Doç. Dr. Saadet Yüksel, geçen hafta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıçlığına seçilerek burada görev yapacak en genç yargıç oldu. Hayatını ve iş yaşamındaki başarı hikayesini Hürriyet’ten İpek Özbey’e anlatan Yüksel’in öncelikli hedefi, “Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi devletlerde ve tüm Avrupa’da insan haklarının gelişimine katkı sağlayacak kararlara imza atmak.”

10 yaşındayken Harvard ve Stanford Hukuk mezunu olan ağabeyi Prof. Dr. Cüneyt Yüksel’in Harvard’daki mezuniyet törenine gidince hukukçu olmaya karar vermiş Saadet Yüksel.
Çocukken ne olmak istediği sorulduğunda, “İstanbul Hukuk’ta okumak, sonra da Harvard’a gitmek istiyorum” diye cevap verdiğini anlatan Yüksel, hayalini birebir gerçekleştirmeyi başarmış. Lisans eğitimini İstanbul Hukuk Fakültesi’nde alan Yüksel, yüksek lisansını Avrupa Birliği hukukunda, İkinci yüksek lisansını ise Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden almış.
Daha sonra doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlayan Yüksel, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde önce yardımcı doçent, sonra doçent olmuş. Şu anda da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapıyor. Aynı zamanda Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yarı zamanlı öğretim üyesi.
Adalet anlayışını, hukuk güvencesinin demokrasi, hukukun üstünlüğü, gerekçelendirme ve ölçülülük standardı gibi objektif hukuk ilkeleri bağlamında sağlandığı tutarlı bir hakkaniyet anlayışı olarak tanımlayor Yüksel.
Yaşıtlarıyla karşılaştırınca çok fazla fedakârlıkta bulunduğunu ifade eden Yüksel’inki tam bir azim hikayesi. Üniversitede okurken neredeyse her yazını yurtdışında hukuk alanında araştırma ve çalışmalarla değerlendirdiğini söylüyor: “Hiçbir yazımı sadece yaz tatili yaparak geçirdiğimi hatırlamıyorum. Hakikaten şikâyetçi değilim, isteyerek ve zevk alarak yaptım. İşimi belli bir düzeyde yapmaya çalıştım, birçok zorlukla da karşılaştım ama bu zorluklara karşı göğüs gererken yine verdiğim emeğin niteliğine güvendim: İnsan hakları, temel hak ve özgürlükler.”
Yüksel’in hem kıta Avrupası hem de Anglosakson hukuku alanında profesyonel çalışmaları mevcut. Daha önce Harvard’da, Georgetown’da, Northwestern Üniversitesi işbirliğiyle Katar’da, New York Hukuk Fakültesi’nde misafir öğretim üyesi olarak çalışan Yüksel, anayasa hukukunun insan hakları, temel hak ve özgürlüklerin yargısal korunması alanına odaklanıyor. Avrupa Birliği’nde işçilerin serbest dolaşımı ve Türk işçilerinin statüsü, özel yaşamın gizliliği bağlamında iletişimin gizliliğine önleyici denetim yoluyla müdahale, ibadet özgürlüğü, çocuk mağduriyetinin Avrupa Birliği hukuku çerçevesinde değerlendirilmesi, Türkiye’de temel hak ve özgürlüklere ilişkin anayasa değişikliklerinin değerlendirilmesi gibi konularda, uluslararası birçok projede çalışmış.
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü sahibi olan Yüksel, geçtiğimiz hafta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye temsilcisi seçildi.
Öğrencilerinin bu habere çok sevindiğini anlatan Yüksel, “Hocam artık kendimizi Avrupa’ya daha yakın hissediyoruz” diyenler olduğunu ifade ediyor. Gençlere önce hayal kurmaları, sonra da azimli olmalarını tavsiye eden Yüksel, başarıya giden yolu şöyle özetliyor: “Bu yolda herkesin karşılaştığı zorluklar oluyor. Her Türk kadını gibi ben de birçok güzelliğin yanı sıra zorluklarla karşılaştım. Ama yaptığım işe inandım, donanımlı bir altyapı oluşturmaya çalıştım. Böyle olunca zorluklar motivasyonumu düşürmedi. Ben hukukçuluğun kural ezberlemek olduğunu düşünmüyorum. Objektif, tutarlı, gerekçelendirmeye ve hukukun üstünlüğüne dayalı belli bir muhakeme düzeyinin yerleşmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.”
Eşitlik Adalet Kadın Platformu olarak Saadet Yüksel’i kutluyoruz. Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliği karnesi başta olmak üzere bütün insan hakları karnesinin iyileştirmesi için çabasının çok önemli olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Eşitliği, Adaleti savunacak bir Kadın hakim olarak kendisi ile gurur duyuyor, başarılar diliyoruz.
Röportajın tamamına buradan ulaşabilirsiniz: