ABD merkezli Freedom House tarafından “Yapay Zekanın Baskıcı Gücü” başlığıyla yayınlanan “2023 İnternette Özgürlük” raporuna göre, internet özgürlüğünde Türkiye’de son on yıldaki gerileme trendi devam etti.
Yapay zekanın farklı hükümetler tarafından kullanımına dair önemli bulguların da yer aldığı raporda, birçok otoriter yönetimin yapay zeka teknolojisini sansür kapasitesini artırmak için kullandığı vurgulandı.

ABD merkezli Freedom House tarafından “Yapay Zekanın Baskıcı Gücü” başlığıyla yayınlanan “2023 İnternette Özgürlük” raporu yayınlandı.
Yapay zeka sansürü artırdı
Raporda incelenen 75 ülkenin 55’inde internet yorumları yüzünden insanlara dava açıldığı belirtilirken 41 ülkede ise fiziksel olarak saldırıya uğradığı ya da öldürüldüğü vurgulandı.
Öte yandan rapora göre az 47 ülkede internetteki tartışma ortamlarını manipüle etmek için sahte hesaplar kullanılırken yapay zeka tabanlı araçların dezenformasyon taktiklerinin daha yaygın kullanılmasını sağladı. Ayrıca birçok otoriter yönetim yapay zeka teknolojisini sansür kapasitesini artırmak için kullandı.
Türkiye’de internette özgürlük yok
Raporda listenin sonunda İran, Myanmar ve Çin yer alırken, sondan 15’nci Türkiye de ‘özgür olmayan’ ülkeler arasında yer aldı.
“Erişim Önündeki Engeller”, “İçerik Sınırlamaları” ve “Kullanıcı Hakları İhlalleri” başlıklarının incelendiği raporda Türkiye, “Erişim Önündeki Engeller” başlığında 25 üzerinden 12 puan, “İçerik Sınırlamaları” başlığında 35 üzerinden 10 puan ve “Kullanıcı Hakları İhlalleri”nde 40 üzerinden 8 puan alarak, 100 üzerinden 30 puanla “özgür değil” olarak tanımlandı.
Türkiye’ye ilişkin olarak, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP son yıllarda giderek otoriterleşti. Derinleşen ekonomik kriz ve Mayıs 2023 seçimleri, hükümete muhalifleri bastırmak için yeni bir gerekçe sundu” denildi.
2021’de yıl 100 puan üzerinden 34, geçen sene de 32 alan Türkiye bu yıl 30 puan aldı. Türkiye’nin raporunun özetinde şunlar kaydedildi:
- “Çevrimiçi trol orduları hükümet yanlısı dezenformasyonu yayıyor” denilen raporda, “Gazeteciler, aktivistler ve sosyal medya kullanıcıları, internetteki içerikleri sebebiyle suçlamalarla karşı karşıya kalmaya devam ediyor” değerlendirmesinde bulunuldu.
- Geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren Dezenformasyon Yasası’nın muhalif siyasetçiler ile gazetecilerin susturulması için kullanıldığı vurgulanan raporda sansürün yaygın olduğu ve çok sayıda makale ile sosyal medya paylaşımının engellendiği belirtildi.
- Türkiye’de internete erişimin nadiren de olsa kısıtlanabildiği, bunun örneklerinden birinin geçen yıl kasım ayında İstiklal Caddesi’nde düzenlenen bombalı saldırının ardından, diğerinin de 6 Şubat’taki depremlerin ardından görüldüğü vurgulandı.
- Türkiye’de telekomünikasyon alanını düzenlemek ve denetlemekle sorumlu kurum olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) hakkında da, kurumun özel bir bütçeye sahip olduğu, üyelerinin hükümet tarafından atandığı ve karar alma sürecinin şeffaf olmadığı ifade edildi.
- Başta haberler olmak üzere pek çok içeriğe engel getirildiği aktarılan raporda, Aralık 2022 itibarıyla 712 binden fazla alan adı ile 150 bin URL’nin engellendiği bilgisi yer aldı. Türkiye’nin askeri operasyonlarını konu alan içerikler, Kürtçe haberler ve hükümete yönelik eleştiriler yayınlayan sitelerin bloke edildiği belirtilen raporda, 918 internet sitesinin cumhurbaşkanına hakaret, ulusal güvenliği tehlikeye atmak ve uyuşturucuya teşvik etmek gerekçeleriyle bloklandığı vurgulandı.
Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) Koordinatörü ve Freedom House, Freedom on the Net Türkiye Raportörü Gürkan Özturan, T24’e yaptığı değerlendirmede, “Yayınlanan rapora göre Türkiye’de internet alanında özgürlükler on yıldır büyük bir gerileme yaşadı. Dünyada en fazla daralmanın yaşandığı ülkelerden birinde yaşıyoruz maalesef” dedi.
Raporda yapay zekanın farklı hükümetler tarafından kullanımına dair bulguların da önemli olduğunu vurgulayan Özturan, şunları söyledi:
Raporun geneline bakıldığında ise, geçtiğimiz yıl dünya çapında heyecan yaratan yapay zeka teknolojisinin kitle gözetim ve sansür amacıyla bir çok hükümet tarafından kullanıldığını görüyoruz. Şayet önümüzdeki dönem bir düzenleme yapılmazsa bu uygulamaların daha da baskıcı bir internet yönetimi ve toplumsal yaşama yol açmaması şaşırtıcı olur.