UN Women’ın raporuna Türkiye’de erkeklerin yüzde 25’i, kız çocuklarının en fazla 15 yaşına kadar çocuk sayıldığını, yüzde 10’u erken yaşta evliliği savunuyor.
Fotoğraf: Hale Güzin Kızılaslan / csgorselarsiv.org
UN Women öncülüğünde SAM Araştırma ve Danışmanlık tarafından yürütülen araştırmaya dayanan rapor, Türkiye’de çocuk yaşta, erken ve zorla evlilik ve altında yatan nedenler ve etkilerine dair detaylı bir analiz sunuyor.
Türkiye’de 9 ilde, 2 bin 733 erkek ve 49 kadınla yapılan görüşmelere dayanan rapor, Türkiye’de çocukluk ve yetişkinlik, evlilik yaşı ve uygulamaları, aile ve ilişkiler, bireysellik, toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsiyet normları ve çocuk yaşta, erken ve zorla evlilik gibi kavramlara dair algı ve tutumları ortaya koyarken çocuk evliliklerinden en çok etkilenenlerin kız çocukları olduğunun altı çiziliyor.
Ancak raporda sadece kız çocuklarının değil erkek çocukların da erken yaşta zorlar evlendirmeye maruz kaldığı vurgusu da önemseniyor.
Ekonomik zorluklar en büyük etken
Çalışmada ortaya çıkan çocuk evliliklerindeki baskın motiflerden biri, “gelenek ve göreneğin anne-baba ve çevre dayatmasıyla ne denli belirleyici olduğu.” Bu hususta, “kıza söz gelmesin”, “oğlan günaha bulaşmasın” gibi kalıp yargılarla toplumun çocukluk ve yetişkinlik anlayışının sınırlarını çizdiği ifade ediliyor. Bununla birlikte ailenin içinde bulunduğu ekonomik zorlukların da çocuk yaşta zorla evlilik açısından belirleyici bir dinamik olduğu belirtiliyor.
Rapordaki aktarımlara göre çıkan sonuçta, eğitim hayatına devam edemeyen kız çocuk açısından evlilik tek ve son seçenek olarak görülüyor ya da çocuklar aile baskısından kurtulmak için evlenmek zorunda kalıyor.
“Kız çocukları regl olduktan sonra evlenebilir algısı var”
Kız çocuklarını erken yaşta zorla evliliğe iten noktalardan biri de “çocuk-yetişkin” algısı olarak ifade ediliyor. Yapılan çalışmada bu konudaki algıların, özellikle kız çocuklarının hayatını derinden etkilediği ifade ediliyor. Oğlan çocuklarının, ne zaman “büyük” sayıldığına ilişkin tartışmalarda fizyolojik değişim, ergenlik vb. durumlardan hemen hemen hiç söz edilmezken, kız çocuklarında sıklıkla tekrarlanan kırılma noktası çocuğun regl olması olarak aktarılıyor. Toplumda regl olan kız çocuğu artık büyümüş ve evliliğe hazır olarak görülüyor. Ailelerin bakış açısına göre, kız çocuğunun biyolojik olarak çocuk yapma yetisini kazandıktan sonra artık evlenmesine bir engel kalmamış olarak görülüyor.
Erkeklerin yüzde 10’u erken yaşta evliliği savunuyor
Rapora göre dikkat çeken diğer maddeler şöyle:
Erkeklerin yüzde 10’u ergenliğe giren kız çocuklarının evliliğe hazır olduğunu düşünürken, yalnızca yüzde 2.5’i bunun oğlan çocukları için geçerli olduğunu düşünüyor.
Katılımcıların yüzde 18.1’i çocuk yaşta, erken ve zorla evliliğin bir cezası olmaması gerektiğini düşünüyor.
Bir kız çocuğu için evlilik kararı alırken son sözün baba ve annede olduğunu söyleyenler yüzde 27.9 iken oğlan çocuğu için bu oran yüzde 23.8.
Çocuk yaşta, erken ve zorla evliliğe şahit olduğunda “doğru bulmuyorum ama bununla ilgilenecek kişi ben değilim” diyenlerin oranı yüzde 36.8.
Katılımcılar arasında annesinin çocuk yaşta evlendiğini söyleyenlerin oranı yüzde 26.7 iken babasının çocuk yaşta evlendiğini söyleyenlerin oranı yüzde 7.18.
Çocuk yaşta, erken ve zorla evlilik nedeniyle okula devam edemeyen kız çocuğu oranı yüzde 19 iken, oğlan çocuklarında bu oran yüzde 10.5.
Evli katılımcıların yüzde 18’i akraba evliliği yaptığını belirtiyor.