorsa, kendisine muhalefet şerhi düşme hakkı verilerek, diğer partilerin uzlaştığı konular üzerinden ilerlenmelidir. Topluma güven ve umut verecek olan bu açıklık ve netlik olacaktır” diyor.
İstanbul Sözleşmesi ve LGBTİ+ hakları yok
Kadın ve LGBTİ+ örgütler mutabakat metninde İstanbul Sözleşmesi’nin yer almaması, LGBTİ+ haklarından söz edilmemesi, 77 kere aile kelimesine karşın bir kez bile LGBTİ+ ya da toplumsal cinsiyet ifadelerinin yer almamasını eleştiriyor. LGBTİ+ hakları aktivisti Yıldız Tar, “Diğer beş siyasi parti İstanbul Sözleşmesi’ne dönülmesini istiyorsa; bir tane Saadet Partisi’ne söz geçirememişler demektir. Metnin temel sorunu tam da bu. Temel hak ve özgürlükleri siyasi pazarlık konusuna dönüştürmesi. Türkiye’yi bilmeyen birisi bu metni okuduğunda sanki her Allahın günü iktidar ve ortağı LGBTİ+’ları hedef göstermiyor sanır” diyor.
Kadın ve Eşitlik Bakanlığı Talep Ediyoruz
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına kapsayıcı, eşit, laik bir vizyon yakışır. Cumhurbaşkanlığı sistemi, AK Parti ve sonrasında Cumhur İttifakı’nın topluma ve devlete verdiği yıkımı onarmak iddiasında olan Altılı Masa’nın yöneticileri bunu temel hak ve özgürlüklerin korunması ve gerçek eşitliğin sağlanması ile başarabilir. Örneğin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yerine bir koordinatör bakanlık olarak “Kadın ve Eşitlik Bakanlığı” kurulmasını talep ediyoruz.
İkinci yüzyıla ‘Kadın ve Eşitlik Bakanlığı’ yakışır.