Gülseren Onanç
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) “Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2021 Raporu ” yayınladı. Rapor Kovid-19 salgını etkisinde geçen bir yıl içinde dünyanın 36 yıl geriye gittiğini ortaya koydu. WEF’in 2020 raporu dünyada cinsiyet eşitliğini sağlamak için 100 yıla ihtiyaç var diyordu, bu yıl bu fark 136 yıla çıktı. Yani Dünya 1 yılda 36 yıl geriledi.
Eğitim, sağlık, ekonomi ve politikaya katılım başlıklarında 156 ülkenin rakamları incelenerek hazırlanan raporda son bir yılda en çok gerileyen kategori kadınların politikada katılımı. Dünya çapındaki kadın milletvekili oranının yüzde 26,1 kadın bakan oranının ise yüzde 22,6. Gelişme bu hızla giderse kadınların politikaya katılımında gerçek eşitliğe 145 yılda erişilecek. Ekonomiye katılım ve fırsat eşitliğinde de son bir yılda cinsiyet eşitsizliği arttı. Gerçek eşitlik için 267,7 yıla ihtiyaç var. Eğitim ve sağlıkta son bir yılda yavaşlayan bir gelişme ile eşitlik yüzde 95 oranında sağlanmış gözükse de, önümüzdeki yıllarda farklı gelir seviyesi, coğrafya, ırk ve etnik kökene bağlı eşitsizlikler bekleniyor.
Kadın Liderliği Eşittir Cinsiyet Eşitliği
Kadın ve erkeklere en eşit şartları sağlayan ülke İzlanda listenin en başında yer alırken, İzlanda’yı Finlandiya, Norveç, Yeni Zelanda ve İsveç takip ediyor. Listenin başındaki ilk 10 ülkenin 6 sının; İzlanda, Finlandiya, Norveç, Namibya, Yeni Zelanda, Litvanya’nın, Hükümet veya devlet başkanları kadın.
Orta Doğu ve Güney Afrika’da Kadına Yönelik Şiddet Devam ediyor
Bu arada cinsiyet eşitliğine en yakın iki bölge, Batı Avrupa (%77,6) ve Kuzey Amerika (76.4), eşitsizliğin en belirgin olduğu bölgeler Orta Doğu ve Kuzey Afrika (60,9). Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da hükümetlerin keyfi tutuklamalar, kaçırmalar, suikastler, ve sözde “namus” cinayetlerini ortadan kaldırmadaki başarısızlığı nedeniyle, kadınların köklü ayrımcılık ve günlük şiddete maruz kalmaya devam ettiğini söylüyor.
Türkiye ne kadar geriledi?
Bu listelerde biz hemen Türkiye’ye bakarız. Türkiye 2020 yılından üç basamak gerileyerek cinsiyet eşitliği endeksinde 156 ülke arasında 133. sırada yer aldı. Şaşırmadık elbet. Türkiye eğitime erişimde 101, sağlıkta 105, politikaya katılımda 114. (Meclisimizin yüzde 82 si erkeklerden oluşuyor) Ekonomiye katılımda 140. sırada.
Dünya bir yılda 36 yıl ve Türkiye geçen yıla göre iki basamak gerilediğine göre Türkiye’nin ne kadar gerilediğinin hesabını size bırakıyorum.
Ya İstanbul Sözleşmesi Ya Yıkılış
Kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede bir tek imza ile çıktığını bildiren Türkiye’nin böyle giderse önümüzdeki yıllarda daha da geriye gideceğini düşünüyorum. Bu keyfi karara hem Türkiye’den hem de dünyadan tepkiler devam ediyor. Avrupa Konseyi’nin 27 üyesi ortak bildiri yayınlayarak Türkiye’nin fesih bildirimini geri çekmesini istedi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Mart 2021 raporunda 28 kadın cinayeti işlendiğini ve 19 şüpheli kadın ölümü gerçekleştiğini açıkladı. Platform Zincirlikuyu meydanına ‘Ölmek istemiyorum’ şeklindeki dev dilekçe yerleştirdi. “Kadınlar yaşamak için defalarca dilekçe vermek zorunda kalmasın diye İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız” diye açıklama yaptı.
Otoriterlik ile Kadın Cinayetleri Arasındaki İlişki
Platformumuzun editörlerinden Begüm Zorlu Meksikalı, feminist, aktivist, akademisyen Lucia Rayas Velasco ile bir sohbet gerçekleştirdi. Türkiye’ye benzerliğini göreceğiniz bu söyleşiyi okumanızı öneriyorum.
Lucia ülkesindeki değişimi anlatırken “Bugün, kendimize ülkemizin militarizasyonu ile kadın cinayetleri arasındaki ilişkinin ne olduğunu sormamız gerekiyor” demiş. Kendisine son derece katılıyorum. Biz de ülkemizdeki artan otoriterlik ile artan kadın cinayetleri arasındaki ilişkiyi sormamız gerektiğini düşünüyorum.
İstanbul Sözleşmesi’ne son veren zihniyetin Boğaziçi Üniversitesine atadığı Kayyım rektör Melih Bulu Üniversite’nin Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu’na (CİTÖK) filen son verdi.
Kadına yönelik gündelik taciz nefret suçu olmalı
Londra ve Atlanta’da iki hafta içerisinde sekiz kadın öldürüldü. Her iki vakada da şüpheliler erkek. Sarah Everard, Londra’da bir arkadaşının evinden dönerken kayboldu ve bir hafta sonra ölü bulundu. Bir polis memuru onu kaçırmak ve öldürmekle suçlandı. Atlanta’da ise silahlı bir adam üç masaj salonunu bastı yedisi kadın, altısının ise Asyalı kadını öldürdü. Uzmanlar iki vakanın ayrıntıları önemli ölçüde farklılık gösterse de mevcut kanıtların potansiyel bir ortak noktaya işaret ettiğini öne sürüyor: kadın düşmanlığı. İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki protestocular, yetkilileri kadın düşmanlığını ulusal güvenliğe yönelik daha büyük bir tehdit olduğunu ve hatta nefret suçu seviyesine yükseltilmesini istediler.
Nesiller Boyu Mücadele
Biz kadınların nesiller boyu sürecek eşitlik mücadelesine katkı sunması için BM Kadın Birimi tarafından kurulan ve önümüzdeki 5 yıl boyunca toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarına yön verecek “Nesiller Boyu Eşitlik Forumu”nun ilk toplantısı geçen hafta Meksika’da gerçekleşti.
Nesiller Boyu Eşitlik Forumu, BM Kadın Birimi’nin Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nun kabul edilmesinin 25. yıl dönümü vesilesiyle, toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştirmeye yönelik yükümlülüklerinin uygulanma hızını arttırmak için geliştirdiği küresel bir kampanya. Kampanya kapsamında, devletler, özel sektör, uluslararası sivil toplum kuruluşları, gençlik organizasyonları gibi birçok katılımcı yer alıyor. Türkiye’den İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Koç Holding Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörü Oya Ünlü Kızıl, Pekin+25 Küresel Gençlik Görev Gücü üyesi İlayda Eskitaşçıoğlu ve GirlUP kurucusu Selin Özünaldım’ın konuşmacı olarak katıldığı Forum kapsamında farklı temalar altında faaliyet gösteren eylem grupları, toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki hedeflerini ve izleyecekleri yol haritalarını açıkladı.
Kadın SES’i elçisi de olan İlayda Eskitaşcıoğlu ile Forum’un dünyada cinsiyet eşitliği hedeflerine ulaşma yönündeki katkısını, eylem planlarını ve gençlerin taleplerini konuştuk.
İstanbul Sözleşmesi ve Cinsiyet Eşitliği için Omuz Omuza Mücadele Zamanı
Bir yıl içinde cinsiyet eşitliğinde 36 yıl gerileyen dünya ve ondan daha çok gerileyen Türkiye’de bu yıkıma dur demek için kadın erkek LGBTİ+ bireyler direnmeliyiz. İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak üzere omuz omuza mücadele etmeliyiz.