Türkiye’deki kadın örgütleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı kadına karşı şiddetle mücadele reform paketinin ‘göstermelik bir düzenleme’ olduğunu belirterek, asıl sorunun Medeni Kanun ve nafaka hakkına müdahale edilmesi ve boşanma usulünün erkekler lehine değiştirilmesi olduğunu savundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) 4. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu. Kadına yönelik şiddete ilişkin çeşitli düzenlemelerin yer aldığı reform paketinin detaylarını açıklayan Erdoğan, Türkiye’deki kadın cinayetlerinin oran olarak Avrupa ülkelerinin gerisinde olduğunu savundu.
‘Önce İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden imza atın’
Pakette yer alan düzenlemeleri Evrensel’e değerlendiren Eşitlik İçin Kadın Platformu’ndan avukat Yelda Koçak, “Bahsedilen düzenlemeler zaten İstanbul Sözleşmesi’nde yer alıyordu. İstanbul Sözleşmesi, örf adet gelenek görenek sözde namus gibi keyfi uygulamaların kadına yönelik şiddette indirim gerekçesi olmaması gerektiğini söylüyordu. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırıp sonra İstanbul Sözleşmesi içindeki bazı şeylerin vaadinde bulunmak, düzenlemenin getirdiklerinin yanı sıra götürecekleri de akıllara getiriyor. O da Medeni Kanun’a müdahaledir, nafaka hakkının kaldırılmasıdır, boşanma usulünün erkekler lehine değiştirilmesidir. Böyle düzenlemeleri öne sürüp medeni hakların gasp edilmesini perdelemeye çalışıyorlar. Önce İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar imza atsınlar” çağrısında bulundu.
VOA Türkçe’ye konuşan Platform gönüllüsü Hülya Gülbahar ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne atıfta bulunarak, “Her 8 Mart’ta kadına karşı şiddetin önlenmesi, kadın cinayetlerinin durdurulması iddiasıyla, bir takım göstermelik açıklamalar yapılmasına, paketler açıklanmasına artık alıştık” dedi.
‘Türkiye’de yasa yapma sorunu değil, yasaları uygulama sorunu var’
Açıklanan paketin “kadına karşı şiddeti ve kadın cinayetlerini önlemek konusunda son derece yetersiz ve iktidarın bir şeyler yaptığı izlenimini yaratmaya yönelik” olduğunu kaydeden Gülbahar, “Zaten kadın cinayetlerinin bir bölümü ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılıyor. Bundan daha ağır bir ceza olamaz. EŞİK olarak uzun süredir biz, ‘yasalara dokunma, uygula’ diyoruz. Türkiye’de yasa yapma sorunu değil, yasaları uygulama sorunu var” diye konuştu.
Kadına yönelik ısrarlı takip de dahil sistematik şiddeti, işkence olarak düzenleyen 96’ncı maddenin 1 Haziran 2005 tarihinden bu yana Türk Ceza Kanunu’nda yer aldığını belirten Gülbahar, “Ama uygulanmıyor. Şimdi yeni paketle bunun cezasının 6 aydan 2 yıla çıkarılması öngörülüyor. Oysaki 96’ncı maddenin yaptırımı evlilik ve kan bağı olmadığı takdirde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis. Eğer evlilik ve kan bağı varsa, 3 yıldan 8 yıla kadar hapis. Dolayısıyla aslında ısrarlı takibin cezası bu paketle azaltılmış oluyor” ifadelerini kullandı.
‘Kadın örgütleri ve barolar davalara müdahil olmalı’
İyi hal indiriminin ise bir uygulama sorunu olduğuna dikkati çeken Gülbahar, “Çünkü bu madde, kravat indirimi, takım elbise indirimi, mahzun baktın indirimi gibi bir indirimin yapılmasına izin verecek bir madde değil. Bu tür kararlar, toplumsal cinsiyet eşitliği ile gerçek anlamda hukuk eğitimleri verilmediği, mesleki kontrol yapılmadığı için yargıçların kadınların aleyhine cinsiyetçi uygulamalarının bir ürünüdür. Bu yanlış kararların verilmesini Adalet Bakanlığı meslek içi eğitimlerle önleyebilir” değerlendirmesinde bulundu.
Hülya Gülbahar ayrıca, reform paketinde yer alan “barolar tarafından ücretsiz avukat tahsisi” uygulamasının yeni bir uygulama olmadığını vurgulayarak, yeni bir şey yapılacaksa kadın örgütlerinin ve baroların davalara müdahil olma taleplerinin kabul edilebileceğini sözlerine ekledi.
‘İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekmek tarihi bir hataydı’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav da VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme süreci o kadar büyük bir hataydı ki, daha sonra bu paketi açıklamak gibi, çıkma kararının tolere edilmeye çalışıldığı durumlar yaşanıyor” dedi.
Kav, İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekme kararının çok tarihi bir hata olduğunu dile getirerek, dolayısıyla bu reform paketi gibi adımların mecbur kalındığı için atıldığını kaydetti.
Kaynak: Evrensel, VOA Türkçe