Sevda Karaca, Adalet Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ortaklaşa hazırlanan yeni nafaka düzenlemesine dair kaleme aldığı yazısında “devlet destekli nafaka modeli” paketiyle sunulan düzenlemenin kadınlar üzerinde yaratacağı tehlikelere dikkat çekiyor.
“‘Devlet destekli nafaka modeli’, devlet desteği filan değil, bu açıkça nafaka hakkının ortadan kaldırılıp kadınları “sosyal yardım” adı altında sadakaya mahkûm etme projesi.”

Sevda Karaca, 6. Yargı Paketi dahilinde önümüzdeki günlerde Meclis gündemine gelmesi beklenen ve gelişmelerin ancak basına sızanlar ve çeşitli kulis bilgileriyle izlenebildiği yeni nafaka düzenlemesine dair kaleme aldığı yazısında kadınların karşı karşıya kalacağı tehlikelere dikkat çekiyor.
Karaca, “devlet destekli nafaka” makyajıyla sunulan yeni düzenlemenin nafaka hakkının gasp edilmesi anlamına geleceğinin altını çizerek, “kadınlar sosyal yardıma muhtaç hale getiriliyor” saptamasında bulundu.
“‘Devlet destekli nafaka modeli”, devlet desteği filan değil, bu açıkça nafaka hakkının ortadan kaldırılıp kadınları “sosyal yardım” adı altında sadakaya mahkûm etme projesi” diyen Karaca’nın Evrensel’de yayımlanan yazısından öne çıkan noktalar şöyle:
“Nafaka hakkı uzun zamandır iktidarın teşviki ile pek çok lobi çevresinin saldırısı altındaydı. “Nafaka mağdurları” adıyla örgütlenen bu çevrelerin yürüttüğü tartışmalara iktidar nafakanın farklı çeşitleri kaç kadına, kaç çocuğa, ne kadar süredir, ne oranda, ne düzeyde düzenli bir biçimde ödeniyor verilerini asla açıklamayarak ve her vesileyle kadınların medeni haklarını tartışmaya açarak yol verdi. Devletin resmi hiçbir rakamının, verisinin, araştırmasının olmadığı bu konuda barolar, araştırma şirketleri, kadın örgütleri kılı kırk yarıp, binbir uğraş göstererek veriler oluşturdu. Örneğin Ankara Kadın Dayanışma Vakfı’nın 2019’daki “Yoksulluk Nafakası Araştırması”na göre hükmedilen nafakanın yüzde 66,4’ü, 0-500 TL arasında . Mahkemelerce verilen nafaka miktarlarının ortalaması ise sadece 370 TL. Hükmedilen nafakalarınsa yalnızca yüzde 20,7’lik bir kısmı ödeniyor. Ayrıca boşanma sebepleri farklılık gösteriyor olsa da dosyaların yüzde 82,9 gibi çok büyük bir oranı kadına yönelik şiddet vakası da içeriyor. Kadınların mahkemelerin karar verdiği bu küçücük nafakaları alması bile deveye hendek atlatmaktan zor.
‘Kadınlar sosyal yardıma muhtaç ediliyor’
Hal böyleyken “sorunu çözüyoruz” propagandası yaparak gerçekte,
- Nafaka hakkının evlilik süresiyle sınırlandırılması,
- “Boşanmaların kolaylaştırılması” adı altında kadınlara ödenecek olan maddi ve manevi tazminatlar için kadınların ayrıca dava süreci yürütmek zorunda bırakılmaları, bu aşamada da kadınların hakları için büyük bir tehlike olan arabuluculuk uygulaması getirilmesi,
- Evlilik süresi sınırından sonra ödenmesi gereken nafakanın “nafaka” olmaktan çıkarılarak “sosyal yardıma” dönüştürülmesi,
- Bunlarla birlikte kadınlara ödenen yoksulluk nafakasının yanı sıra çocuklara ödenen iştirak nafakasının da topun ağzına konması söz konusu.
Bu korkunç saldırıyı meşrulaştırmak için bunun adını “Devlet destekli nafaka modeli” koymuşlar. Aile mahkemelerinin boşanmış erkeğin, eski eşine evlilik süresi ya da evlilik süresinin yarısı kadar bir müddet nafaka ödemesine karar vermesi; kadının nafakanın sona erdiği tarih itibarıyla çeşitli kriterleri karşılaması koşuluyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı üzerinden “sosyal yardıma” bağlanması gibi bir modelden bahsediliyor.
‘Eşit yurttaşlık temelinde bütüncül politikalar’
Biz nafaka hakkının yanı sıra;
- Kadınları yeniden bağımlı bir ilişkiye mahkûm eden “sosyal yardım” (sadaka) yerine eşit vatandaşlık hakları çerçevesinde bütünlüklü politikalar uygulanmasını,
- Boşanma sürecindeki/ boşanan kadınlara öncelikli olarak ücretsiz çocuk bakım desteği, ücretsiz eğitim, sağlık hizmeti, güvenli, ucuz ve nitelikli barınma olanaklarının sağlanmasını,
- İstihdamda öncelik ve mesleki eğitim gibi kadınları kendi başına bir hayat kurma sürecinde güçlendirecek uygulamaları,
- Devletin ayıracağı bütçenin eşitsizliğin bir tarafı olan erkeklere boşanma kolaylığı sağlamak, nafaka ödeme sorumluluğundan kurtarmak için değil, kadınların bağımsız bir hayat kurmasının olanaklarının yaratılması için eşitlikçi ve hak temelinde kullanılmasını talep ediyoruz.
Ancak böylesi bir bütüncül yaklaşım adil, gerçekçi, kadınları eşitsizliğe mahkum etmeyen ve toplumsal sorunları değiştirmeyen bir çözüm olabilir.
Yazının tamamına ulaşmak için tıklayın.