Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi anayasa hukuku profesörü ve dekanı Prof. Dr. Bertil Emrah Oder, kısa bir süre önce açıklanan Yargı Reformu Stratejisi’ne ilişkin, “Yargıda Kadın Temsili ve Türkiye” başlıklı bir değerlendirme yazısı kaleme aldı.
Oder yazısında Türkiye’de yargı sistemindeki cinsiyet eşitsizliğini ve bu eşitsizlikle mücadele etmek için gerekli olan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eylem Planı”nı anlattı.
Oder, Reform Stratejisi’ne ilişkin olarak yargıda -özellikle lider konumlarda ve üst mahkemelerde- kadın profesyonellerin temsili konusunda özgül bir reform önerisinin bulunmadığını ve yargıda kadın temsiline ilişkin politikaların “görünmezliğini” koruduğunu ifade ediyor. Oder’e göre, bu durum, yargıda kadın profesyonelliğinin temsilini de içeren kapsamlı ve özgül bir toplumsal cinsiyet eşitliği stratejisinin bulunmamasından kaynaklanıyor.
Oder yazısında, yargının kadın-erkek yargı profesyonellerine ilişkin sayısal dağılımını inceleyerek genel durumun yetersizliklerini gösteriyor.
Oder’in Adalet Bakanlığı’nın açıklamaları doğrultusunda sunduğu verilere göre, 2018 sonu itibariyle kürsüde görevli kadın hâkim ve savcıların oranı %35,23.
Kadınlar karar alıcı pozisyonlara getirilmiyor
Yargı bünyesinde yer alan icra müdürlüklerinde kadınların oranı ise oldukça düşük. 2018 verilerine göre, 575 icra müdürünün yalnızca 81 tanesi kadın. Oder’e göre, bu durum, üst karar alıcılık ve lider pozisyonlar bakımından kadınların tercih edilmediğini doğrulayan bir veri.
İcra müdür yardımcılıkları yönünden de kadın temsili erkeklere oranla düşük olsa da icra müdürlüğü pozisyonuna oranla daha yüksek. 1790 icra müdür yardımcısının 518’i kadın. Aradaki bu farklılık, ikincil nitelikteki karar alıcılığında, kadınların erkeklerin yardımcısı olarak görev yaptıklarını gösteriyor. Bu verilerin işaret ettiği bir diğer tablo ise, kadınların karar alıcı konuma atanabilme potansiyeli yönünden sayıca mevcut oldukları, ancak buna rağmen daha etkili konuma getirilmedikleri.
Oder’in yazısına göre, kadınlar, savcılık gibi erkeklere daha uygun olduğu düşünülen, dolayısıyla cinsiyete dayalı sosyo-kültürel algının egemen olduğu yargısal görevlerde de önemli ölçüde az temsil ediliyor. Basında yer alan verilere göre, 7 bin 493 kadın yargı mensubunun 6 bin 369’u hâkim, 1124’ü savcı olarak görev yapmakta. Yargıtay’daki kadın savcı oranı ise 2018 Ağustos itibariyle %12.58.
Yüksek yargı bakımından kadın hâkimlerin sayısı da oldukça düşük seviyede. Yargıtay’a atananlar arasında sadece bir kadın hâkim bulunuyor. Anayasa Mahkemesi’nde halen hiçbir kadın üye yer almıyor.
Yargı için temel öncelik: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eylem Planı
Oder, yargı sistemindeki cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele için “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eylem Planı’nın gündeme alınmasını ve yargının yönetimine ilişkin stratejinin ana bileşenlerinden biri olmasını öneriyor.
Bu kapsamda yüksek mahkemelere özgü stratejik belgelere cinsiyete duyarlı verilerin eklenmesinin “eşitliği destekleyici veya örtülü biçimde cinsiyetçiliği pekiştiren kurumsal politikalar”ın ayırt edilmesini sağlayacağını ifade eden Oder, eşitliği sağlamada “hızlandırıcı araçlar” olarak anılan politikaların, denklik (parite) ilkesi, yargıda liyakate dayalı kota ya da sayısal veya süreye bağlı hedefler koyma olduğunun altını çiziyor.
Yargıda kadın temsili ve yargılamanın kalitesi
Yargıda kadın temsilinin hukuk devletinin kalitesini de belirlediğini ifade eden Oder’e göre, kadın yargı profesyonellerini sistematik ve oransız biçimde ikincil görevlere layık gören ve yüksek yargının etkili konumlarından ya da yönetsel görevlerden dışlayan bir yargı mekanizması, dağıtması beklenen adaletle bağdaşmıyor.
Yargıda kadın temsili ile eş zamanlı uygulanan ve yargısal karar sürecinde toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikleri dikkate almayı temin edecek bilgi ve bilinçlendirmeyi içeren bir yargı stratejisinin gerekliliğine vurgu yapan Oder, kapsamlı, özellikle lider konumlarda kadın temsili için sayısal ve süreye bağlı hedefler içeren, cinsiyetçi karar alma pratikleri ile yüzleşen, yargıçların performans değerlendirmesinde bu hususu dikkate alan bir “Yargıda Toplumsal Cinsiyet Eylem Planı” ile bunun sağlanabileceğini söylüyor.
Değerlendirme yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.