Boğaziçili akademisyenler, yargılanan 51 öğrencilerinin yarın görülecek duruşması için çağrı yaptı: “Tüm toplumumuzu bizimle birlikte gençlerimizin geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.”
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, Melih Bulu’nun Boğaziçi’ne rektör olarak atanmasının ardından başlayan protesto eyleminde gözaltına alınan ve haklarında dava açılan 51 öğrenci için çağrı yaptı.
Boğaziçili akademisyenler, yarın (25 Kasım) Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülecek duruşmaya katılmaya çağırdı.
“Öğrencilerine yönelik yargılamaların ve tutuklamaların sadece Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini değil tüm ülke gençliğini korkuyla sindirmeyi amaçladığını” belirten akademisyenler, yayımladıkları çağrı metninde öğrencileri Enis Berke Gök ve Caner Perit Özen’in de 6 Ekim’den beri tutuklu olduğunu belirttiler.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin açıklaması şöyle:
Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri olarak temel hak ve özgürlüklere saygı duyulmayan bir ortamda özgür, özerk ve demokratik üniversite idealine ulaşılamayacağına ve bilim yapılamayacağına inanan herkesi, 25 Kasım saat 10:00’da 51 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin yargılanacağı davaya katılmaya, öğrencilerimize bizimle beraber destek olmaya çağırıyoruz.
“Yalan beyanlarla dava açıldı”
25 Kasım günü yargılanacak öğrencilerimiz 1 Şubat 2021 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü’nde anayasal protesto haklarını kullanırlarken, 2 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından üniversitemize rektör olarak atanan ve 15 Temmuz günü yine Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınan Melih Bulu’nun talimatıyla kampüse giren kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alındılar.
Gözaltılar, bazı Özel Güvenlik görevlilerinin yalan beyanları neticesinde bir davaya dönüştü. Yine protesto haklarını kullanan iki öğrencimiz Enis Berke Gök ve Caner Perit Özen de atanmış rektör Naci İnci’nin şikayeti üzerine gözaltına alınıp tutuklandı ve 6 Ekim gününden beri tutuklular.
“Korkutarak sindirmeye çalışıyorlar”
Bu dava ve tutuklamalar öğrencilerimizi, korkutarak sindirmeye ve temel hak ve özgürlüklerinden vazgeçerek biat eder hale getirmeye çalışıyor.
Buradaki çaba aslında sadece Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine değil, tüm ülke gençliğine dönük bir susturma çabasıdır.
İfade özgürlüğünün olmadığı, temel hak ve özgürlüklere saygı duyulmayan üniversite kampüslerinde bilim ve bilgi üretilemez.
“Mücadeleden vazgeçmiyoruz”
Bizler ne özgür, özerk ve demokratik üniversite idealimizden ne de ülkemizin gençlerinin geleceğinin elinden alınmasına karşı yürüttüğümüz mücadeleden vazgeçmiyoruz.
Tüm toplumumuzu bizimle birlikte gençlerimizin geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.”