Kişinin kendi kendiyle evlenmesi anlamına gelen sologami 1990’lardan beri var olsa da, altın çağını ilişkilerin epey karmaşıklaştığı son zamanlarda yaşıyor. Daha çok kadınların benimsediği sologami neden tercih ediliyor? Narsisistik bir pratik mi yoksa bir öz-sevgi göstergesi olarak mı görülüyor?
Brittany Rist, “Girl” şarkısı eşliğinde üzerine bir elbise geçirdi, saçına da beyaz bir duvak iliştirdi.
O gün Rist’in düğün günüydü.
Gül rengi bir elbise tercih eden 34 yaşındaki Rist, evinin arka bahçesinde bir aynanın önünde tek başına yeminini okudu. Kendi teklifini kabul etmiş ve kendisine bir yüzük vermişti. Bir eş yerine, bir şişe şampanyanın yanında kırmızı kadife bir pasta onu bekliyordu.
Rist kendi kendine “evet” dedi, iyi günde kötü günde kendini sevmeye söz verdi.
Aynadaki yansımasına “Bir daha asla romantik bir birlikteliğe razı olmayacağıma ya da kendimi terk etmeyeceğime yemin ediyorum” dedi. “Hayatı bir sanat eseri olarak yaşayacağıma yemin ediyorum.”
Rist’in kendi düğününde bir nikah memuru ya da konuklar yoktu, tek başına katıldığı bir resepsiyonda kadeh kaldırdı.
Rist aylar önce, dokuz yıllık birlikteliğin ardından oğlunun babasından ayrılmıştı. İçsel benliğini iyileştirmeye koyulmuş, bekârlık yemini etmiş ve terapiye başlamıştı.
Ve Kasım 2021’de Missouri’deki evinde, Rist öz-sevgi yolculuğunu bir öz-takdir ifadesiyle noktaladı.
“Aşkta ve diğer insanlarla olan ilişkilerimde, bu süreçte kendimi tam olarak göstermediğimi ve sevmediğimi fark ettim, bu da başkalarından sevgi almayı gerçekten zorlaştırıyordu” diyor. “Tüm bu zamanı, parayı ve enerjiyi başka insanlarla evlenmek için harcıyoruz ve bunu kendimiz için hiç yapmıyoruz.”
“Düşündüm ki, ‘Neden kendime bir yüzük almıyorum? Neden bu süre zarfında kendimi tamamen sevmiyorum ve küçük bir tören yapmıyorum?”
Narsisizm mi, öz sevgi mi?
Kendi kendine evlilik ya da sologami kavramı yıllardır var. Ağustos 2003’te yayınlanan bir “Sex and the City” bölümünde Carrie Bradshaw bir düşmanından intikam almak için ona kendisiyle evleneceğini söylemişti örneğin.
Kaç kişinin sologamiyi törenlerle kutladığına dair bir veri bulunmamakla birlikte, bu uygulama son zamanlarda çıkan birkaç haberle gündeme geldi. CNN kendisiyle evlenen dört kadınla konuştu.
Bu kadınlar bu eylemi öz-sevginin sembolik bir ifadesi ve kişinin kendisiyle kurduğu derin ve anlamlı ilişkinin onaylanması olarak tanımlıyorlar.
Sologamide diğer romantik ilişkileri tamamen reddetmek gibi bir kaygı yok, yani kendi kendinize duyduğunuz sadakatin sınırları klasik evliliklerden daha farklı çizilmiş durumda.
Rist’in solo töreninden yaklaşık bir yıl sonra, şimdi kocası olan eşiyle nikah masasına oturdu. Kendi evliliğinin yüzüğünü, kendine verdiği sözü hatırlatması için sağ eline takıyor.
Sologami pratiğini narsistlikle suçlayanlar da var, sağlıklı bir öz-sevgi olarak görenler de.
“A Mindful Way to Loving Relationships” kitabının yazarı ve terapist John Amodeo., “Bu trendde benim için öne çıkan şey, giderek daha fazla insanın kendi mutlulukları için sorumluluk almaları gerektiğini fark etmeleri – bir ortaklık içinde olmadan da tatmin edici, anlamlı bir yaşam sürebileceklerinin farkına varmaları” diyor.
Amodeo bunu sağlıklı bir narsisizm biçimi olarak tarifliyor. Öz-sevgi olmadan, insanların kendilerini değerli hissetmek için başkalarına bağımlı olduklarını söylüyor.
“Sağlıksız narsisizme yol açan aslında öz-sevgi eksikliğidir” diyor. “Bu durumda içimizdeki boşluğu doldurmak için sürekli olarak başkalarının onayına ihtiyaç duyarız.”
“Hayata yeniden başlamak gibi”
Danni Adams da birkaç yıl önce evlenmeyi planlamıştı. Sevdiği insanlarla dolu büyük bir parti istiyordu.
Ama sonra pandemi vurdu ve planlarını erteledi. Düğün yerine, öz saygısını geliştirmeye odaklanmak için bir terapiste başvurdu.
Şimdi 30 yaşında olan Adams, “Kendime gerçekten yatırım yapmak için birkaç yılımı ayırdım, terapiye gittim, kuşaklar boyu süregelen travmaları iyileştirmenin ne anlama geldiğini derinlemesine araştırdım,” diyor. “Sonra kendimi gerçekten iyi hissettiğimde terapistime ‘Sanırım artık kendimle evlenmek istiyorum’ dedim.”
Ve Aralık ayında Sanford, Florida’da bir mekanda yaklaşık 40 davetlinin önünde evlendi.
“Geçmişimde çocukken başıma gelenleri, bana zarar veren her şeyi düşününce, bu hayata yeniden başlamak gibi bir şeydi. Hayatıma, neşeme, kendi seçimlerime sahip çıkacaktım. İşte tüm mesele buydu.”
Adams, kararının eleştirenlerin bunu onun bir yardım çığlığı olarak nitelendirdiklerini söylüyor.
“Pek çok insan ruh sağlığımın iyi olmadığını söyledi” diyen Adams, “herkesin ruh sağlığı hizmetlerine erişmesi gerektiğini söylediğimiz bir dönemde insanların ruh sağlığını silah olarak kullanmasını” ilginç bulduğunu da sözlerine ekledi.
Adams gelecekte evlenirse, nikah yüzüğünü kendine taktığı yüzüğün hemen yanına takacağını söylüyor.
“Herkes hep ‘Bir erkekle evlenmek için kendimi boşamam mı gerekecek’ diye soruyor. Ama asıl soru şu: ‘Evlenmek için neden kendimi yok etmem gerekiyor?”
Kaynak: CNN