29 yaşında iki çocuk annesi olan Safa Btah, üçüncü çocuğuna altı aylık hamileyken Gazze şehrindeki evinden ayrılmak zorunda kaldı. Btah’ın hikayesi, çatışma bölgelerindeki hamile kadınların içinde bulunduğu sarsıcı gerçekliği gözler önüne seriyor.

Safa Btah, “Savaşı yaşamak bir kabusu yaşamak gibi,” diyor.
29 yaşında iki çocuk annesi olan Btah, üçüncü çocuğuna altı aylık hamileyken Gazze şehrindeki evinden ayrılmak zorunda kaldı.
“Bildiğimiz ve sevdiğimiz her şeyi geride bırakarak evimizden kaçmak zorunda kaldık” diyen Btah ve ailesi önce güneydeki Han Yunus şehrine sığındı, ancak İsrail bombardımanıyla karşılaşınca daha da güneye Refah’a gitmek zorunda kaldılar.
Gözyaşları içinde “Her gün hayatta kalmak için savaş verdik” diyor. “Gidecek hiçbir yerimiz, sığınacak hiç kimsemiz yoktu.”
Sokaklardan topladıkları malzemelerle bir çadır inşa eden Btah ve ailesi derme çatma bir barınakta kaldılar. Refah’ın 7 Ekim’den önceki nüfusu yaklaşık 250 bindi, ancak şehir şu anda 1,1 milyondan fazla nüfusa sahip. Derme çatma çadırlar yağmurla birlikte sırılsıklam oluyor ve ısı ya da elektrikten yoksun.
Btah, “Soğuk ve nemli zeminde uyuduk, hava şartlarından korunamıyorduk” diye anlatıyor. “Hamile bir kadın için bu dayanılmazdı.”
Çadırın içindeyken kasılmaların başlamasıyla onu korku ve endişe sarmış. “Hastaneye zamanında yetişip yetişemeyeceğimizi bilmiyordum,” diyor Btah. “Bebeğimi kaybetme korkusu beni mahvetti.”
Ulaşımın kısıtlı olduğu ve yolların harabeye döndüğü bir ortamda Btah, normal şartlarda sadece 20 dakika sürecek olan hastaneye yürüyerek iki saatte ulaşmış.
Yerlerinden edilmiş aileler ve yaralı sivillerle dolu sıkışık ve kalabalık sokaklarda yürüyen Btah, “Her anı dayanılmazdı” diyor ve ekliyor: “Ama doğmamış çocuğumun iyiliği için devam ettim.”
Hastaneye ulaştıktan sonra Btah, Zein adını verdiği sağlıklı bir erkek bebek dünyaya getirdi. “Onu ilk kez kucağıma aldığımda, kaosun ortasında bir umut ışığı hissettim” diyor. “O dayanıklılığın sembolü, insan ruhunun gücünün bir kanıtı oldu.”
Btah, yeni doğmuş bebeğiyle çadıra döndüğünde, bu sefer de zorlu koşullarda bebeğini sıcak tutmak ve karnını doyurmak için mücadele etmiş ve etmeye de devam ediyor.
BM Kadın Birimi 7 Ekim’den bu yana Gazze’de her saat başı iki annenin öldürüldüğünü bildiriyor. UNICEF’e göre, çatışmalar sırasında en az 17 bin çocuk yetim kaldı ya da ebeveynlerinden ayrıldı.
Btah’ın hikayesi, çatışma bölgelerindeki hamile kadınların içinde bulunduğu sarsıcı gerçekliği gözler önüne seriyor.
“Yerinden edilmeye ve açlığa rağmen, umuda tutunuyoruz” diyor Btah. “Kalplerimizdeki sevgiyle, ne kadar ürkütücü olursa olsun her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz.”
“Çocuklarım benim her şeyim” diye de ekliyor. “Karşımızda ne tür zorluklar olursa olsun, onlara hak ettikleri hayatı vermek için ne gerekiyorsa yapacağım.”