
Gülseren Onanç
Aklımı, kalbimi yeşilleri talan edilen Kemerköy’de bırakarak gittim Brüksel’e. Brüksel her köşede parkları, göletleri, yürüme ve bisiklet yolları ile uygar bir şehir. Bugüne kadar geliştirilmiş en iyi uygarlık projesi olan Avrupa Birliği’nin baş şehri. Her baş şehir gibi ağır, soğuk ve mesafeli.
Benim şehrimin kalbinde, İstiklal Caddesi’nde, bombalı saldırı sonucunda yaşanan hüzün vardı. İstanbul artık bir beton şehir. Göktürk’te benim 26 yıldır yaşadığım mahallemde yıllardır koruduğumuz yeşil alanlarımız da hukuksuzluk silsilesi ile imara açıldı. Yeşili griye çevirdiler, göletleri, dereleri kuruttular. Kemerköy gibi doğası ve canlıları ile uyumlu bir yaşam alanında şu anda bir distopya yaşanıyor. 12 yıl önce Türkiye’nin AB üyeliği hayali ile gittiğim Brüksel’e artık üyelik iddiasından vazgeçmiş, içine kapanan bir ülkenin vatandaşı olarak gitmenin hüznü ve isyanı içindeyim.
Bir gecede Cumhurbaşkanı kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan Türkiye’nin bu konuda neler yapılabileceğini araştırmak üzere Frederich Ebert Vakfı (FES) hazırlanan program kapsamında umudumu yeşertmek istiyorum. Hepsi birbirinden değerli kadın hakları aktivisti, politikacı, akademisyenden oluşan on kadın ile yoğun bir programımız var.
İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmeyen, onu bilen ve sahiplenen kadın örgütleri bu kez savunuyu Brüksel’de yaptı.

Türkiye haritada kırmızı ülke
AB Konsey temsilcisi ile yapılan toplantıda, Türkiye’de sözleşmeyi ne pahasına olursa olsun savunan biz kadınlar, Avrupa Konseyi’nin kendi uluslararası sözleşmesine yeterince sahip çıkamamasının altında yatan nedenleri sorguladık. Konsey’in bir hükümetler arası organizasyon olduğunu ve herhangi bir ülke üzerine baskı yapamayacağı cevabını aldık. Konsey temsilcisi akademisyen kadının gösterdiği haritada tek kırmızı ülkenin (imzaladıktan sonra imzasını çeken ülke) Türkiye olması içimizi acıttı. Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden ilk çıkan ülke olduktan sonra Polonya ve Bulgaristan gibi ülkelerin aklına da sözleşmeden çekilme fikri gelse de bu adımı atamamışlar. Bugüne kadar toplam 46 ülkenin imzaladığı İstanbul Sözleşmesi’ni son olarak Birleşik Krallık ve Ukrayna da imzaladı.

Avrupa, Avrupa duy sesimizi
AB dış ilişkiler aksiyon hizmetleri Türkiye birimi başkanı olan genç Danimarkalı bürokrat AB’nin İnsan hakları temelinde dış politikası olduğunu söylemesi üzerine, “Türkiye’de de yaşanan ihlallerde kendimizi yalnız hissediyoruz” diyen heyetimize “aslında Türkiye’yi yakından izliyoruz AB raporunda bunu belirttik” diye yanıtlamakla yetindi. Avrupa Birliği bürokratlarının bizi anlamadığı duygusuna kapıldık çoğu zaman. Belki de bürokratlar AB’nin geleceğinde Türkiye’nin olmayacağını düşünüyor. Ayrıca AB’nin iç sorunları zaten bu kadar yoğun iken demokrasiden kopan Türkiye’nin sorunları öncelik olamıyor da olabilir. Ama biz duyulmak, anlaşılmak ve desteklenmek istiyoruz. Avrupa’nın SES’imizi duymasını talep ediyoruz.
Kadın Hakları Avrupa’da da gerilerken, Avrupa’nın Lider Kadınları fark yaratıyor
Avrupa Birliği Komisyonu başkanı Ursula Von der Layen başkan olduktan sonra komiserler arasında kadın erkek eşitliğini sağladı ve kadın politikalarına sahip çıktı. 2019’dan beri komisyonda eşitlik ve kapsayıcılıktan sorumlu yeni bir komiserlik var; Helena Dalli Malta’lı bir sosyal demokrat. Dalli’nin takımından bizimle birlikte olan Lesia Radelicki, “Kadın hakları Avrupa’da da geriliyor” diyor. Buna karşın Komisyon başkanı Ursula Von der Layen ve AB kurumlarının lider kadınlarının mücadele ettiklerini ve fark yarattıklarını ekliyor. “Kadın eşitliği perspektifini bütün direktiflerimize ekliyoruz” diyor.
Avrupa Birliği İstanbul Sözleşmesi’ni henüz onaylamadı. AB Komisyonu İstanbul Sözleşmesi yerine Mart 2021’de toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadeleye yönelik bir AB direktifi teklifi sundu. Bu direktif yolu ile aile içi şiddetle mücadele için AB standartlarının olabileceği umut ediliyor.
Eşit işe eşit ücrette önemli adım; çalışana maaş sorgulama hakkı
Toplantımızın olduğu 15 Kasım Avrupa Eşit İşe Eşit Ücret Günü’nde, 150 çalışan üstü şirketlere eşit işe eşit ücreti göstermek üzere yıllık rapor yayınlama zorunluluğu geliyor. Çalışanlara maaşlarını sorgulama hakkı gelirken, şirketlere ücret farkı varsa açıklama yapma zorunluluğu getiriyor. Şirketler ayrımcılık yapmadıklarını ispatlamak zorunda.
Üye ülkelerde eşit işe eşit ücret izleme süreçleri getirilecek. Kamu ve özel şirketler için geçerli olan zorunluluğa uymayan şirketlere yapılacak yaptırımlar ülkelerin kendi hukuksal düzenlemesine bağlı olacak.

AB üye ülkelerindeki şirketlerde %40 kadın yönetim kurulu zorunlu hale geldi
Bu arada ziyaretimizden hemen sonra Avrupa Parlamentosu üye ülkelerdeki şirketlerde 2026 yılına kadar kadın yönetim kurulu üyesi sayısının %40 olmasını zorunlu kılan direktifi kabul etti.
Sivil toplum olmadan asla
Avrupa Kadın Lobisi (AKL) 1990’dan beri Avrupa’daki kadın örgütlerinin en büyük çatı örgütü; çatısı altında 2000’den fazla örgüt var. AB politikalarının feminist olması yönünde AB kurumları ve sivil toplum ile yakın çalışan AKL kadına yönelik şiddet, ekonomik bağımsızlık, göçmen ve mülteci kadın sorunları üzerine çalışıyor. Türkiye AKL’de yıllardır aktif kadınlar ile temsil ediliyor. Kadın Koalisyonu’ndan Selam Acuner uzun yıllar yönetimde yer almıştı, şimdi Aslıhan Tekin yönetim kurulunda. AKL, feminist akademisyen İpek İlkkaracan’ın Mor Ekonomi modelini Mor Bakım (Purple Care) adı altında benimsemiş. AKL’nin bakımın eşit bölünmesi modelini bir savunu politikası haline getirmiş olmasından çok gurur duyduk.
Sonuç olarak, Brüksel gezimizde Türkiye’de eşitliğe karşı savaş açan iktidar ile mücadele eden kadın aktivistler, AB bürokratlarından daha aktif bir destek talep etiler. Ancak bekledikleri desteği tam da bulamadılar. Her ne kadar AB kurumlarında kadın liderliği aktif bir rol oynasa da Macaristan, Polonya gibi ülkelerdeki sağ siyasetin yükselişi kadın haklarını da tehdit ediyor.
Türkiye ülke olarak Avrupa Birliği değerlerinden uzaklaşırken, Türkiye’deki kadın hareketi verdiği eşitlik mücadelesi ile Avrupa’ya çok daha yakın.
Yıllar önce söylediğimiz gibi, Avrupa Birliği’nin yolunu kadınların eşitlik mücadelesi açacak.
2.12.2022
Gülseren Onanç