Kurdish Studies Center / Kürt Çalışmaları Derneği’nin “Kürt Kadınlar” raporuna göre AKP’’ye oy vereceğini söyleyen Kürt kadınların yüzde 29’u İstanbul Sözleşmesi’ni savunuyor. Kürt kadınların yüzde 55’i kendini solda tarif ederken, Batı bölgelerinde yaşayan Kürt kadınlarda kendisini sol görüşte tarif edenlerin oranı yüzde 61.

Kurdish Studies Center / Kürt Çalışmaları Derneği, “Kürt Kadınları” başlıklı raporunu, İstanbul Beyoğlu’ndaki toplantı salonunda kamuoyuna duyurdu. Raporda, “Kürt kadınlar kimdir?” sorusuna yanıt aranıyor.
European Endowment for democracy ve Rawest tarafınından desteklenen araştırmanın sunumunu Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu yaptı.
Araştırma kapsamında Kürt kadınlarla derinlemesine görüşmeler yapan Reform Enstitüsü’nden Emine Uçak Erdoğan sonuçlara ilişkin şu yorumu yaptı:
“Kürt kadınlarda farklı siyasetler rağmen Kürt kimliği çok güçlü. Anadil meselesinde de bir ortaklaşma var. Herkes Kürtçenin bir biçimde eğitim dili olmasını istiyor. Bölge dışında Kürt kimliği daha öne çıkıyor çünkü ayrımcılık var. Kürt kadınlar milliyetçiliği olumsuz bir ideoloji olarak değerlendirirken, Kürt milliyetçiliğini yıkıcı bulmuyor.”
Raporda öne çıkan bulgular şöyle:
İstanbul Sözleşmesi’ne nasıl bakıyorlar?
*Araştırma sonuçlarına göre, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bilgi sahibi olmayanların oranı %53,5.
*İstanbul Sözleşmesi’ni bilenlerin yüzde 70’i sözleşmeden çıkılmasını yanlış buluyor. Batı illerinde yaşayanlar Sözleşme’ye daha çok destek veriyor.
*AKP’ye oy vereceğini ifade eden Kürt kadınların yüzde 29’u İstanbul Sözleşmesi’ni destekliyor. Karşıtlık ise yüzde 42. HDP’ye oy vereceğini söyleyenlerin yüzde 13’ü sözleşme karşıtı.
*Kürt kadınların yüzde 70,5’i “Türkiye AB üyesi olsa kadın hakları daha iyi olurdu” diyor. Kendisini orta ve yüksek seviyede feminist olarak tanımlayanların oranı da yüzde 40 civarında.

Yaşam memnuniyeti düşük, karamsarlık var
* HDP seçmeni Kürt kadınlarda yaşam memnuniyeti daha düşük. Sonuçlar “Kürt kimliği güçlendikçe ve yaş grubu gençleştikçe memnuniyet azalıyor” diyor. AKP’ye oy vereceğini söyleyen Kürt kadınların yaşam memnuniyeti oranı %37,9, HDP’ye oy vereceğini söyleyen kadınların yaşam memnuniyeti oranı %15,7.
*Türkiye’nin batısında yaşayanlarda memnuniyet daha düşük. Kürt kimliği güçlendikçe ve yaş grubu gençleştikçe yaşam memnuniyeti artıyor.
Siyasete ilgi az ama Kürt kadınlar apolitik değil
Araştırmaya göre dört kadından biri siyasetin iyi bir tarafının olmadığını düşünüyor. Kadınların %42’si siyasetle ilgili değil. HDP’li kimliği güçlendikçe siyasete ilgi artıyor. Emine Uçak Erdoğan bu verilerin apolitikliğe işaret etmediğini belirtiyor: “Kürt ve Kürtçe konuşuyorsanız çok da apolitik olamıyorsunuz. Kürt kadınların daha politik olduğunu düşünülüyor ama bu bir mecburiye” dedi.
Partilerde siyasi kutuplaşma var, gri bölgedekilerin hareketi zorlaşıyor
*Genel olarak da Kürt kadınların yüzde 55’i kendini solda tarif ediyor. Batı bölgelerinde yaşayan Kürt kadınlarda kendisini sol görüşte tarif edenlerin oranı daha yüksek; yüzde 61.
*AKP’ye oy vereceğini söyleyen Kürt kadınların %59’u kendini sağda tarif ederken, CHP’ye oy vereceğini söyleyenlerin %67’si ve HDP’ye oy vereceğini söyleyenlerin %74’ü kendini solda tarifliyor.
*Kürt kadınların bugünkü oy davranışları ailelerin siyasi çizgisini büyük ölçüden takip ediyor. Ancak önümüzdeki seçimde ailelerinin siyasi çizgisinden en fazla ayrışacak olanlar, CHP’ye oy verecek kadınlar.
*Kürt kadınların en sevdiği kadın politikacıların başında HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan geliyor, listede CHP’li Canan Kaftancıoğlu ve AKP’li Fatma Şahin de var.
*Kürt kadınların siyasetten beklentileri en çok ekonomik sorunların çözülmesi, özgürlük ve Kürt sorununun çözülmesi.

Annelik kimliği yatay kesiyor
*Kürt kadın kimdir? sorusuna verilen yanıtlarda cesur, fedakâr, güçlü kadın gibi kavramlar kullanılıyor. En çok “anne” kelimesi zikrediliyor.
*Politik aidiyeti ne olursa olsun (özgürlükçü, Atatürkçü, muhafazakar) annelik kimliği Kürt kadınları yatay kesen bir olgu olarak ortaya çıkıyor. Aile kavramı da güçlü. Her şeyin önünde. Buna rağmen “Toplumsal huzur mu hanenizin refahı mı” sorusuna yüzde 55 “toplumsal huzur” cevabını veriyor.
Emine Uçak bu bölümle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Toplumsal düşünme hali var. Genç Kürt kadınlarda evlilik, boşanmaya daha farklı bir bakış var. Dindarlık oranı partilere göre değişmiyor. Herkes son 5 ya da 6 yıla göre daha az dindar olduğunu düşünüyor. İnanç var ama ibadete mesafelenme de var. HDP’ye oy vermese de kapatılma davası, kriminazile edilmesi HDP’nin varlığını önemsenme oranını artırıyor. Bunu Kürt karşıtlığı olarak okuyorlar. Kadına şiddet, kadın meselesi daha önem kazanıyor. Ekonomik sorunlar ve özgürlükler en başat konular Kürt kadınlarda.”
Ayrıntılı rapor önümüzdeki günlerde yayınlanacak.