Muhtar olmak isteyen tüm kadınlara ilham vermek üzere PolitikYol’da “Kadın Muhtar” başlıklı bir yazı serisine başlayan Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı (KAPI) Başkanı Ayşe Kaşıkırık, Beşiktaş Kuruçeşme Mahalle Muhtarı Cemile Bal ile konuştu.

Beşiktaş Kuruçeşme Mahalle Muhtarı Cemile Bal, “İnsanların ne anlattığını anlayabilmek, pratik çözümle gidebilmek, insanların hayatını kolaylaştırabilmek. Sonuçta bizim ülkemizde halen bir şikâyeti hangi kuruma yapabileceğini bilmeyen insanlar da var. Sosyal ve ekonomik düzeyi herkesin bir değil” diyor.
PolitikYol için “kadın muhtar” başlıklı bir yazı serisine başlıyorum. Neden mi?
Muhtarlık, Türkiye’ye özgü bir yönetim birimi olup yerli ve milli bir kurum. Türkiye’de kadınların siyasete katılımının en zayıf halkası da “muhtarlık” kurumu. Kadınlar köy muhtar ve heyetlerine seçilme hakkını 26 Ekim 1933 tarihinde kazandı. Cumhuriyetimizin yüz yaşını kutladığımız 2023 itibarıyla, 32.201 mahalle ve 18.291 köy olmak üzere 50498 muhtar var. 1010 mahalle ve 124 köy olmak üzere toplam 1134 kadın muhtar görev yapıyor. Kadın muhtar oranı sadece %2,24!
12 Kasım 1933 tarihli muhtarlık seçimleriyle de resmi olarak Türkiye’nin ilk kadın muhtarı Gül Esin seçildi. İstanbul’da ise ilk kadın muhtar Çatalca-Karacaköy’de seçilen, 1937-1941 yılları arası muhtarlık görevini başarı ile yapan Şerife Acar’dı.
Bugün İstanbul genelindeki 962 mahallenin 145’inde kadın muhtar görev yapıyor. İstanbul’un kadın muhtar oranı sadece %15! İstanbul’daki kadın muhtar dağılımından satır başlarını aşağıda paylaşmak istiyorum:
- 23 mahallesi bulunan Beşiktaş’ta kadın muhtar oranı %61. Bir diğer ifadeyle, 14 mahallede muhtarlık mührü kadınların elinde.
- Beşiktaş’ın ardından ikinci sırada kadın muhtar oranı %57 olan Kadıköy geliyor. 21 mahallesi olan Kadıköy’ün 12 kadın muhtar var.
- Beylikdüzü’nde kadın muhtar oranı %50. Diğer bir deyişle, 10 mahalleden beşini kadınlar yönetiyor.
- Bağcılar, Bayrampaşa, Çatalca, Esenler, Sultangazi ve Tuzla’da sadece birer kadın muhtar var.
- Adalar, Arnavutköy, Bahçelievler, Kağıthane ve Sultanbeyli’nde ise bir tane bile kadın muhtar bulunmuyor.
Bu arka plan doğrultusunda, 2024 yerel seçimlerine kadar olan zamanı ve fırsatı iyi değerlendirebilmek için İstanbul’un kadın muhtarlarının adaylaşma ve seçilme öykülerini yazmayı, ne tür zorluklardan sonra seçildiklerini ortaya çıkarmayı, muhtarlık kurumunun sorunlarını ve çözüm önerilerini görünür hale getirmeyi amaçlıyorum. Böylece muhtar olmak isteyen tüm kadınlara ilham vermeye, cesaret olmaya, teşvik etmeye ve destek olmaya (naçizane) devam edeceğim.
Kadın muhtar yazı serisine -İstanbul’un Beşiktaş İlçesi Kuruçeşme Mahallesi Muhtarı- Cemile Bal ile başlıyorum.
Muhtar olmaya nasıl karar verdiniz?
Kuruçeşme’de doğup büyüdüm. Özel sektörde 15 yıl çalıştım. Yaptığım iş daha önce hep asistanlıktı, yönetici asistanlığı. Tek şahsın hayatını organize etmekti. Dolayısıyla, söz konusu doğup büyüdüğüm yer ve bir de iş asistanlık olunca insanların hayatını toplu olarak kolaylaştırabilmekti temel düşüncem. Bu sebeple aslında muhtarlığa başladım. Devlet ve yurttaş arasında köprü olmak gibi klasik söylemler var ama aslında güncele uyarladığında yaptığın iş asistanlık yani…Ben en azından öyle yapıyorum. Çünkü sana ihtiyacı olan insanların yardımına elini uzatıyorsun, bu da bir nevi asistanlık. Benim bir önceki iş tanımımda bu vardı zaten. O yüzden aslında ikisini birbirine paralel düşündüm ve bundan kaynaklı olarak girdim muhtarlığa. Zaten siyasete çok ilgim vardı.
Adaylık sürecinizden biraz bahseder misiniz?
24 yıllık bir muhtarımız vardı. İlk adaylığımda -2019 yılında- seçimi kazandım. Tek kadın aday bendim, mevcut muhtarımız ve 2 tane daha erkek aday vardı. Hal böyle olunca tabii aradan çıkmak da zor oluyor. Çünkü muhtarlığı genelde insanlar bir kez kazandıklarında bir daha kolay kolay kaybetmiyor.
Bir muhtar nasıl başarılı olur, nelere dikkat etmeli?
İletişim burada en önemli nokta, iletişiminiz kuvvetliyse başarılı oluyorsunuz. İletişimin şöyle bir avantajı var, çünkü siz yerelde hizmet aldığınız tüm birimlerle iyi ilişkiler kurmak durumundasınız. Benim de bir önceki işim iletişimdi. İnsanların ne anlattığını anlayabilmek, pratik çözümle gidebilmek, insanların hayatını kolaylaştırabilmek. Sonuçta bizim ülkemizde halen bir şikâyeti hangi kuruma yapabileceğini bilmeyen insanlar da var. Sosyal ve ekonomik düzeyi herkesin bir değil.
Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.