
Gülseren Onanç
Bu hafta İtalya’da ve memlekette ulusal bayramlar vardı. Türkiye’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlarken, İtalya’da 25 Nisan Kurtuluş Bayramı olarak kutlandı.
Özgüveni yükselen CHP’den beklentimiz var
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun yani temsili demokrasinin vazgeçilmezi Parlamentomuzun kuruluşunun 104. yılını kutladık. Bu yıl 31 Mart yerel seçimlerinin verdiği coşku ile sanki daha bir anlamlıydı kutlamalar. Yerel seçimlerde oluşan oy dağılımı ile 47 yıl sonra birinci parti olan CHP, özgüvenli bir şekilde TBMM’ye sahip çıktı. Ana muhalefet partisi durumuna düşen AK Parti’nin üstten bakan nobran tavırlarının değiştiğini gözlemliyorum. AK Parti özgüveni zedelenmiş bir parti olarak CHP ile eşit bir ilişki kurma çabasında. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın CHP lideri Özgür Özel ile görüşme talebini ben böyle yorumluyorum. Bu görüşmenin hukuğun üstünlüğü vurgusunun öne çıkması, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasının güçlü şekilde talep edilmesi gibi sonuçlar üretmesini diliyorum.
Gezi tutukluları serbest kalmalı
Zira 25 Nisan’da Gezi tutuklulularının mahkumiyetinin 2. yılı doldu. Hepsi arkadaşımız olan, Gezi’de birlikte olduğumuz Osman’ın, Çiğdem’in, Mine’nin, Can’ın ve Tayfun’un bir an önce serbest kalması gerekiyor. Umarım Erdoğan-Özel görüşmesi böyle bir sonuç doğurur. Bianet’ten Evrim Kepenek’in gezi mahkumu arkadaşımız Mine Özerden’in kızı Su Özerden ile yaptığı röportajda Su, “Toplumun vicdanına güveniyoruz” diyor. Bu genç kadının ve onun gibi milyonlarca gencin memleketine, toplumuna olan güveninin kaybolmasına izin vermeden adaleti hakim kılmalıyız.
İtalya’da faşime karşı Kurtuluş Bayramı: Festa Della Liberazione
İtalya’da 25 Nisan Günü Kurtuluş Bayramı (Festa della Liberazione). 1946 dan beri ulusal bir bayram olarak benimsen Kurtuluş Bayramı’nda 2. Dünya Savaşı’ndaki Nazi işgalini ve ülkedeki faşist Mussolini rejimini sona erdiren partizanların direniş hareketinin zaferi kutlanıyor. Okullar ve devlet daireleri tatil, en işlek caddelerde bile bazı dükkanlar kapalı. Bu yıl Perşembe gününe geldiği için Cuma günü ile birleştirilip bir hafta sonu tatiline dönüştü.
Kurtuluş Bayramı öyle “milli ve yerli” bir bayram değil. Misal, İtalya bayrakları sallanmıyor. Bayram kamusal konserlerle, müzelerin halka ücretsiz olarak açılmasıyla kutlanıyor.
Kurtuluş Bayramı İtalya’da her yıl sağcı politikacıların etkinliği kutlamayı reddetmesiyle tartışma da yaratıyor. Sol partiler ve onların temsilcileri Kurtuluş Bayramı kutlamalarına sahip çıkıyor. Kutlamalarda faşizme karşı verdikleri mücadeleden dolayı partizanlara duyulan minnet ve saygı dile getiriliyor. Bayram sadece geçmişi anma değil, özgürlük ve demokrasiye sahip çıkma, zorbalığa ve baskıya karşı direnme, ruhunu yaşatmak günü olarak da kutlanıyor.
Ben Floransa’nin Demokrat Parti’li belediyesinin (Sosyal Demokrat Parti) Kurtuluş Bayramı etkinliklerini takip ettim. Şehrin en tarihi meydanı olan Signoria Maydanındaki Plazzo Vecchio’nun içindeki konsere gittim. Floransa Belediye binası olarak da kullanılan bu tarihi binadaki kutlamada bir avuç Floransalı ile belediye orkestrasının çaldığı partizan marşlarını dinledim.
Ciao Bella
Bu bayramın ruhunu anlatan şarkı bizim de en keyifli direnişlerimizin vazgeçilmez şarkısı olan Ciao Bella. Netflix’in Casa del Papel dizisinin ana tema müziği olarak yeniden birçok cover versiyonu yapılan Ciao Bella şarkısındaki sözleri bir genç adamın sevgilisine “güle güle güzel” diye veda ederek İtalyan partizanlarına katılmasını anlatıyor.
Sağcı Meloni’nin politikaları tepki topluyor
Bu yılki Festa della Liberazione kutlamaları iktidardaki sağcı Girgia Meloni hükümeti, devlet televizyonu RAI’de uygulanan sansür ile ülkedeki siyasi tartışmayı alevlendirdi. Washington Post gazetesinin haberine göre antifaşist konuşmanın iptal edilmesiyle ilgili tartışma, İtalya’nın Kurtuluş Günü yıldönümüne damga vurdu.
Başbakan Giorgia Meloni, köklerini diktatör Benito Mussolini’nin düşüşünden sonra ortaya çıkan neo-faşist harekete dayandıran İtalya’nın Kardeşleri partisinden. Devlet televizyonu RAI’nin, Meloni’yi, partisini ve sürmekte olan neo-faşist duyguları eleştirdiği için akademisyen yazar Antonio Scurati’nin konuşmasını sansürlediği öne sürülüyor.
Gazze Savaşı’nda İsrail yanlısı tutumuyla da eleştirilen Meloni cinsiyetçi politikaları ile de eleştirilerin odağında. Meloni hükümeti kürtaj karşıtı dernek ve aktivistlerin kürtaj danışma kliniklerine girmesine izin veren düzenlemeyi onayladı. Bu düzenleme ile bu grupların kürtaj olmak isteyen kişiler üzerindeki psikolojik baskısının artabileceği ifade ediliyor. Kürtaj, İtalya’da 1978 yılından bu yana yasal olmasına karşın, doktorlara vicdani ret hakkı tanınması nedeniyle ülke çapındaki jinekologların yüzde 60’tan fazlası kürtaj yapmayı reddediyor, bazı bölgelerde bu oran yüzde 90’a kadar çıkıyor. İtalyan muhalefet partileri Meloni hükümetinin bu adımı ile kadın haklarının ağır bir darbe aldığını söylüyor.
İtalya’da kadına yönelik şiddet ile mücadele filmi Barbie’den daha popüler
Oysa İtalya’da Türkiye’deki kadar yüksek olmasa da kadına yönelik şiddet oldukça yüksek. Son istatistiklere göre, 2023 yılında İtalya’da toplam 120 kadın, yani yaklaşık her üç günde bir kadın öldürüldü. Rapora göre, bu kadınların %50’sinden fazlası partnerleri ya da eski partnerleri, dörtte biri ise çocukları (%89’u erkek çocuk) tarafından öldürüldü.
İtalya’da kadına yönelik şiddete karşı bilinç ve örgütlenme artıyor. Kadın yönetmen Paola Cortellesi’nin çektiği, kadına yönelik şiddeti konu alan There’s Still Tomorrow adlı filmi, Greta Gerwig’in Barbie filminden daha fazla seyredildi.
Kadına yönelik şiddete karşı mücadelenin sembolü olan film için yönetmen Cortelessi, filmin “binlerce yıldır devam ettiğini” savunduğu bir zihniyeti keşfetmeye çalıştığını söylüyor. “Artık kadınlar olarak bazı haklara ve güvencelere sahip olabiliriz, ancak toplumda değişmeyen şey, sevgiyi çarpıtan ve onu mülkiyete dönüştüren bu zihniyet. Bu yüzden daha iyi bir eğitime ihtiyacımız var” diyor.
İtalya’daki kadınlar faşizm ve patriyarka ile mücadeleye devam ediyor.
2024’te dünyanın büyük çoğunluğu oy kullanacak ama kadın adaylar yok
Meloni gibi olmasını tercih etmediğimiz, ama daha çok kadının siyasi karar mekanizmalarında olmasını dilediğimiz 2024 seçimlerinde ne yazık ki kadın adayların sayısı çok kısıtlı. 2022’de kadın liderlere sahip BM üyesi ülke sayısı 17’den, 2023’te 12’ye düştü. BM Kadın Birimi, mevcut hızla gidilirse, siyasi iktidar pozisyonlarında toplumsal cinsiyet eşitliğine 130 yıl daha ulaşılamayacağını öngörüyor.
Dünyanın neresinde olursak olalım Ciao Bella şarkısını mücadele coşkusu ve dayanışma ile söylemeye devam edeceğiz…