Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (BMNF) tarafından yayınlanan Ağustos ayı Türkiye Depremi Durum Raporu, deprem bölgesinde kadınların ve kız çocuklarının karşılaştığı zorluklara dikkat çekiyor. Raporda hijyen koşullarının yetersiz olması, cinsiyete dayalı şiddetin artışı ve üreme sağlığı hizmetlerine erişim konularında ciddi sorunlar yaşandığı belirtiliyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (BMNF), Şubat ayından beri deprem bölgesinde faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlar arasında. 9koy.org’ta yayınlanan Ahmetcan Uzlaşık’ın haberine göre, BMNF’nin Ağustos ayında yayınladığı rapor, deprem bölgesinde yaklaşık 2.4 milyon üreme çağında kadının ve 130 bin hamile kadının bulunduğunu ortaya koyuyor. Bu ay içerisinde doğması beklenen bebek sayısı ise 14 bin 400. Deprem bölgesinde kadınlar sadece sağlık ve hijyen konusunda değil, cinsiyete dayalı şiddet konusunda da kırılgan durumdalar.
BMNF Türkiye İnsani Yardım Programı Koordinatörü Dr. Selen Örs Reyhanioğlu, kadınların ve kız çocuklarının deprem sonrası olumsuz koşullardan daha fazla etkilendiklerine dikkat çekiyor:
“Depremzede kadınların pek çoğu şu anda çadırlarda ya da özellikle kırsalda geçici barınaklarda, düzensiz yaşıyor, hijyen ve öz bakım malzemeleri de dahil temel ihtiyaçlarına ve hatta suya erişimde güçlükle karşılaşıyor. Gebelikler afet dönemlerinde de devam ediyor, doğumlar ve adet döngüleri de. Deprem bölgesinde şu anda üreme sağlığı hizmetlerine acilen erişmesi gereken yaklaşık 130 bin hamile kadın var. Bunların tahmini 14 bini bir ay içinde doğum yapacak. Temel hijyen ihtiyaçlarının yanında, bu kadınların acilen nitelikli, sürekli ve güvenli üreme sağlığı hizmetlerine erişmesi gerekiyor.”
Sadece hijyen değil, şiddet sorunları da yaygın
Çadırlarda veya geçici barınaklarda yaşayan depremzede kadınların temel ihtiyaçlarını karşılamada, özellikle suya erişimde zorluk yaşadıkları bilinen bir gerçek. Temel hijyen ihtiyaçları da bu zorlukların başında. Adet dönemlerinde ihtiyaç duyulan hijyen olanakları, bölgede yaşayan kadınlar ve kız çocukları için büyük bir problem.
Raporda yer verilen konulardan biri de, cinsiyete dayalı şiddetin de depremden sonra arttığını ortaya koyuyor. Ekonomik sorunlar, işsizlik ve kötüleşen yaşam koşulları gibi etkenlerin, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti tetiklediği belirtiliyor.
Çocuk yaşta, erken ve zorla evliliklerin de bu dönemlerde artma eğiliminde olduğu ifade ediliyor. Reyhanioğlu, bu konuda, “Çocukların eğitimine kesintisiz devam etmeleri, çocuk yaşta evliliğin engellenmesi için en önemli faktörlerden” diye vurguluyor.
BMNF’nin raporu, deprem bölgesindeki kadınlar için acilen nitelikli, sürekli ve güvenli üreme sağlığı hizmetlerine erişimin sağlanması gerektiğinin altını çiziyor. Raporun özellikle vurguladığı gibi aynı zamanda, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalan kadınlar, yeni doğum yapan anneler ve kırılgan gruplara destek verilmesi için bölgede acil önlemler alınması şart.
Kaynak: 9koy.org