HDP İzmir İl Örgütü’ne yönelik silahlı saldırı ve parti çalışanı Deniz Poyraz isimli kadının katledilmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması görüldü. Mahkeme savcı mütalaası almadan davayı 24 Ocak’a erteledi: “Katilin arkasındaki güçler hala açığa çıkmadı.”

HDP İzmir il binasına 17 Haziran’da düzenlenen silahlı saldırı ve saldırı esnasında parti binasında bulunan Deniz Poyraz’ın katledilmesine ilişkin davanın ilk duruşması İzmir Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görüldü. Mahkeme heyeti, savcının ara kararla ilgili beyanını dinlemeden duruşmayı 4 Ocak’a erteledi.
İddianamede Gencer hakkında, hakkında “tasarlayarak kasten öldürme”, “iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme” ve “siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme” suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu ve 7 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
‘Katilin arkasındaki güçler hala açığa çıkmadı’
Davaya Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce avukat, insan hakları savunucusu, feminist ve yurttaş katılırken duruşma öncesi İzmir Adliyesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan duruşma öncesi yaptığı açıklamada, “Bu katilin arkasındaki güçler, tetiği çekmesi için yönlendirenler hala açığa çıkmadı. Deniz’e sıkılan kurşun, barış umutlarına sıkılan kurşundu. Bu kurşunu sıkmak için katili partimize gönderenler bir kaos peşindeydi. Türkiye halkları bu kaosa izin vermedi. Ülkede milyonlar Deniz oldu ve Deniz’e sahip çıktı. Özellikle iktidarın dili, nefreti, öfkesi Deniz’in öldürülmesine ve onların katilin yönlendirilmesine sebep oldu. Dün benzer bir saldırı İstanbul’da denendi ama başarılı olunamadı” ifadelerini kullandı.
Avukat yoklamalarının yapıldığı sırada tutuklu Onur Gencer jandarma ile birlikte dışarı alındı, salonda arbede yaşandı. Duruşmaya ara verildiği esnada katilin, Deniz Poyraz’ın kardeşine hakaret etmesi üzerine salonda katil Onur Gencer’e büyük tepki gösterildi. Katil apar topar salonun dışına çıkartıldı.
Avukat beyanlarıyla devam eden duruşmada konuşan Avukat İmdat Ataş, “Sanığın terör örgütüyle bağlantısının araştırılması sadece FETÖ ile sınırlı tutulmuştur. Suriye’de aldığı eğitim göz önünde bulundurularak farklı terör örgütleriyle bağlantısı araştırılmalıdır. Sanığın kullandığı telefonda görüşülen kişiler hakkında araştırma yapılmamış, HTS kayıtları üzerinde inceleme ve analiz yapılmamıştır. Memur olmasına rağmen lüks otellerde kalması, sürekli taksi kullanması araştırılmamıştır” dedi.
Bir saat sonra yeniden salona getirilen katilin dik bir şekilde yürümesi yeniden tepkilere neden oldu. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Dimdik yürüyor, bize meydan okuyor. Bir katil bizlere, salona meydan okuyor. Kime meydan okuyor, göğsünü gererek gözümüzün içine bakarak salona giriyor” dedi.
Mahkeme savcı mütalaası almadan davayı 4 Ocak’a erteledi. Avukatların tepkisi üzerine dava 4 Ocak tarihinden 24 Ocak’a ertelendi.
HDP binasına saldırı nasıl planlandı?
Katliamdan sonra başlatılan soruşturma kapsamında ulaşılan bilgilere göre, Onur Gencer saldırıyı önceden planladı. Acil tıp teknisyeni olan Gencer, Sağlık Bakanlığı tarafından Ocak-Şubat 2020 tarihleri arasında Suriye Menbiç kırsalında konuşlu TSK birliklerinde bir ay görevlendirildi. Gencer burada elinde uzun namlulu silahla askeri mevzide fotoğraf çekerek, bunu Instagram hesabından paylaştı. İddiaya göre, Gencer’in Suriye’den dönmesinin ardından aklında saldırı fikri oluştu.
Gencer, ifadesinde ilk hedefinin “PKK’ya yardım edenler” olduğunu savunarak, bu konuda yaptığı araştırmada Bayraklı’da kömür satan bir aileyi tespit ettiğini, ancak 31 Aralık 2020’de işyerinin erken kapanması nedeniyle bu fikrinden vazgeçtiğini iddia etti. Gencer, daha sonra HDP İl Binası’na saldırma kararı aldığını ifade etti.
Gencer ifadesinde, herhangi bir suç örgütü ya da terör örgütü ile bağlantısı olmadığını iddia ederek şunları kaydetmişti: “Sadece PKK terör örgütüne karşı inanılmaz büyük bir kin ve nefret duygusu besliyorum. Ölen kişiyi tanımıyorum. Olay yeri ile ilgili yaptığım keşiflerde de sadece binayı tanımak ve dairenin içerisini görmek istedim. Dairede bulunan ya da bulunabilecek kişilerin kim olduklarını bilmediğim için herhangi bir şahsa yönelik olarak saldırı planı yapmadım. Amacım içeri girdiğimde karşıma çıkacak kim varsa hepsini öldürmek ve kan kusturmaktı.”
Kaynak: BirGün, Cumhuriyet