Aydın, Kızılcaköy’ün kadın direnişçileri, 11 aydır bölgede yapılmak istenen jeotermal santrale karşı verdikleri mücadeleyi sahneye taşıyarak kendi hikayelerini anlattıkları bir tiyatro oyunu sergiledi.
Kaynak: Ekmek ve Gül
15 Ağustos 2018’den bu yana, Aydın Efeler İlçesi’nin Kızılcaköy Mahallesi’nde Kızılcaköylü kadınlar, kurdukları çadırda, bölgede yapılması planlanan jeotermal enerji santrallerine karşı mücadele veriyor.
Kızılcaköylü kadınlar başlattıkları bu direnişin hikayesini tiyatro oyununda sergiledi. Direnişin sanatla buluştuğu, Seher Çenesiz tarafından kaleme alınan ve yönetilen tiyatro oyunu dört aylık bir çalışmanın ardından Efeler Belediyesi Muzaffer İzgü Kültür Merkezi’nde sergilendi. Tek perde olarak sahnelenen “Neymiş Bu Jeotermal?” isimli oyunda Kızılcaköylü kadınlar rol aldı.
Oyun başlamadan önce seyircilere bölgeye yapılmak istenen jeotermal santralleriyle ilgili bugüne kadar yaşadıkları süreci özetleyen, jeotermal santralinin bölgenin geçim kaynağı olan incir ve zeytin üzerindeki zararlarını gösteren bir video izletildi. Kızılcaköylü kadınların mizahi bir dille sergiledikleri oyunda, bugüne kadar yaşadıkları süreç, kolluk kuvvetlerine karşı direnişleri, ve neden jeotermal santrali istemediklerini anlatıldı.
“Umarım, hayatın her alanında sorunlarımızı sanatla buluşturmaya devam edebiliriz”
Oyun sonrası, oyunun yazarı ve yönetmeni Seher Çenesiz, “Artık öyle bir süreçteyiz ki, hesabın, çıkarın, hesaplaşmaların bitmesi ve herkesin birbirine destek olması gerektiği bir dönemden geçiyoruz. 8 Mart günü bu fikir ortaya çıktı. Kadınlarımız çadırda, sergilediğimiz oyunu her gün yaşıyorlar. Bunun için neler yapabileceğimiz ve nasıl bir oyun sergileyebileceğimiz konusunda tartıştık. Sonucunda bugün burada bu oyunu sahneledik. Umarım, Hayatın her alanında sorunlarımızı sanatla buluşturmaya devam edebiliriz” şeklinde konuştu.
“Bu oyun, hayatımıza ve mücadelemize bir renk kattı”
Oyun sonrası Kızılcaköylü, üç çocuk annesi Melahat Yavuz, “Daha önce tiyatroya hiç ilgim yoktu, hiç tiyatroya bile gitmedim ben. Ama işte bu jeotermaller yüzünden, havamızı, suyumuzu, toprağımızı koruyalım, bir faydamız olsun diye mücadele ederken, sesimizi daha fazla duyuralım diye tiyatromuzu oynadık. Ne mutlu sesimizi duyurabildi isek, bir faydamız olduysa… Gerçek hayatımızı, günlük hayatımızı anlattık burada. Hayatımızı çok etkiledi böyle bir tiyatro için çalışmak. Çok güzel bir renk kattı hayatımıza, mücadelemize” dedi.
“Oyunda ağaçlarımızın o kupkuru halini hatırladım”
Kızılcaköy’ün 77 yaşındaki oyuncusu Hatice Barlas ise, “Ben daha önce hiç tiyatro görmedim. Jeotermal kurulacak dediler. ‘Biz bu jeotermalleri istemiyoruz, yaptırmayacağız’ dedik. Tiyatro fikri Hilal ve Seher kızımdan çıktı ortaya. Çok hoşumuza gitti. Hayatımızı çok güzel etkiledi. Ben hep ağladım oyunlarda. O ağaçlarımızın o kupkuru halini hatırladım hep gözümden yaşlar geldi. Biz gerçekleri oynadık çünkü. İstemiyoruz biz jeotermal, dozerlerin önüne yatacağız, yaptırmayacağız. Ben yaşayacağımı yaşamışım zaten, çocuklarımız, torunlarımız için mücadele ediyorum. Kendimizi insanlara tiyatroyla anlattık. Tiyatroya devam edeceğiz” dedi.
