Close Menu
  • Eşitlik
  • Barış ve Güvenlik
  • Siyaset
  • Adalet
  • Emek
  • Kültür-Sanat
  • Ekoloji
  • Bülten Üyeliği
  • Podcast
  • english
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube TikTok Telegram
Hakkımızda
SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu
Facebook X (Twitter) Instagram YouTube TikTok Telegram
  • Eşitlik

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun

    8 Mart 2025

    Yasaklamalara Rağmen Kadınlar Bizi Feminist Gece Yürüyüşü’ne Çağırıyor

    8 Mart 2025

    Çin’de Feminist Komedi: “Her Story” ve Kadınların Mücadelesi

    5 Ocak 2025

    Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarsız Bütçe

    9 Aralık 2024

    Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Hareketinde Erkeklerin Rolü

    25 Kasım 2024
  • Barış ve Güvenlik

    Barış Savunucusu Jimmy Carter Hayatını Kaybetti

    30 Aralık 2024

    Nimet Nimettir!

    24 Aralık 2024

    Rahibeler, Mızıkçı Kabadayılar, Kayyımlar

    23 Aralık 2024

    Barış ve Huzur İçinde Yaşamak İstiyoruz!

    23 Aralık 2024

    Kadınlar Tepkili: Hayatlarımıza, Haklarımıza, Hayallerimize Kayyım Atayamayacaksınız!

    10 Kasım 2024
  • Siyaset

    Yerel Demokrasi İçin İş Birliği Çağrısı

    12 Ocak 2025

    Bakanlık: Kreşleri Kapatın CHP: Hodri Meydan; Gelin Kapatın

    26 Kasım 2024

    CHP Kadın Çalıştayı: Çare Eşitlikte

    25 Kasım 2024

    Trump ve Adamları

    18 Kasım 2024

    Kadınlar Tepkili: Hayatlarımıza, Haklarımıza, Hayallerimize Kayyım Atayamayacaksınız!

    10 Kasım 2024
  • Adalet

    Pınar Selek:Feminizm Olmadan Faşizmi Aşamayız

    3 Şubat 2025

    AİHM’den Fransa’ya Kınama: Seks Evlilik Yükümlülüğü Değildir

    27 Ocak 2025

    Gisèle Pelicot: Kimin Utanması Gerektiğini Dünyaya Gösteren Kadın

    24 Aralık 2024

    Narin Cinayeti Araştırma Önergesi İktidar Partileri Tarafından Reddedildi

    4 Ekim 2024

    2024 Hrant Dink Ödülleri Kadın Hakları Mücadelesine

    23 Eylül 2024
  • Emek

    Türkiye: Çalışan Kadınlar İçin En Kötü Ülke

    24 Nisan 2025

    DİSK:Greve Çıkalım. Hayatı durduralım.

    9 Mart 2025

    Yasaklamalara Rağmen Kadınlar Bizi Feminist Gece Yürüyüşü’ne Çağırıyor

    8 Mart 2025

    Polonez İşçileri Kazandı:Birleşen İşçiler Asla Yenilmez

    7 Ocak 2025

    Bedeni Hür Kadın Öğretmenler

    20 Ekim 2024
  • Kültür-Sanat

    Dünyaca Ünlü Kemancı Ayla Erduran’ın Ardından

    12 Ocak 2025

    Çin’de Feminist Komedi: “Her Story” ve Kadınların Mücadelesi

    5 Ocak 2025

    Viyana Filarmoni İlk Kez Bir Kadının Bestesine Yer Verdi

    5 Ocak 2025

    Demet Değil Mehmet Olsaydım İşim Daha Kolay Olacaktı

    9 Aralık 2024

    Oya Baydar: Hak Mücadelesiyle Geçen Bir Hayat

    2 Aralık 2024
  • Ekoloji
  • Podcast
  • English
Hakkımızda
SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu

Berrin Sönmez Yazdı: Ataerkil Şiddet ve Kadın Mücadelesi

25 Ağustos 2020 Dayanışma
Facebook Twitter WhatsApp Email

Berrin Sönmez, Gazete Duvar’daki  “Yaşamın adı ‘kahır’dı kadın için” isimli yazısında, İstanbul Sözleşmesi dahil, şiddetle mücadele alanındaki uluslararası mekanizmalar ve ulusal yasaların kadının eşitlik mücadelesi sonrası bir hukuk mevzuatı haline geldiğini söylüyor.

Berrin Sönmez

Ev içi/aile içi şiddetin “suç” sayılmadığı zamanların kadın bilgeliği, “akıllı kadın dayak yemez” sözüyle özetlenebilir. Gerçekten böyle bir bilgelik işe yarar mıydı sorunun cevabı aşağıda gelecek. Akıllı kadın olma ihtimali sadece vaat edilen bir umuttu. Umudun iyi pazarlanması ve alıcısının bulunmasıyla yürüyordu aile dediğin. Alıcısı çoktu. Nasıl olmasın ki? Bırakalım eşitliği insan sayılıp toplumsal yaşama katılmanın koşuluydu adeta aileye ait olmak. Baba evinden koca evine gitmeyen, koca evinde yaşamayı değil ölümü beklemeyi beceremeyen kadının, toplumda yer edinmesine imkan yoktu çünkü. Medeni hal sorusu, misal resmi evrakta kalmaz, yazılı olmayan kuralların sözcüsü cık cıklar bezdirir, “ev kızı”, çürüğüne çarığına bakmadan bir kocaya razı olurdu.

Kadın bilgeliği demiştik ya işte onlardan birisi “kırk kişinin kahrını çekmektense bir kişinin kahrını çekmek evla” der. Kadın olmak, kahır çekmek demek yani baba evinde kalsa da koca evine gitse de kadın yaşamının adı kahır. Ailenin yürütülmesini sağlayan o ataerkil pazarlık ya da ataerkillikle müzakere, hiçlikten ikincilliğe terfi yolu bir bakıma. Terfi diyorum çünkü insan sayılmamaktansa ikinci sınıf insan sayılmaya rıza göstermeyi dayatan bir varolamayış haliydi, bekar kadının hali. Evlenince o pazarlığa boyun eğmek zorundaydı çünkü “dul” olmak bekarlıktan bin beterdi. Her toplumda her kadın nefsi kahrı tatmıştır, yakın nesillere kadar. Bazı toplumlarda ve her toplumun bazı kesimlerinde hala yaşamın adı kahır, kadınlar için. Bizde ise Fatih Erbakan’ın mutlu sandığı kahırlı kadınlar “on beş yaşında evlenen ninelerimiz” neslinden sonra giderek azalmaya başladı. Kadın yaşamında kahırdan eşitliğe uzanacak bir yol, ihtimal olarak belirdi. Eğitim hakkından, meslek edinme, çalışma hakkından yararlanabilen kadınların varlığı umut oldu. Söz konusu değişim aslında umudun değişmesiydi.

Ezberletilen yuvayı dişi kuş yapar masalıysa değişen umutla, kaçınılmaz olarak değişecek ev içi dengelerin yine erkek lehine kurulmasının aracıydı. O yuva, ne yaşanırsa yaşansın dört duvar arasında sır olarak saklanınca, yapılmış olacaktı. Akıllı kadın dayak yemez hikayesine inanan varsa bilinsin ki ancak duygusal ve ekonomik şiddete, evlilik birliği içindeki cinsel şiddete sessizce katlanıp fiziksel şiddetten korunma ihtimaliydi o. Bu ihtimal de tutmazsa zaten kadın dediğin habire kapıya çarpardı. Kanadı kırılsa da o yuvayı yapmaya o dişi kuş ilk “hayır” diyebildiğinde ise yıl olmuştu 70’ler, 80’ler. O zamanlar henüz adı şiddet olmayan ev içi/aile içi şiddetin, “dayağa hayır, susma bağır” sloganıyla görünür hale gelişi, adı kahır olan kadın yaşamında yeni bir eşik oldu. Sözünü sakınmayan kadınların, tüm kadınlar için ve söz sahibi olmaya başlayan kadınların öz yaşamı için şiddetten kurtulma ihtimali yeni umuttu.

Her birimizin kendi hayatlarımız ve aile hikayelerinden tanıklıklarımızla bildiğimiz böylesi yalın kadın ve toplum anlatısı, toplumun ataerkilliğini, ataerkil şiddeti biraz daha kolay göz önüne sermek içindi. Aile, aile dediklerinin kadınlar için neyin umudu olduğunu görünce belki gerçek daha iyi kavranır umudu biraz da. Ataerkillikle müzakere sona ermedi ama ataerkil şiddetle mücadele ihtimali bile kadınların eline, pazarlıkta kullanabileceği yeni bir koz verdi. İlki, ne kadar büyük zorluk içerse de bekar ya da yalnız yaşama ihtimalinin imkansız olmaktan çıkışıydı. İkincisi de şiddetsiz yaşama ihtimalinin belirmesi oldu.

Ve bunların hepsi bizde, BM CEDAW yani Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması için hazırlanan, imzalanan Sözleşme’den önce başlamıştı. Bazı aklı evvellerin komplo teorilerine bel bağlayarak küresel oyun gibi sunmaya çalıştıkları şey değil kadın eşitlik mücadelesi, ayrımcılığa itiraz ve şiddetten korunma çabası. Tersine kadının insan hakları mücadelesi güçlendiği için o uluslararası mekanizmalardaki ataerkil düzen kaçınılmaz bir şekilde dönüşmek zorunda kaldığından hazırlandı bu sözleşme ve öncesindeki dünya kadın konferansları ve kadının statüsü komisyonu, kadın emeğiyle ulusları, devletleri ve ulus ötesi mekanizmaları dönüştürdüğü için hazırlandı o sözleşmeler.

Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: Duvar

İlgili Makaleler

How Gen Z students are leading transnational resistance

24 Haziran 2025

Mutlu Ülkelerin Sırrı Ne?

27 Nisan 2025

Labor’s Role in the Fight for Turkish Democracy

22 Nisan 2025

Uncanny: From Virality to Misinformation, AI Visuals on Social Media

21 Nisan 2025

Comments are closed.

© 2025 Her Hakkı Saklıdır.
  • Eşitlik

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun

    8 Mart 2025

    Yasaklamalara Rağmen Kadınlar Bizi Feminist Gece Yürüyüşü’ne Çağırıyor

    8 Mart 2025

    Çin’de Feminist Komedi: “Her Story” ve Kadınların Mücadelesi

    5 Ocak 2025

    Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarsız Bütçe

    9 Aralık 2024

    Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Hareketinde Erkeklerin Rolü

    25 Kasım 2024
  • Barış ve Güvenlik

    Barış Savunucusu Jimmy Carter Hayatını Kaybetti

    30 Aralık 2024

    Nimet Nimettir!

    24 Aralık 2024

    Rahibeler, Mızıkçı Kabadayılar, Kayyımlar

    23 Aralık 2024

    Barış ve Huzur İçinde Yaşamak İstiyoruz!

    23 Aralık 2024

    Kadınlar Tepkili: Hayatlarımıza, Haklarımıza, Hayallerimize Kayyım Atayamayacaksınız!

    10 Kasım 2024
  • Siyaset

    Yerel Demokrasi İçin İş Birliği Çağrısı

    12 Ocak 2025

    Bakanlık: Kreşleri Kapatın CHP: Hodri Meydan; Gelin Kapatın

    26 Kasım 2024

    CHP Kadın Çalıştayı: Çare Eşitlikte

    25 Kasım 2024

    Trump ve Adamları

    18 Kasım 2024

    Kadınlar Tepkili: Hayatlarımıza, Haklarımıza, Hayallerimize Kayyım Atayamayacaksınız!

    10 Kasım 2024
  • Adalet

    Pınar Selek:Feminizm Olmadan Faşizmi Aşamayız

    3 Şubat 2025

    AİHM’den Fransa’ya Kınama: Seks Evlilik Yükümlülüğü Değildir

    27 Ocak 2025

    Gisèle Pelicot: Kimin Utanması Gerektiğini Dünyaya Gösteren Kadın

    24 Aralık 2024

    Narin Cinayeti Araştırma Önergesi İktidar Partileri Tarafından Reddedildi

    4 Ekim 2024

    2024 Hrant Dink Ödülleri Kadın Hakları Mücadelesine

    23 Eylül 2024
  • Emek

    Türkiye: Çalışan Kadınlar İçin En Kötü Ülke

    24 Nisan 2025

    DİSK:Greve Çıkalım. Hayatı durduralım.

    9 Mart 2025

    Yasaklamalara Rağmen Kadınlar Bizi Feminist Gece Yürüyüşü’ne Çağırıyor

    8 Mart 2025

    Polonez İşçileri Kazandı:Birleşen İşçiler Asla Yenilmez

    7 Ocak 2025

    Bedeni Hür Kadın Öğretmenler

    20 Ekim 2024
  • Kültür-Sanat

    Dünyaca Ünlü Kemancı Ayla Erduran’ın Ardından

    12 Ocak 2025

    Çin’de Feminist Komedi: “Her Story” ve Kadınların Mücadelesi

    5 Ocak 2025

    Viyana Filarmoni İlk Kez Bir Kadının Bestesine Yer Verdi

    5 Ocak 2025

    Demet Değil Mehmet Olsaydım İşim Daha Kolay Olacaktı

    9 Aralık 2024

    Oya Baydar: Hak Mücadelesiyle Geçen Bir Hayat

    2 Aralık 2024
  • Ekoloji
  • Podcast
  • English

Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.