Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutuklu demans hastası HDP eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk ile görüşen avukatı Ezgi Güngördü, Tuğluk’un kendisi hakkında Kobanê davasında verilen tahliye kararını dahi hatırlamadığını söyledi.

Geçtiğimiz hafta 15’inci duruşması görülen davada mahkeme heyeti Aysel Tuğluk’un savunma yapmasını istemişti.
Avukatları bu durumu “işkence” diye niteleyerek karşı çıkmıştı. Aynı cezaevinde kaldığı arkadaşlarının yardımıyla SEGBİS üzerinden mahkeme salonuna bağlanan Tuğluk, soruların çoğuna yanıt verememiş, savunma yapamayacak durumda olduğunu ifade etmişti.
Mahkemenin ara kararında Aysel Tuğluk’un tahliye edilmesine karar verildi. Fakat HDP’li siyasetçi, daha önce kesinleşen 10 yıllık hapis cezası olduğu için tahliye edilmedi.
Bu hapis cezası da 16 Mart 2018 tarihinde, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş başkanı olduğu dönemde verdiği demeçler ve PKK’lıların cenaze törenine katılması nedeniyle “Terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan verilmişti.
“Beni hatırlamıyor”
Evrensel’den Eylem Nazlıer’in haberine göre, Aysel Tuğluk’un avukatı Ezgi Güngördü, “Unutkanlığının günbegün arttığını gözlemleyebiliyoruz. Ben her hafta görmeye gidiyorum. Beni, adımı hatırlamıyor” dedi.
Kobanê dosyası mahkemesinin, demans teşhisi sebebiyle Aysel Tuğluk’u yeniden ATK’ye sevk ettiğini hatırlatan Güngördü, sürece dair şunları anlattı:
“Mahkeme Tuğluk’un savunma yapıp yapamayacağının cevaplanmasını istedi. ATK mahkemeye sunduğu raporda, Tuğluk’un demans hastası olduğunu ancak kısmi savunma yapabileceğini belirtti. Yani aslında ‘savunma yapamaz’ dedi. Çünkü Türkiye hukukunda ‘kısmi savunma’ diye bir müessese yok. Ancak mahkeme bu durumu lehe yorumlamak yerine, savunma yapabileceği şeklinde yorumladı. Bir önceki duruşma periyodunda Tuğluk’un kimlik tespitini dahi veremediğini görmesine rağmen bu duruşmada zorla savunmasını almaya çalıştı. Bu durumun işkenceyle sorgu alma yasağı kapsamında olduğunu belirttik ve bu tutuma itiraz ettik. 2 haftalık duruşma periyodunun son günü verilen kararda ise işkence söyleminin mahkeme heyetini vicdanen rahatsız etmesi sebebiyle tahliye kararı verildi.”
“Kişiye göre hukuk”
Yeniden infaz erteleme için başvuru yapacaklarını söyleyen Göngördü, “10 yıl ceza aldığı dosyanın infazı devam ediyor. Daha yeni yapmıştık, reddedilmişti. Aynı zamanda Anayasa Mahkemesi’ne tedbir talebiyle başvurmuştuk. Ona Kobanê dosyasındaki tahliye kararını ek beyan olarak sunacağız ve acilen tahliyesine karar verilmesine talep edeceğiz” dedi.
Demans hastası olan eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in tahliye edilmesine dikkat çekerek, aynı durumda olan Tuğluk’un serbest bırakılmamasına tepki gösteren Güngördü, bu durum için “kişiye göre hukuk” tanımlaması yaptı.
“Aysel Tuğluk’u sahiplenmemiz gerekiyor”
Tahliye kararı sonrasında avukatların Tuğluk’u ziyaret ettiğini de anlatan Güngördü, Aysel Tuğluk’un tahliye edildiğini dahi hatırlamadığını söyleyerek şunları anlattı:
“Özellikle pandemiden sonra açık görüşler başladığı için ailesini görebiliyor. Diğer koğuşta kalan arkadaşlarını görebiliyor. Morali iyi ama unutkanlığının günbegün artığını biz de gözlemleyebiliyoruz. Ben her hafta görmeye gidiyorum. Beni hatırlamıyor. Adımı unutuyor.”
Güngördü, Aysel Tuğluk’un, tutukluluk kararı olan bir diğer dosyadan da infazın ertelenmesi kararı verilerek serbest bırakılması ve tedavi edilmesi çağrısı yaptı: “Aysel Tuğluk önemli bir kadın siyasetçi. Dolayısıyla onu sahiplenmemiz, tedavi hakkını en iyi şekilde sağlanması için bir kamuoyu oluşturmamız ve bunun için bir mücadele etmemiz gerekiyor.”
Nasıl tahliye edilebilir?
BBC Türkçe’ye konuşan Tuğluk’un diğer avukatı Serdar Çelebi, Tuğluk’un tahliye edilebilmesinin iki yolu olduğunu belirtti. Bunlardan ilki Adli Tıp Kurumu’nun “Cezaevinde kalamaz” raporu vermesi. İkincisi de Anayasa Mahkemesi’nin DTK davasında verilen cezasını bozması.
“Aysel hanım DTK davasından ceza aldı. Davada DTK’nin PKK uzantısı olduğu iddia edilmişti.AİHM’in Büyük Daire Demirtaş kararı var ve o kararda DTK’nin illegal bir yapılanma olmadığı, bir sivil toplum örgütü olduğu belirtiliyor ve bundan dolayı verilmiş tutuklama kararının da hukuka aykırı olduğu vurgulanıyor. Anayasa Mahkemesi’nin de, AİHM’in verdiği kararın aksine bir karar vermesi bizce mümkün değil. AYM’nin başvurumuzu sonuçlandırması halinde Aysel Hanım’ın beraat etmesinin önünde de engel bir durum kalmıyor ama maalesef süreç uzadıkça uzuyor.”
Kaynak: Evrensel, BBC