Gülseren Onanç
Biz kadın hakları aktivistleri, Türkiye ve dünyayı bize egemen anaakım medyanın dayattığı şekliyle değil, eşitlikçi bilincimiz ve değerlerimiz ile anlamlandırmaya çalışırız. Patriarkal sistemin farkında olarak olayları sorgular, detaylarda kaybolmadan bu sistemi değiştirmek üzere mücadele ederiz. Mücadelemizi sadece kadınlar için değil, sistemin mağduru olan bütün kimlikler için yaparız.
SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu olarak iki buçuk yıldır, bir kadın hakları aktivisti gözü ve vicdanı ile Türkiye ve dünyadaki haberleri derleyip sunmaya çalışıyoruz.
Bunu yaparken vazgeçmeyeceğimiz ilkelerimiz var;
- toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve adaletin tesisinde ısrarcıyız,
- global kadın dayanışması bilinciyle olaylara ulusal kimlikler üstü yaklaşırız,
- umudu, cesareti teşvik edecek haberleri ve kişileri ön plana çıkarırız
- mağdurun yanında olan, kapsayıcı, çözüm üreten yapıcı bir dil kullanırız
- ayrımcılık ve popülerlik tuzağına düşmeden, barışı savunan, kendine güvenli bir yaklaşımı benimseriz.
Her hafta sonu sizlere ulaştırdığımız SES Kadın Bülteni’ne bu haftadan itibaren bir de bizim gözümüzden bakışı eklemek istiyoruz.
İşte “Bir Aktivistin Gözünden” bu haftanın değerlendirmesi.
Geçen hafta ABD Kongre binasına yapılan baskının nedenleri ve sonuçları daha çok konuşulacak. ABD Temsilciler Meclisi Başkan Trump’ın azlini onayladı ama popülizmin dibi olan “Trumpizm”i besleyen faktörler devam ettiği sürece aşırı sağ hareketler sosyal medyayı da kullanarak güçlerini korumaya devam edecek. Biz bu hafta baskın sırasında öldürülen Trump destekçisi Ashli Babbitt ve etrafında gelişen olaylar ışığında “Beyaz milliyetçi ve aşırı sağ hareketlerde kadınların oynadığı rol nedir?” sorusuna Yazar Seyward Darby’nin New York Times’da yayınlanan söyleşisi perspektifinden baktık. Derby, Ku Klux Klan’dan başlayarak günümüze kadar devam eden aşırı sağ hareketlerde kadınların hareketi daha ılımlı göstermek için varlık gösterdiğini söylüyor. Kadın düşmanı beyaz erkeklerin yönetiminde olan aşırı sağ hareketlerde kadınlar “yuvanın ve tarihin koruyucusudur, ama aynı zamanda kelimenin tam anlamıyla mücadelenin geleceği için de bir araçtır. Böylece kadın bu alanda son derece siyasallaşmış ve cinselleştirilmiş bir sembol haline gelir” diyor.
Öte tarafta Kongre binası baskının ardından Kovid-19’a yakalanan Demokrat Parti temsilci Bonnie Watson Coleman, sığındıkları mekanda maske takmayı reddeden Cumhuriyetçi Parti temsilcilerine “seçim sonuçları gibi maskenin etkinliği gerçeğini kabul etmelisiniz, gerçekler önemlidir” diyerek duyduğu öfkeyi dile getirdi.
ABD’de ve tüm dünyada kadınları aşırı sağ hareketlerin tuzağından eşitlikçi feminist bilinç ve bu doğrultuda örgütlenmenin kurtaracağına inanıyorum. Ama sanırım neoliberal kapitalist sistemi de beraberinde sorgulamak gerekiyor.
Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan “kayyım rektör” e tepki olarak başlayan protestolar öğrenciler, öğretim üyeleri, mezunlar tarafından devam ediyor. Biz bu hafta Boğaziçi Üniversitesi’nin öğrenci ve öğretim üyelerinin taleplerini üniversitenin sevilen öğretim üyesi Esra Mungan ile konuştuk. Esra Mungan “üniversitemizin hiçbir akademik oluşumuna danışılmadan tek bir erkek tarafından rektör koltuğuna oturtulmak üzere tepeden inme bir erkek getirilmiştir. Boğaziçi direnişi buram buram bir toplumsal cinsiyet perspektifi de var.” diyor.
Türkiye’de ve dünyada kadın hareketi 2020’de olduğu gibi 2021 yılında da yine çok önemli bir rol üstlenecek. Bunu Platformumuzda sürekli dillendireceğiz. Bu hafta kadın hareketinin üç temsilcisi ile konuştuk. Profesör Yakın Ertürk “Yükselişte olan otoriterleşme, sağ popülist hareketler, terörle mücadele bağlamında güvenlik gündemi, yasaklayıcı devletin geri gelmesi, hoşgörü sınırlarını aşan zenofobi / transfobi / misojini gibi yaklaşımlar gelişmiş demokrasileri dahi tehdit etmekte ve dünya kadınlarını benzer sorunlarla karşı karşıya bırakmaktadır. Bu durum, bir taraftan kazanımlarımızı tehdit ederken, diğer taraftan da, küresel ölçekte feminizme olan ilgiyi ve mücadelenin tabanını genişleterek yeni bir sinerjiye de yol açtı” diyor. Türkiye ve dünyada feminist kadın hareketlerinin feminist hareketi ikincilleştirmeden diğer ilerici hareketler ile dayanışma zemininin geliştiğini söylüyor.
2021’de özgüvenli, dinamik, sorgulayan feminist kadın hareketine demokrasi mücadelesi için olduğu kadar iklim krizi mücadelesi için de çok ihtiyacımız var. HDP Ekoloji Komisyonu eş sözcüsü Menekşe Kızıldere, “Krizler çağı ile baş etmenin yolu, kadınların eşitliğinden ve karar verici olmasından geçmektedir. Ataerkil düzen dünyaya yeterince zarar verdi ve iklim krizini insanlığa musallat etti. Şimdi bu düzeni değiştirme zamanıdır.” diyor.
Direniş, Dayanışma ve Değişim için hazırladığımız SES Kadın Bülteni’nin sizlere cesaret ve umut vereceğine inanıyoruz.
Gülseren Onanç
SES Eşitlik Adalet Kadın Platformu Kurucusu