Son yıllarda ABD’de ve Avrupa’da kürtaj karşıtı hareketin ivme kazanmasıyla, kürtaj seçimi yapma hakkı dünya genelinde tartışılan bir konu geldi. TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, Dünya Güvenli Kürtaj Günü dolayısıyla açıklama yaptı: “Kadınlar olarak tekrar bedenlerimiz üzerinde söz hakkının sadece bizim olduğunu haykırıyoruz!”
Dünyanın birçok yerinde isteğe bağlık olarak gebeliğin sonlandırılmasına farklı argümanlarla karşı çıkılmakta olduğu söylenen açıklamada, Dünya Cinsel Sağlık Birliği Cinsel Hakları Bildirgesi’ndeki özgür ve sağduyulu üreme seçimi yapma hakkı maddesi, isteğe bağlı gebelik sonlandırılmasını bir hak olarak tanımlarken; aynı maddede çocuk sahibi olma veya olmamayı seçme hakkı, çocuk sayısını ve ne kadar aralıklı olacağına karar verme hakkı ve bu hakların düzenlenmesiyle ilgili tüm tedavilere tam erişim hakkının gerekliliğinden de söz edilmekte olduğu belirtildi.
Dünya Sağlık Örgütü verilerinin de paylaşıldığı açıklamada, 18 yaşından küçük bir çocuğun gebeliğini sonlandırmak için kürtaj başvurusuna rağmen hukuki sürecin uzaması ve çocuğun doğum yapmak zorunda bırakılması AYM’de hak ihlali olarak değerlendirildiği hatırlatıldı. Açıklamanın sonunda “28 Eylül Dünya Güvenli Kürtaj Günü’nde kadınlar olarak tekrar bedenlerimiz üzerinde söz hakkının sadece bizim olduğunu haykırıyoruz!” denildi.
Açıklamada, 2020’nin eylül ayında Resmî Gazete’de kürtajla ilgili olarak emsal bir Anayasa Mahkemesi (AYM) kararının yayımlandığı hatırlatıldı. Karara konu olan olaya göre cinsel istismara maruz kalan 18 yaşından küçük bir çocuğun gebeliğini sonlandırmak için kürtaj başvurusuna rağmen hukuki süreç uzamış ve çocuk doğum yapmak zorunda bırakılmıştı. Konuyla ilgili olarak AYM’ye bireysel başvuru yapılması neticesinde Yüksek Mahkeme, gebeliğin sonlandırılması imkânına erişememe iddiasını hak ihlali olarak değerlendirmişti. Buna karşın TTB’li kadınlar, “Tartıştığımız istemli gebelik sonlanmasının anayasal bir hak olarak ulaşılabilirliğinin devlet tarafından sağlanması gerektiğine dair çok önemli bir hukuki dayanak oluşturmaktadır” dedi.
“Bedenlerimiz üzerinde söz hakkının sadece bizim olduğunu haykırıyoruz”
Açıklamanın sonunda “Kadın bedeni üzerinden egemenlik kurulmasına dair kodlar çok eski ve ne yazık ki tanıdık olsa da kadınların bu konudaki mücadeleleri de bir o kadar köklü bir tarihe sahiptir. Bir gün gelip kadınların istemli gebelik sonlandırma hakkı tartışmalarının tarih olacağını ve haklı taleplerimizin karşılanacağını bilerek, 28 Eylül Dünya Güvenli Kürtaj Günü’nde kadınlar olarak tekrar bedenlerimiz üzerinde söz hakkının sadece bizim olduğunu haykırıyoruz!” denildi.
Açıklamanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.