Gülgün Erdoğan Tosun, PolitikYol’daki yazısında, siyasetin ideolojik eksenli büyük anlatılarının gölgesi altında, kadınların ve gençlerin siyasal karar alma mekanizmalarında eşit temsilinin Cumhuriyet’in birinci yüzyılı boyunca çözümlenmemiş bir mesele olarak kaldığını ifade ediyor.

Gülgün Erdoğan Tosun / PolitikYol
Depremin ve peşi sıra gelen afetlerin yarattığı toplumsal krizlerin, mutfaklarda yangın çıkaran ekonomik krizlerin ve tüm bunlara çözüm üretememenin getirdiği siyasi krizlerin gölgesinde yapılacak 14 Mayıs seçimlerinin YSK’ya temsil edilen aday listelerine göre kadınların eşit temsili yine bir başka bahara kaldı.
YSK tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan verilere göre[1], 14 Mayıs 2023 seçimlerinde yurtiçinde 60 milyon 697 bin 843, yurtdışında ise 3 milyon 416 bin 498 seçmen olmak üzere toplamda 64 milyon 113 bin 941 kişi oy kullanacaktır.
Bu sayının içinde ilk kez oy kullanacak seçmen sayısı 4 milyon 904 bin 672’dir.
Yurtiçinde oy kullanacak seçmenlerin 30 milyon 710 bin 790’ı kadın, 29 milyon 897 bin 53’ü erkektir. Sayısal olarak oy kullanacak yurtiçi seçmenler arasında kadınların oranı erkeklere göre daha yüksektir.
Yurtdışında oy kullanacak seçmenlerin ise 1 milyon 595 bin 158’i kadın, 1 milyon 820 bin 940’ı erkektir. Bu seçmenlerin 277 bin 646’sı ilk kez oy kullanacak seçmenlerdir.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılımın %100 olması halinde ilk turda adaylardan birinin cumhurbaşkanı seçilebilmesi için gereken oy miktarı yurtiçi ve yurtdışı dahil olmak üzere 32 milyon 56 bin 971’dir. Eğer cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalırsa 28 Mayıs’ta ilk kez oy kullanacak seçmenlere 47 bin 523 yeni seçmen daha eklenecektir.
YSK’nın açıkladığı veriler matematiksel olarak seçimlerin anahtarının kadınların ve gençlerin elinde olduğunu teyit etmektedir. Her seçim döneminde sandıklardan çıkabilmek için alan çalışmalarında, kapıdan kapıya yürütülen kampanya faaliyetlerinde kadınlardan, gençlerden destek isteyen partilerin, sıra koltukların paylaşımına geldiğinde bu iki belirleyici gruba karşı oldukça cimri davranmasını anlamak mümkün değildir.
Cumhuriyetin birinci yüzyılında mevcut yasal düzenlemelere rağmen bir türlü erişemediğimiz kadınların eşit temsili meselesi, Cumhuriyetin ikinci yüzyılı için ulaşılması gereken bir hedef olarak önümüzde durmaktadır. 14 Mayıs seçimlerine sıklıkla atfedilen tam demokrasi idealine ulaşmanın yolu kesinlikle kadınların eşit temsilinden geçmektedir.
Bütün partilerin seçim beyannamelerinde kadınlar için nasıl bir toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel yaşam kurguladıklarına dair birçok vaat bulunmaktadır. Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER) 2023 seçimlerine katılacak İttifakların ve içindeki partilerin seçim beyannamelerinde kadınlar dair söylemlerini özetleyerek derneğe ait Instagram hesabında paylaşmıştı. KADER’in yaptığı analize göre[2]:
Kadın söz konusu olduğunda iktidar ile muhalefet partilerini ayıran ince çizgi iktidar partilerinin kadını içine yerleştirdikleri çerçevenin din eksenindeki söylemden beslenen “aile” ve “fıtrat” kavramlarıyla betimlenmiş olmasıdır.
Cumhur İttifakı içindeki AKP kadının konumunu genellikle aile penceresinden bakarak yorumlarken, ittifakın İslamcı Sağ kanattaki temsilcileri kadının çalışma şartlarının “fıtratına” ve insan haysiyetine uygun hâle getirilmesi (Hüda-Par), süresiz nafaka uygulamasına son verilmesi (Hüda-Par ve Yeniden Refah Partisi), kadın rol modeller aracılığıyla ahlak, iffet, merhamet, fedakârlık, şefkat, asalet, üretkenlik gibi değerlerimizin kadınlarımız arasında yaygınlaştırılması (YRP) yer almaktadır. AKP beyannamesinde kadınlar için yapılanlar ve yapılacaklar konusundaki vaatler ile İttifakın diğer ortakları arasında görüş birliğinden çok görüş ayrılığı olduğu izlenimi edinilmektedir.
Cumhur İttifakı ortakları arasında kadın hakları, kadına yönelik şiddet, 6284 sayılı kanun, kadınların istihdama katılımı ve temsili konusunda görünürdeki farklılıkların ittifakın iktidar olması hâlinde ne türden tartışmalara yol açabileceğini öngörmek mümkün değildir.
Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.