İran’da üniversite kampüsünde soyunarak üniversitelerdeki kadına yönelik katı kıyafet yönetmeliğini protesto eden Ahu Deryayi’nin geleceği hakkında endişeler yükseliyor. İranlı insan hakları aktivisti Masih Alinejad Tahran Bilim ve Araştırma Üniversitesi’nde gerçekleştirdiği cesur ve sıra dışı protesto eylemi sonrasında tutuklanan öğrenci Ahu Deryai’yle dayanışma çağrısı yaptı.Uluslararası Af Örgütü, “derhal ve koşulsuz” serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Kendine Ahu Denmesini İstiyor
Alinejad’ın İranda yaşayan arkadaşlarından naklettiğine göre “Resmi adı Mahla” olan Tahran Bilim ve Araştırma Üniversitesi öğrencisi kendisine “Ahu” denmesini istiyor. Arkadaşları da onun isteğini paylaşıyorlar ve kendisini “hiçbir zaman baskıyı kabul etmeyen, inanılmaz derecede cesur bir kadın olarak tanı[dıklarını]” söylüyorlar.
Canlı ve Cesur Bir Kadın
Masih Alinejad, “Başka bir kaynağın “[kendisine] Ahu Deryai’nin iki küçük çocuğu olduğunu söyledi[ğini]” aktarıyor: “Bir kez evlendi ama bir süre önce kocasından ayrıldı. Eski kocası [onun] eşi olduğunu iddia ederek devlet televizyonundan görüntülerini paylaşmamasını istedi.”
Alinejad Deryai’nin kişiliğini şöyle naklediyor:”Yakın bir arkadaşı, Ahu’nun kendisi ve çocuklarının çok sayıda video ve fotoğrafını paylaştığı Instagram hesabının yetkililerce devre dışı bırakıldığını, bunun onun sadece zihinsel açıdan sağlıklı olmakla kalmadığını, aynı zamanda neşe ve canlılık dolu canlı, cesur bir kadın olduğunu da açıkça gösterdiğini ekledi.”
“Notları hep yüksekti, cesaret ve kararlılığıyla tanınıyordu”
“Bu kaynak, Ahu’nun resimlerini gönderirken şunları vurguluyor: ‘Ahu, olağanüstü zeki olması ve en yüksek notları almasının yanı sıra, okul ve sınıf arkadaşları arasında baskıya meydan okuma -cesareti ve kararlılığıyla tanınıyordu. Haklarını hem okulda hem de üniversitede tacizci ve zorbalara karşı pek çok kez savundu.’”
Ahu Ruh ve Sinir Hastanesi’nde
Masih Alinejad, edindiği bilgilere göre, “Ahu Deryai’nin, kaygı verici koşullar altında İran Psikiyatri Hastanesi’ne nakledildi[ğini]” belirtiyor. “Burada güvenliği ve sağlığıyla ilgili önemli kaygılar sürüyor. Hastanedeki atmosfer, onun gelişinden bu yana çok yüksek güvenlikli bir hal aldı: Güvenlik güçleri onu acil serviste kendisine ayrılan bir bölümde tecrit etti ve hastane personelinin bile erişimine izin vermedi.”
Alinejad, “Dün hastanedeki bilgi sahibi bir kayna[ğın kendisine], personelin ilk gözlemlerinin Ahu’nun zihinsel olarak sağlıklı olduğunu gösterdiğini söyledi[ğini]” aktarıyor.
“Ancak ilk muayenesinin ardından odasına yalnızca hastane dışından güvenlik kuruluşlarına bağlı doktorların girmesine izin verildi.” diyen Alinejad, “Bu kaynağa göre yetkililerin onu bilinmeyen haplar ve enjeksiyonlarla deliliğin eşiğine getirmeyi amaçladıkları[nın anlaşıldığını]” söylüyor. “Ahu hastaneden kaçma girişiminde bulunmuş ancak başarısız olmuş.”
Masih Alinejad “Ahu Deryai’nin sesi olun. Hayatı tehlikede.” diyor
Ne Olmuştu?
Devrim Muhafızların bağlı olarak çalışan gönüllü paramiliter bir grup olan Besiç’in üyelerinin Ahu’nun baş örtüsünü ve kıyafetini yırtması üzerine başlayan olayda, Ahu kıyafetlerini çıkarıp iç çamaşırlarıyla sokağa çıkmıştı.
İran’da zorunlu kıyafet kurallarına göre kadınlar başörtüsü takmak ve bol kıyafetler giymek zorunda. Kabir isimli öğrenci medya organı, Ahu’nun başörtüsü takmadığı için bir Besiç üyesi tarafından tacize uğradığını ve eyleminin sonunda gözaltına alınırken dövüldüğünü iddia etti.
İran’ın muhafazakar Fars haber ajansı da olayı doğruladı ve öğrencinin “uygunsuz kıyafetler” giydiğini ve güvenlik görevlilerinin kıyafet kurallarına uyması için uyarıda bulunmasının ardından “soyunmaya başladığını” bildirdi.
Uluslararası Af Örgütü İran, kötü muamele iddialarına yönelik “bağımsız ve tarafsız” bir soruşturma yapılması çağrısında bulundu. “ İran yetkilileri onu derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmalı. Serbest bırakılana kadar yetkililer, işkence ve diğer kötü muamelelerden korunmasını sağlamalı ve ailesine ve avukatına erişim imkanı sunmalıdır.”
Bu olay, İran’ın Kürt kökenli bir kadını olan Mahsa Amini’nin kıyafet kurallarına uymadığı iddiasıyla gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında protestolarla sarsılmasının üzerinden iki yıldan fazla bir süre sonra gerçekleşti. Protestolar sırasında bazı kadınlar başörtülerini çıkarmış, ancak bu eylemler yetkililer tarafından şiddetle bastırılmıştı.
Kaynak: Bianet, Guardian