Geçtiğimiz ay İstanbul Politikalar Merkezi ev sahipliğinde düzenlenen “Akdeniz Kadın Arabulucular Ağı Türkiye Çalıştayı”nda kuruluşunu ilan eden Akdeniz Kadın Arabulucular Ağı (MWMN) Türkiye Anteni, toplumsal cinsiyet ve çatışma çözümü alanında uzmanlaşmış kadın aktivistler, uzmanlar ve uygulayıcıları bir araya getiriyor.
Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu olarak, MWMN Türkiye Anteni’nin kurucularına, ağın kuruluş amacını, gelecek faaliyetlerini ve kadınların arabuluculuğa etkili katılımının barış süreçlerine etkisini sorduk.
Haziran ayında, İstanbul Politikalar Merkezi ev sahipliğinde “Akdeniz Kadın Arabulucular Ağı Türkiye Çalıştayı” düzenlendi. Arabuluculuk seviyeleri, önleyici arabuluculuk, kadına karşı şiddet ve ayrımcılık gibi konularda cinsiyete duyarlı bir bakış açısı geliştirilmesinin önemi topluluk temelli arabuluculuk ve uluslararası çatışma durumlarında başarılı arabuluculuk örnekleri gibi konulara değinildi.
Çalıştay’ın bir diğer önemli çıktısı da, MWMN’nin Türkiye Anteni’nin kurulması oldu.
MWMN Türkiye Anteni’nin kuruluş amacı, Türkiye’de çatışma çözümü ve arabuluculuk konularında çalışan kadınlar arasında bir bağ oluşturarak dayanışmayı geliştirmek ve bu ağ aracılığı ile kadınların güçlendirilmesi, barış süreci ve yerelde oluşacak çatışma çözümü süreçlerinde, kadınlara çatışma çözümü ve arabuluculuk konularında farkındalık oluşturmak.
Bu kapsamda, ağın öncelikli faaliyet alanları arasında, yerelde eğitimler ve diyalog toplantıları düzenlemek ve araştırma konuları geliştirmek yer alıyor.
Bu konu Birleşmiş Milletler 1325 Sayılı Güvenlik Konseyi Kararı’nın kadınların barış süreçlerine katılımı alanı ve kadınların güçlendirilmesi alanları ile direkt olarak bağlantılı.
Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu olarak, MWMN Türkiye Anteni’nin kurucularına, ağın kuruluş amacını, gelecek faaliyetlerini ve kadınların arabuluculuğa etkili katılımının barış süreçlerine etkisini sorduk.
Arabuluculuk nedir?
Arabuluculuk, uyuşmazlık çözümü süreçlerinde tarafsız bir üçüncü taraf müdahalesidir.
Uyuşmazlığın taraflarının, bir arabulucu aracılığıyla bir araya gelip şiddet içermeyen yöntemleri kullanarak tarafların çözüm arayışlarına yardımcı olma sürecidir.
Özellikle, uzun dönemli ve çok boyutlu sosyal çatışma süreçlerinde, çatışmanın taraflarının sorunun çözüm yollarını fark etmeleri yapıcı bir üçüncü taraf (arabulucu) müdahalesi ile kolaylaşmaktadır. Bu süreç, sorunun çözümünün yanı sıra, taraflar arasında barışçıl ilişkiler geliştirilmesi açısından da önemlidir.
Kadınların arabuluculuğa etkili katılımındaki fırsatlar nelerdir? Çatışma çözümü/barış süreçleri için ne gibi faydalar sağlıyor?
Öncelikle belirtmek gerekir ki, barış süreçleri tek aktörlü süreçler değillerdir ve çözüme giden yolda bir çok farklı tarif bulunmaktadır. Bu çok aktörlü ve çok boyutlu süreçlerin az önemsenen noktalarından biri barış ve çatışma çözümü süreçlerinde kadınların katılımı konusudur. Bunun en önemli nedeni olarak ataerkil düşünce sistemi gösterilebilir. Kadınların barış ve çatışma çözümü süreçlerinde yer alamaması onların bilgi ve tecrübe eksikliklerinden kaynaklı değil mevcut olan önyargılar ve kadına yönelik ayrımcı tutumların sonucu olarak gelişmektedir.
Ancak yapılan araştırmalar, kadınların barış süreci dışında tutulduklarında kalıcı bir barış sağlama şansının daha düşük olduğunu göstermektedir[1].
UN Women’ın 2015 yılında yayınladığı raporunda[2] belirttiği üzere, kadınların barış süreçlerine aktif katılımı mevcut ihtiyaçların belirlenmesi, yardım süreçlerinin geliştirilmesi ve çatışma sonrası süreçte ekonomik güçlenmeye katkıda bulunmaktadır. Burada kadın katılımı ile ifade edilmek istenen, bu süreçlerde kadınların sayısal olarak varlığı değil, kararlara ne kadara etkin katılabildikleri ve sürece toplumsal cinsiyet perspektifinden yön verebilmeleridir.
Bununla birlikte, kadınların bu süreçlerde olabildiğince birlikte hareket etmeyi başardıkları örneklerde etki alanlarının daha da arttığı görülmüştür. Yakın geçmişte imzalanan Kolombiya Barış Anlaşması süreci örneğinde barış aktörleri olarak kadınların katılımı ve toplumsal cinsiyet konusunun sürecin başından itibaren temel ilke olarak sürece dahil edildiği görülmüştür. Bu konuda toplumsal cinsiyet alt komisyonu kurularak sürecin yönlendirilmesi, barış inşası süreçlerinde toplumsal cinsiyet perspektifinin aktarılması konusunda önemli bir girişimdir.
Bugün hala, bir çok ülkede kadınların barış ve çatışma çözümü süreçlerine katılımının sağlanması için yeterli destek verilmemektedir. Ancak bu süreçlerde etkin kadın katılımı sağlandığında kadınların savunuculuk, sivilleri koruma, farklı kimlik gruplarının ihtiyaçlarını gözlemleme ve görünür kılma, gruplararası köprü oluşturma ve arabuluculuk konularında önemli görevler üstlendikleri görülmektedir. Bu sayede barışın kalıcılığının arttırıldığı deneyimlenmiştir.
[1] Mediation Lab, 2017, s:3
[2] UN Women, “Preventing Conflict, Transforming Justice, Securing the Peace: A Global Study on the Implementation of United Nations Security Council Resolution 1325”, 2015, https://reliefweb.int/sites/reliefweb.int/files/resources/UNW-GLOBAL-STUDY-1325-2015.pdf Son erişim tarihi: 05.07.2019