Deprem bölgesinde aktif çalışan genç gazetecilerden biri olan Jiyan Erkılıç’ın Mehveş Evin’in editörlüğünde hazırladığı video-haberde, Maraş ve Hatay’daki depremler sonrası kaybettikleri işlerini yeniden kurmaya çalışan girişimci kadınların mücadelesini izliyoruz.

Jiyan Erkılıç
6-22 Şubat Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen depremlerde on binlerce yapı yıkıldı. Aralarında kentlerin ticari hayatını oluşturan iş yerleri de vardı. Deprem sonrası binlerce insan yakınlarını kaybederken, birçok esnaf yakınlarının yanı sıra ise “gözbebeğim” dedikleri iş yerlerini de kaybetti.
Hatay’da 48 bin 422 iş yeri yıkılırken, depremin merkez üssü olarak bilinen Kahramanmaraş’ta ise 29 bin esnafın iş yeri ağır hasar aldı. İş yerlerini kaybedenler arasında şüphesiz bölgedeki zor şartlara rağmen iş hayatına adapte olmuş kadınlar da vardı.
Deprem sonrası birçok esnaf, iş yerlerini yeniden kurabilmek için devlet tarafından verilen desteği yeterli bulmasa da kendi imkânlarıyla yeni bir başlangıç yapmak için çalışıyor. Büyük yıkım sonrası Kahramanmaraş ve Hatay’da sağlam yapı bulmak neredeyse imkânsız olduğu için diğer esnaf gibi kadınlar da ya verilen konteynerlerde işlerini yürütmeye çalışıyor ya da seyyar iş yerleri kuruyor.
Depremzede iş kadınları kendi işlerini kurarak iş hayatına nasıl yeniden başladıklarını anlattı.
“Benim iş yerim gözümün nuruydu’’
Kahramanmaraş’ta 8 yıllık iş yerini kaybeden kına ve düğün organizatörü Serpil Sığındım, deprem günü ve sonrasında yaşadıklarını anlatarak işini yeniden nasıl kurduğunu aktarıyor: “İlk depremin 7. saniyesinde iş yerimi kaybettim. Sıfırdan başlayan, sekiz yıllık bir işletmeydi. Bir kadın olarak bilinmeyen, henüz yeni olan bir sektörde tepki ve eleştirilerle karşılaşıyordum. Ticareti bilmediğim ve yapmamam gerektiği söylendi. “18 yıl ev hanımlığı yapmış biri ticaretten ne anlar” sözlerine kulak tıkadım ve KOSGEB ve eşimin desteğiyle kına organizasyonu firması kurdum. Düşe düşe, ağlaya ağlaya bazen de kazıklanarak o işletmeyi sekiz yıl ayakta tuttum ama depremde kaybettim. Hiçbir şeyim kalmadı, her şeyimi kaybettim. 70 tane canımı kaybettim. Sekiz yıl boyunca aynı iş yerinde olmak bana göre uzun bir süre. Benim iş yerim gözümün nuruydu.”
“Memleketimi çok seviyordum ve yeniden ayağa kalkmalıydım“
Depremde işini kaybeden Serpil Sığındım’a yeniden nasıl başladığını sorduğumuzda ise şu ifadeleri kullandı: “Aslında yapmayacaktım bu işi. Her şeyden vazgeçmiştim. Depremin dördüncü günü Ankara’ya gittim çünkü küçük çocuğum var. Yapacak hiçbir şey yok. Bir buçuk ay odadan çıkmadım. Çünkü yasımı yaşamak istedim. Kaldığım kurumda Hatay, Adıyaman ve Malatya’dan aileleriyle kalan hanımlar vardı. Onlarla konuşmaya, oturmaya başladım. Acılarımızı paylaştık. ‘Sen ne kaybettin, senin hikâyen ne? Sen anlat ben anlat’ derken acılarla, ağlayarak başladı tekrar bağ kurmam. Sonrasında ‘Ne yapabiliriz?’e geldik. El işi yapmaya başladık. İnsanlarla tekrar temas kurmam beni ayağa kaldırdı. Misyonumu hatırladım. Üç tane evladım var ve insanları, memleketimi çok seviyorum. Kahramanmaraş’a döndük tekrar. Gelinlerim aradı tekrar ve birbirimize destek olarak yeniden başladık. Çok sevdiğim bir kardeşim bir düğün salonunda bana geçici olarak küçük bir yer ayarladı. Kına geceleri düzenlemeye yeniden başladım. İki aydır yapıyorum işimi. Daha iyisini yapmak istiyorum. Ama bunun için desteğe ihtiyacım var.”
“Girişimci kadınların devlet desteğine ihtiyacı var”
İşini kaybeden depremzede kadın girişimciler için destek beklediğini aktaran Sığındım, “İş yerini kaybeden kadın girişimciye pozitif ayrımcılık istiyorum. Yeniden kurulum desteği istiyorum. İş yerini kaybedenler için söylüyorum bunu, bizim ödemek zorunda olduğumuz kredilerimizi ötelesinler. Ben ödeme taraftarıyım, ödeyeceğim de. Ama şu anda değil çünkü yok, her şeyimi kaybettim. Benim hiçbir şeyim kalmadı ki… Ne verebilirim ipotek olarak size? Hiçbir şey veremem, enkaz! Bir avuç toprak verebilirim’’ ifadelerini kullandı.
“Çalışmak bizim için bir ihtiyaçtı”
Hatay merkezde yaşayan Sermin Yardımcıoğlu ise çalıştığı iş yerinin yıkılmasıyla beraber Hatay’ın Altınözü ilçesindeki ailesinin yanına dönerek iş kurmaya karar verdi. Abisinin eşiyle tatlı yapıp seyyar satıcılığa başlayan Yardımcıoğlu, depremin sarsıcı sonuçlarını kendi çabasıyla atlatmaya çalışan yüzbinlerce kadından biri.
Depremden üç ay sonra yengesiyle yeni bir iş kuran Yardımcıoğlu, kuzenlerini, yeğenlerini ve komşularını kaybettiğini anlatarak başlıyor sözlerine: “Antakya’daki iş yerimiz ve evimiz yıkılınca baba ocağına döndük. Döndükten sonra maddi manevi uğraşacak bir şeyler aradık. Bu bizim için bir ihtiyaçtı. Yapacağımız işe karar verince yaptığımız tatlıları satacağımız arabayı uygun hale getirecek usta bulamadık. Kendi kendimize aracı bu hale getirdik.”
Yıllardan beri hayali bir lokanta açmak olan Fadime Yardımcıoğlu ise, hayalinin ilk adımını depremden sonra attığını söylüyor. Yardımcıoğlu, “Deprem gecesi o evden çıkabileceğimizi düşünmüyorduk. Çocuklarımla zor çıktık evden. Böyle kısmetmiş. Benim önceden hayalimdi iş yeri açmak. Evimin işini yapıyorum ve çıkıp geliyorum. Tatlının hamurunu ben yoğuruyorum. Tatlıyı ben yapıyorum, görümcem Sermin de satışıyla ilgileniyor. Bir nevi motive oluyoruz. Hayata tutunmak diyelim. İnşallah güzel bir dükkân açmak istiyoruz. Güzel bir işletmemin olmasını istiyorum.”
Depremlerin üzerinden yedi ay geçse de bölgedeki çalışan kadın sayısı ve bu kadınların iş hayatlarının ne şekilde etkilendiğine dair bir veri yok. Bu haber için görüştüğümüz kadınların belirttiği gibi, çalışma hayatına dönebilmek ve sürdürebilmek için desteğe ihtiyaçları var.
*Bu video-haber, SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin “Kadın Dayanışma Fonu” katkılarıyla, Haber Var, SES Ver!: Kadın Gazetecilerle Dayanışma Projesi bünyesinde hazırlanmıştır.
Haber Var, SES Ver!: Kadın Gazetecilerle Dayanışma Projesi hakkında
Depremin ilk anından itibaren yaşanan felaketin boyutlarını hem Türkiye’ye hem de dünyaya gösteren, depremzedelerin yaşadığı farklı birçok sorunu gündemleştiren bölgedeki kadın gazeteciler, bir yandan kayıpların yasını tutarken bir yandan da deprem bölgesinin sesi oluyor.
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği tarafından hayata geçirilen ‘Haber Var, SES Ver: Kadın Gazetecilerle Dayanışma Projesi’ deprem bölgesinde yazılı ve görsel içerik üreten kadın gazetecileri desteklemek için tasarlandı.
Destek kapsamında deprem bölgesindeki 4 ilden 4 kadın gazeteciye hibe ve birebir editörlük/mentorlük desteği veriliyor.
Kasım sonuna kadar devam edecek projede, gazeteciliği meslek edinmiş ve kendisini mesleki olarak geliştirmek isteyen, gazetecilik meslek ilkelerine saygılı, toplumsal duyarlılık ve sorumluluk taşıyan 4 gazeteci araştırmaya dayalı yazılı dosya haber veya video-haber üretecek.
Kadın gazeteciler arasında dayanışmanın güçlenmesi amacı da taşıyan projeye genç gazeteciler Medine Mamedoğlu, Marta Sömek, Jiyan Cin Erkılıç ve Burcu Özkaya yaptıkları haberlerle, deneyimli gazeteciler Nevin Sungur, Candan Yıldız, Banu Güven ve Mehveş Evin ise editör/mentor olarak katkı veriyor.