Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doktoru Irmak Saraç, son dönemde dünyanın farklı yerlerinde karşılaşılan kürtaj karşıtı girişimlerin etkilerini ve Türkiye’de kürtaj konusundaki mevcut durumu değerlendiriyor.
ABD’nin Teksas eyaletinde kürtaj, “zorunlu haller dışında mecburi olmayan tıbbi müdahale” kapsamına alınarak yasaklandı.
Alabama, Indiana, Iowa, Mississippi, Ohio, Oklahoma eyaletlerinde de alınan bu karar, kadın örgütlerinin bir araya gelerek karşı çıkması ve mahkemeye başvurması sonucu askıya alındı.
İtalya’da ise doğrudan bir yasak olmasa da pratikte kadınlar kürtaj hakkına erişimde bir kısıtlama ile karşı karşıya. Koronavirüs nedeniyle pandemi hastanelerine dönüşen devlet hastanelerinin kürtaj servisi de kapatılmış durumda. Özel hastanelerde çalışan doktorların ise kürtaj talebini reddetme hakları var.
Türkiye’de ise kürtaj, devlet hastanelerinde kağıt üzerinde yasal iken fiilen uygulamada büyük sorunlar yaşanıyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doktoru Irmak Saraç, 5 Harfliler’den Ezgi Aydın’a Türkiye’de kürtaj konusunun ne durumda olduğunu anlattı.
Kürtaj yaptırmak isteyen kadınlar salgın sürecinde neler yaşıyor? Salgın öncesi durum nasıldı, şimdi nasıl? Salgın kadın doğum alanını nasıl etkiledi?
Türkiye’de isteğe bağlı gebelik sonlandırma hizmetleri 2012’den beri sıkıntılı ve bu sıkıntı yıllar içerisinde arttı. Kadınların yasal hakları olmasına rağmen ulaşmakta güçlük çektikleri bir hizmet. Özellikle ücretsiz olarak bu hizmete ulaşmaları bazı şehirlerde imkansız. İstanbul genelinde yalnızca bir devlet hastanesinde bu hizmete ulaşabiliyorlar maalesef. Bu hak kaybı salgın sürecinde daha da belirginleşti. Bazı hastaneler pandemi hastanesine dönüşürken, pandemi hastanesi olmayanlarda da başhekim ya da uzman doktorun insiyatifinde yapılmayabiliyor. Kadınlar bu durumda yalnız değiller. Kadın örgütlerinin baskısıyla olgu bazında çözüm sağlanabiliyor.
Salgın sürecinde kürtaj yaptırmanın riskli olmaması adına ne yapılmalı, nasıl önlemler alınmalı?
Herhangi bir nedenle hastaneye gitmek gerekirken maske, eldiven, sosyal mesafe gibi alınması gereken önlemler alınmalı elbette. İlaçla gebelik sonlandırma yöntemi bu noktada önemli bir yer tutuyor aslında. Evde de uygulanabilecek bir yöntem olmasına rağmen Türkiye’de bu ilaçlara ulaşılamıyor ve bu sürecin kullanıldığı ülkelerde de doktorlar hastanede uygulamakta ısrarcı olabiliyor. Salgın döneminde hekimler kadınların yasal hakkı olan bu işlemi uygulamaları için teşvik edilmeli, yasal süre uzatılması da düşünülebilir.
Bazı ülkelerde ise kürtajın mecburi olmayan tıbbi müdahale kapsamına alınarak uygulanmadığını görüyoruz, buna dair neler söylemek istersiniz? Türkiye’de böyle bir durumun olduğunu hiç duydunuz mu?
Kürtaj karşıtı olan ülke ve eyaletlerde bu salgın fırsat bilinerek bu tip uygulamalara gidildi. Bekleyen kürtaj yasaları ertelendi. Bu kürtajı azaltmaktan çok sağlıksız koşullarda yapılmasına zemin hazırlamaktan başka bir şeye neden olmaz. Sonuçta anne ölüm oranları ve komplikasyonlar artacaktır. Türkiye’de ise şimdilik böyle bir durum olduğunu duymadım.
Tüm bunlarla birlikte kürtaj süreci bu dönemde nasıl işletilmeli?
Kadınlar için ulaşılabilir olması en önemli konu. Salgın öncesinde de bu çok ciddi bir sorundu. Bu konuda mücadeleye devam edilmeli. İlaçla gebelik sonlandırma yönteminin Türkiyeli kadınlar için de bir seçenek olması için uğraşılmalı diye düşünüyorum.
Kaynak: 5 Harfliler