Carl Jung’a atfedilen çeşitli alıntılara göre, hiçbir şey çocuklar üzerinde ebeveynlerinin yaşanmamış hayatlarından daha güçlü bir etkiye sahip değildir. Bu doğru olsa da, söz konusu aşk olduğunda, ilişkilerimizi nasıl yaşadığımızı belirleyen, genellikle ebeveynlerimizin yaşadığı romantik ilişkilerden aldığımız derslerdir.
Guardian okurları, ebevenylerinin aşka bakışlarını ve ilişkilerini şekillendirmeye nasıl yardımcı olduğunu paylaşıyor.

Carl Jung’a atfedilen çeşitli alıntılara göre, hiçbir şey çocuklar üzerinde ebeveynlerinin yaşanmamış hayatlarından daha güçlü bir etkiye sahip değildir. Bu doğru olsa da, söz konusu aşk olduğunda, ilişkilerimizi nasıl yaşadığımızı belirleyen, genellikle ebeveynlerimizin yaşadığı romantik ilişkilerden aldığımız derslerdir.
Guardian okurları, başkalarına karşı duyguların yönetiminden, kişinin soğukkanlılığını ve saygınlığını korumasına ve uzun süreli aşka yönelik bazı alışılmadık yaklaşımlara kadar, ebeveynlerinin kendi aşk hayatlarını şekillendirmeye nasıl yardımcı olduğunu paylaşıyor.
Kendinizi tanıyın ve birbirinizi kabul edin
Annem ve babam asla tartışmaz, her zaman sohbet eder, çocuklarını sever ve birbirlerini desteklerlerdi. Babamın yelken tutkusunun peşinden gitmek için çiftlikten taşındığımızda, o başka bir denizciyle tanıştı ve evlendi. Annem de iyileşme yolculuğunda yeni eşiyle tanıştı. Her iki ebeveyn de bu durum karşısında olgun ve iyimserdi, bu da biz çocukların üvey anne ve babamızı kabullenmemizi ve ebeveynlerimizin bireysel mutluluklarına izin vermemizi sağladı. Ebeveynlerimizin seçimlerini benimseyerek, hayatın yaşamak için olduğunu ve kendi mutluluğunuzun sorumluluğunu almanın esas olduğunu öğrendik.
Kocam beni terk edip başka birini bulmuş olsa da, anne ve babamı örnek alarak onun seçimlerini kabul ettim. Bu kabulleniş, her ikisiyle de medeni ve saygılı bir ilişki sürdürmenin yanı sıra yoluma devam edebilmem anlamına geliyordu. Bu, o gittiğinde yaşadığım acıyı azaltmadı ya da gözyaşlarımı dindirmedi ama ikincil yaralardan kaçınmama yardımcı oldu.
– Nicola, Melbourne, Avustralya
Bir ilişkiye başlamadan önce kendinizi sevmeniz ve anlamanız gerekir. Eksik değilsiniz ve bütün hissetmek için bir insana ihtiyacınız yok. Anne ve babamın boşandıktan sonra bir eşten diğerine nasıl zıpladıklarını izledim. Sonraki ilişkilerinin her biri iniş ve çıkışlarla doluydu, sonunda aşırı bağımlı olma hali yüzünden başarısızlıkla sonuçlandılar. Çift ve bireysel terapilere katılarak, içime dönerek ve kendimi sevmek için elimden gelenin en iyisini yaparak bu eğilimi kırmaya çalışıyorum. –
– Caiti, Melbourne, Avustralya
Aşkın alışılagelmiş olması gerekmez
Annemle babamın alışılmadık ilişkileri bana sevginin farklı zamanlarda ve yerlerde farklı insanlar için farklı anlamlar ifade ettiğini gösterdi. Sevginin benim için ne anlama geldiğini bulmam için beni cesaretlendirdiler. Bence bir duyguya veya bir aşk ifadesine verilecek en iyi yanıt, o anda bunun ne anlama geldiğini sormaktır. Bu, ilişkiler, arzular, kişisel geçmişler ve geleceğe yönelik istekler hakkında bir dizi fikir ve beklentiyi ortaya çıkarabilir.
Başkalarını nasıl seveceğimizi öğrenebileceğimiz fikri çok eskiye dayanır. Bu, sevginin niyet edilen bir şey olduğu anlamına gelir: yani sahip olduğumuz bir duygu olduğu kadar, geliştirdiğimiz de bir sanat biçimi.
– Clare, Sidney, Avustralya
Şefkat önemli
Hayat her zaman planlandığı gibi gitmez ama sevgi sizi ayakta tutar. Annem hep mücadeleciydi, ancak böbrek yetmezliği nedeniyle 56 yaşında ölmeden önce 15 yıl boyunca diyalize girdi. Annem ve babam hayatlarını değiştirecek böyle bir senaryoyu planlarına dahil etmemişlerdi, ancak annem her zaman babamın kendisine hiçbir zaman suçluluk hissettirmediğini söylerdi. Babam kendini annemin hayatını iyileştirmeye adamıştı; yeri gelir evde diyalize girebilmesi için anneme bakar (babam hemşireydi!), yeri gelir yengeçli sandviç hazırlar ya da denizde kürek çekmek için altı saat araba kullanırdı.
Ailem bana iyi bir ilişkinin nasıl olması gerektiğini öğretti – her zaman mükemmel olmak zorunda değildi, ama saygı, şefkat ve sevgi dolu olmalıydı.
– Clare, Kent, Birleşik Krallık
Kötü bir ilişki yaşamaktansa bekar olmanın daha iyi
Annem ve babam birbirlerine en iyi ihtimalle tahammül eden, zaman zaman açıkça nefret eden ve kızan ama “çocukları için” birlikte kalan iki insandı.
Onlarca yıllık dargınlıklar ve tartışmalar bir anda yeniden canlanır ve keskinleşirdi. Öğrendiğim en önemli şey onlar gibi olmamaktı.
Bugün tanıdığım en müthiş insanla, çok güzel bir ilişkinin içindeyim. Her şeyi aklı başında, mantıklı ve birbirini gerçekten seven insanlar gibi konuşuyoruz. Kendimi hiç bu kadar mutlu ya da güvende hissetmemiştim.
– Neil, Sidney, Avustralya
Annem her zaman kötü bir ilişki yaşamaktansa bekar olmanın daha iyi olduğunu söylerdi. Ayrıca bana şiddet gösteren bir erkeği derhal terk etmemi ve bir daha asla yapmayacağına dair vereceği sözlere şüpheyle yaklaşmamı söylerdi.
Annemin ilk ilkesini başarıyla uyguladım – tatmin edici olmayan ilişkileri terk etmek. Annemin ikinci ilişki tavsiyesine hiç uymak zorunda kalmamış olsam da, diğer çiftleri gözlemlerken bunu doğrulamak için pek çok fırsatım oldu. O zamandan beri annemin mükemmel tavsiyelerini kızıma da aktarıyorum.
– Anonim, Avustralya
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.