Dilek İmamoğlu, birkaç yıl önce Başak Demirtaş’la bir araya gelmesine yönelik eleştirilere, “Kutuplaşmanın sona ermesi için barış için sevgi için adım atmanın neresi yanlış? Barış için biz kadınlar emek vermeyeceksek kim emek verecek?” diyerek tepki gösterdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi, araştırma görevlisi Dilek İmamoğlu, 5 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi öğretmen Başak Demirtaş ile bir araya gelmesine yönelik eleştirilere yanıt verdi.
Gazeteci Ayşe Arman’a konuşan Dilek İmamoğlu, “Eleştiri oklarının hedefi sadece Ekrem Bey değil, zaman zaman size de dönüyor bu oklar… Zorlanıyor musunuz? Mesela Başak Demirtaş’la buluşmanız kamuoyunu çok meşgul etti… Ne hissetiniz bu kadar eleştirilince?” sorusuna cevaben şunları söyledi:
“İnsan, kendini, kendi niyetini ve neyi, neden yaptığını bilince o oklara ‘dur’ diyebiliyor. O yüzden çok zorlanmıyorum. Başak Hanım’la buluşmam neden bu kadar eleştirildi anlam veremedim. Kutuplaşmanın sona ermesi için barış için sevgi için adım atmanın neresi yanlış? İnsanların seçmeden dünyaya geldiği etnik kökenleri, dilleri, dinleri, yaşadığı coğrafyalar, renkleri, ırkları ve cinsiyetleri üzerinden ayrıştırılması çok acı verici. Ben ayrım yapmadan, her konuya insan odaklı bakarak hareket ediyorum. Ayrıca barış için biz kadınlar emek vermeyeceksek kim emek verecek?”
Söyleşide öne çıkan sorular ve cevaplar şöyle:
Arel Üniversitesi’nde öğretim görevlisisiniz. Sosyal sorumluluk dersleri veriyorsunuz. Sosyal sorumluluk sadece öğrencilerinize verdiğiniz bir ders değil, sizin hayatınızın da bir parçası…
Çok doğru, hatta vazgeçilmez bir parçası! İnandığımız değerlere sahip çıkarak dünyamızın ve insanlığın gelişimine katkıda bulunmaya gayret etmek, değer katmak için emek vermek yaşamımızı anlamlı kılıyor. Sürdürülebilir olmasını sağlıyor. Dayanışma değerli bir kavram! Hayata, insanlığa, hayvanlara, doğaya, çevreye, sağlığa, eğitime duyarlı bireyler, dünyaya da güzel bir açıdan bakıyor. Ben de elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Sizce, 21. yüzyılda neden bir arpa boyu yol alamadık toplumsal cinsiyet eşitliğinde?
E çünkü ne yazık ki dünya, hala eril bir zihniyetle yönetiliyor! Özgür, adil, barışçıl bir dünya, ancak toplumsal cinsiyet eşitliği temeli üzerine inşa edilebilir. Kadın hakları meselesi, insan hakları meselesidir. Ama maalesef, hala temel insan haklarının ihlal edildiği, hala şiddettin korkunç bir şekilde günlük hayata sirayet ettiği bir dünyada ve ülkede yaşıyoruz. Çözüm için çoğunlukla eril zihniyetle adım atılırken, kalıcı, büyük ilerlemeler kaydedebilmemiz mümkün değil. Eşitlik kültürünü, toplumsal dokunun temel unsuru haline getirmeliyiz. Bu da tüm kurum, mekanizma ve bütün siyasi anlayış ve yapıların birlikte hareket etmesiyle mümkün olabilir. Temel ve evrensel insan hakları belgelerinden biri olma özelliği taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının da büyük bir olumsuzluk olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim!
Sizin için, “First Lady” yorumları yapılıyor… Hoşunuza gidiyor mu? Yoksa ayrı bir sorumluluk mu yüklüyor bu size?
Sevgi ve nezaketle yapılan tüm yorumlar için teşekkür ediyorum. Mevcut durumun getirdiği sorumlulukları elimden geldiğince yerine getirmeye çalışan bir toplum gönüllüsüyüm sadece.
Fransız Dergisi Madame Figaro’ya kapak oldunuz. Kıyamet koptu… Pişman mısınız?
-Yok hayır. Siz de biliyorsunuz bizim ülkemizde, ilk kez siyasi bir lider eşinin fotoğrafı, dergi kapağında yer aldı. Bu dönemde bazı değişimlerin olması gerekiyordu. Bence çok güzel ve zamanında yapılan bir çalışmaydı.