Geçtiğimiz ay Rus esirlere karşı takas edilip özgür kalan Ukraynalı kadınlar, esir kamplarında Rus askerler tarafından aç bırakıldıklarını, işkence ve cinsel aşağılanmaya maruz kaldıklarını söylüyor.

Mayıs ayında 26 yaşındaki Ukraynalı askeri hemşire Viktoria Obidina dört yaşındaki kızından ayrılmak zorunda kaldı.
Al Jazeera’ye verdiği demeçte, “Yanımda olmadığı için mutluydum” diyen Obidina, Alisa’yı bir otobüse bindirip uzaklara götürmesi için hiç tanımadığı birine nasıl güvendiğini anlattı.
Anne ve kızı güneydeki Mariupol kentinde yakalanan Ukraynalı savaş esirlerinin tutulduğu bir kamptaydı ve Obidina bir Rus gözaltı merkezine götürülmek üzereydi.
“Onun yanında bana işkence edebilirlerdi ya da bana bir şeyler yaptırmak için ona işkence edebilirlerdi.”
“Onlar” onu sorgulayan Rus askerleri ve Rus yanlısı ayrılıkçılar ile kuşatma altındaki Mariupol’de Ukrayna’nın son sığınağı olan dev çelik fabrikası Azovstal’dan çıkarılan yaklaşık 1.000 Ukraynalıydı.
“Bize insan muamelesi yapılmadı”
Ayrılıkçılar bazı askerleri ölüm cezasına çarptırmakla tehdit etti ve onları, tıpkı diğer binlerce Ukraynalı savaş esirine yaptıkları gibi, aylarca toplama kampı benzeri koşullarda tuttu.
Savaş esirlerinin bazıları kadındı. Ukraynalı yetkililer bu kadınların açlık, işkence ve cinsel aşağılanmaya maruz kaldığını söylüyor.
Savaş esiri takasında 17 Ekim’de serbest bırakılan 108 kadın asker ve sivil arasında yer alan Litvanya doğumlu deniz piyadesi Inga Chikinda, “Bu insanlar hiçbir şeyi kutsal saymıyor” diyor. “Açlıktan ölmek üzere olduğumuz zamanlar oldu. “Bize insan muamelesi yapılmadı.”
Chikinda 8 kg kaybetmiş. Rus olmayan haber kaynakları, akrabaları ve Ukraynalı yetkililerle her türlü temastan uzak tutulmuşlar.
“Ukrayna sizi istemiyor”
Mart ayı başında Mariupol’de yakalanan Tetiana Vasylchenko, Kiev’de düzenlediği basın toplantısında, “‘Ukrayna sizi istemiyor’, Kimse sizi takas etmek istemiyor’ demeye bayılıyorlardı” dedi.
Ancak kadınlar morallerini yüksek tutmanın yolunu bir şekilde buluyordu. Vasylchenko, bir keresinde altı kişi için tasarlanmış küçük bir hücreye atılan 27 kadının Ukrayna marşını mırıldandığını anlattı: “İnanılmaz bir andı.”
Kadınlar temel sağlık hizmetlerinden de mahrum bırakılıyordu. Donetsk’te ayrılıkçıların elindeki bölgelerin yakınlarında yaşayan kırsal kesimdeki yetimlere yardım eden Liudmila Guseinova 2019 yılında yakalandı. “Üç yıl boyunca, sadece bir gözlük almak için bile bir göz doktorunun beni görmesini sağlayamadım,” dedi. Ayrılıkçı liderler onu casusluk, vatana ihanet ve aşırıcılıkla suçladı.
Esaret altında geçirdiği üç yıl 13 günün ardından görme yetisinin yüzde 70’ini kaybettiğini söyledi. Diğer savaş esirleri gibi Guseinova da sadece Rus televizyon kanallarını izleyebiliyor ama haberlerin ve tartışma programlarının değişen tonundan Moskova’nın savaş alanındaki kayıplarını takip edebiliyordu: “[TV sunucuları Olga] Skabeyeva, [Vladimir] Solovyev ve diğer Rus propagandacılar öfkelendikçe Ukrayna’nın kazandığını daha iyi anlıyorduk.”
“Farklı yürüyorlar, farklı konuşuyorlar, farklı görünüyorlar”
Guseinova’nın tutulduğu yerlerden biri, Donetsk’te 2014 yılından bu yana binlerce kişinin işkence gördüğü iddia edilen bir toplama kampı olan Isolyatsia idi. Hayatta kalanlar dövüldüklerini, su tahtası kullanıldığını, şok verildiğini ve elektrikli çubuklarla tecavüze uğradıklarını söylüyorlar. Dişlerinin ve tırnaklarının söküldüğünü, saatlerce diri diri gömüldüklerini ve Rus ruleti ve infaz oyunlarıyla karşı karşıya kaldıklarını anlatıyorlar.
Esir takaslarını organize eden bir yetkili, yeni serbest bırakılan savaş esirlerinin kırgın ve depresif göründüklerini söyledi. Al Jazeera’ye konuşan Albay Volodymyr Petukhov, “İnsanlar otobüsten indiklerinde gözlerinde korku ve umutsuzluk oluyor. Farklı yürüyorlar, farklı konuşuyorlar, farklı görünüyorlar” dedi.
Kiev, Moskova için casusluk yaptığından şüphelenilen yüksek profilli kişilerle takas edilmeleri gerekse bile her bir savaş esirinin serbest bırakılmasını önceliği olarak görüyor. Esir takası müzakerelerine yardımcı olan yazar Petro Yatsenko, “Ukrayna herkesi hatırlıyor” dedi. “Ukrayna herkesi geri alacaktır.”
Kamplarda geçen aylar
Mart ayında, Mariupol’de hemşire Obidina ve kızı Alisa’nın yaşadığı apartman bombalanırken, Ukraynalı bir asker Azovstal çelik fabrikasının altındaki bir sığınağa gitmeleri için onlara yardım etti. Alisa, askerin daha sonra bir Rus keskin nişancı tarafından öldürüldüğünü söyledi.
Alisa sığınakta diğer sivillerle birlikte neredeyse iki ay geçirmiş ve Rus uçaklarının, füzelerin ve topçuların sürekli bombardımanından bitap düşmüş. Bir yandan annesinin yaralı askerlere ağrı kesici dağıtmasına yardım ediyor, kitap okuyor, bir yandan da annesine sürekli ölümle ilgili sorular soruyormuş.
Alisa’yı çelik fabrikasında cep telefonu kamerasıyla çekilen titrek bir videoda gören milyonlarca Ukraynalının yüreği kan ağlamıştı. Videoda bir çocuk eve gitmek ve büyükannesi Svitlana’ya merhaba demek istediğini söylüyordu.
Video Obidina’nın tutuklanmasına ve hapse atılmasına yol açtı. Azovstal’ın yeraltı cehenneminden çıktıklarında bir Rus askeri çocuğu tanıdı. Obidina, “Bana Alisa’nın bir yetimhaneye gönderileceği ve benim de tutuklanacağım söylendi,” dedi.
Neyse ki güneydoğudaki Mangush kasabasında bulunan esir kampındaki bir kadın, Obidina’ya Alisa’yı Ukrayna kontrolündeki bölgeye götürebileceğini söyledi. Obidina hemen kabul etti.
Alisa’nın otobüsü günlerce Zaporijya’nın güney bölgesinde ıssız bir yerde mahsur kaldı. Daha sonra Alisa büyükannesiyle yeniden bir araya geldi ve her ikisi de Polonya’ya kaçtı. Obidina ise Donetsk’in ayrılıkçıların elinde bulunan bölgelerindeki toplama kamplarında 165 gün geçirmek zorunda kaldı.
Kaynak: Al Jazeera