Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüleri, Cumhriyet’in 100. yılında, iktidarın Medeni Yasa ve Anayasada kadın haklarını geriletecek düzenlenlemeleri planlandığı bugünlerde, laiklik ilkesinin kadınlar için önemini anlattı.

Hülya Gülbahar (Avukat-EŞİK Gönüllüsü)
İktidar sürekli olarak Medeni Yasa ve Anayasada değişiklik yapılmasından hatta bunların sil baştan yeniden yazılmasından söz ediyor. Muhalefet partilerimizde ise inanılması zor bir sessizlik ve kayıtsızlık var. Oysa laiklik, herkes için ve tabii ki kadınlar için öncelikle hayat hakkı demek. Çünkü muhaliflere, farklı inançtakilere, kadınlara, LGBTİ+lara yönelik nefret söylemlerinin ardında laiklik karşıtlığı, kendi dini inancını, faşizan dünya görüşünü herkese dayatma; karşı çıkanları da yok etme, imha etme politikası var. Laiklik karşıtları genellikle bilime de karşı oldukları için eğitim müfredatı ana okullardan üniversitelere bilim yerine hurafelerle doldurulduğu için bilimden kopuk mühendisin yaptığı binada, sülüklerle kafayı bozmuş bir doktorun elinde ölebilirsiniz ya da bindiğiniz uçağın pilotu kokpitte namaz kılmak istediği için hayatınızı kaybedebilirsiniz. Laiklik hayat hakkıdır. Hayatta kalmayı başardığınız anda da eşit ve özgür insanlar olarak yaşama hakkı… Bu nedenle onurumuz, vazgeçilmezimiz.
Zeliha Altuntaş (DaF/ DaZ Dozent-EŞİK Gönüllüsü-Alevilerin Sesi Dergisi Genel Koordinatörü)
Ekonomik kriz, iklim krizleri, savaşlar gibi otoriterleşmeyi tetikleyen çoklu krizlerin, gelir eşitsizliklerini ve derin yoksulluğu artırdığı, farklı kültürel, etnik, inanca dayalı ve cinsel kimlikler arasındaki çatışmayı da büyüten sosyal istikrarsızlığın baş gösterdiği bu süreçte, çürümeye yüz tutmuş iktidarın “ötekileştirici”, “kutuplaştırıcı” ve “düşmanlaştırıcı” politikaları ve nefret söylemlerini giderek artırdığı ve “laikliğin ortadan kaldırılması” ve “siyasal İslamcı otoriterleşme” gibi tehlikelere yol açan düzenlemeler için anayasa değişikliği teklifini reddediyoruz. Zira anti demokratik ve hukuk dışı ortamda demokratik anayasa yapılmayacağını biz de biliyoruz. Demokrasi için, anti-militarist, anti-kapitalist, anti- emperyalist bir hareketin bu ülkeye barışı getireceğinin inancıyla…
Dr. Özlem Altıok (Sosyolog, Eşitiz ve EŞİK Gönüllüsü)
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en cinsiyetçi ve gerici Meclisi’nin hedefinde “aile hukuku” yani Medeni Yasa var. Hedefte Anayasayı değiştirmek var.
Eşitlik için Kadın Platformu – EŞiK’in vurgulaya geldiği gibi: Siz önce mevcut yasaları uygulayın. Kadına karşı şiddeti, cins kırımını önleyin. Anayasayı uygulamayanlar, uygulamak bir yana her fırsatta çiğneyenler, anayasa yapamaz. 2022’nin Aralık ayında, iktidar 24. ve 41. maddelerde değişiklik önermişti, hatırlayalım. Feministler olarak, kadın hareketi olarak bizler bu konuda çok tutarlı ve kararlı davrandık, davranmaya devam ediyoruz. “Anayasa değişikliğine tartışmasız hayır” diyoruz. 700 kadar sivil toplum örgütünün desteklediği bir imza kampanyası yürüttük EŞiK olarak. “Yasalara dokunma, uygula!” diyoruz.
Toplumsal muhalefetin direğiyiz, bu açık. Peki ya siyasi muhalefet? “Düzenlemeler önümüze gelsin, bakalım” gibi demeçler değil esaslı bir muhalefet bekliyoruz. Siyasi muhalefetin silkelenmesi, iş işten geçmeden kendine gelmesi gerekiyor. Tarihi bir eşikteyiz çünkü.
Selin Nakıpoğlu (Avukat-EŞİK Gönüllüsü)
Ağır bir süreçten geçiyoruz. Ülkemiz 2023 Mayıs seçimlerinin ardından AKP bloğunun ve tarikatların gerici kuşatması altında. Hepimizin üzerinde hayati sorumluluk var. Laik düzene hız kesmeyen saldırılar var oysa laiklik tüm dünya insanlarının kazanımı. Aklın dinsel düşünce karşısında özgürleşmesi çok büyük bir kazanım. Hele kadınlar için daha da önemli. Zira siyasal İslam politikalarının ana gündemi kadınlar. Kadınlarla ilgili düzenlemeler İslamcı politikaların her zaman göbeğinde yer alıyor.
Kadınların eğitim hakkından çalışma hakkına, sanat yapmasından spor yapmasına kadar tüm haklarımıza sistematik saldırıların olduğu bir süreçte Eşik’li kadınlar olarak meclisin açılış gününde mecliste olarak, kadınların dayanışmasının yine yeniden altını çizdik. Zira biz kadınlar hayatlarımıza sahip çıkıyoruz ve haklarımızdan vaz geçmiyoruz.
Kadınların ekonomik, sosyal ve kültürel bağımsızlığını engelleyecek nitelikteki anayasa değişikliğine engel olmanın öneminin altını çizeceğiz, bu değişikliğinin kabulü halinde LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılığa ve nefret söylemine zemin yaratılacaktır ve Anayasa’nın 10. maddesi ile çelişki ortaya çıkacaktır. Anayasanın 24. ve 41. maddelerde dillendirilen söz konusu değişiklikle özel ve toplumsal yaşamı Taliban çizgisinde yeniden yapılandırmayı hedefleyenlerin önü açılacaktır. Buna muhalefet partileri net bir karşı duruş sergilemelidir.
Biz kadınlar hayatlarına sahip çıkıyoruz ve haklarımızdan vaz geçmiyoruz. Bu sözümüzü tüm Türkiye’ye ve dünyaya bir kez daha hatırlatacağız.
Birlikte güçlüyüz!
Serap Dalkılıç (EŞİK Gönüllüsü)
Laiklik kadınlar için nefes almaktır. Özgür yaşam güvencesidir. Kadınlar özgür birey olarak toplumda var olma çabası verirken, ancak laik ve eşitlikçi bir düzende kendilerinin güvenli alanda olduğunu hissedebilirler. Bu düzeni kurabilmek için yıllardır sürdürdükleri mücadeleyi hız kesmeden sürdürecekler. Ve istediğimiz, hayal ettiğimiz bu düzen yine kadınlar sayesinde olacak.
Serpil Akpınar (Sol Feminist Hareket-EŞİK Gönüllüsü)
Coğrafya değişiyor, dinler farklılaşıyor ama kadınlara ve LGBTI+lara yönelik düşmanlık, ayrımcılık değişmiyor; kendine özgü tahakküm biçimleri geliştirse de birçok ülkede ortak özellikler sergiliyor. İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesi, karma eğitimin tartışmaya açılması ve Anayasada yapılmak istenen değişiklikler dinci gericiliğin dindar toplum yaratma doğrultusunda toplumsal cinsiyet ilişkilerini yeniden düzenlemeye, mücadele ile kazandığımız haklarımızı ortadan kaldırmaya, Cumhuriyet değerlerine en önemlisi laikliğe karşı karanlık bir gündemdir.
Anayasada yapılması düşünülen değişiklik medeni haklarımıza, özgürlük ve eşitlik mücadelemize yönelik olmakla birlikte bu değişiklikle kadınların toplumsal yeniden üretim rollerini itirazsız yerine getirmeleri ve gasp edilen karşılıksız emekleri ile neo-liberal kapitalist sisteme su taşıma, sistemi güçlendirerek devam ettirme amaçlanıyor.
Dolayısıyla anayasa değişikliğine karşı yürüttüğümüz mücadele hem dinci gericiliğe karşı eşitlik, özgürlük ve laiklik mücadelesidir hem de sermayeye teslim olmama mücadelesidir.
Kaynak: Alevilerin Sesi