Anayasa değişikliği teklifine karşı imzacı oldukları ortak açıklamanın ardından hedef gösterilerek yoğun bir lince maruz kalan Havle Kadın Derneği, dayanışma çağrısı yayınladı: “Bu sessizliğe razı değiliz ve bu sessizliğin sonuçlarını tek başımıza yüklenmek istemiyoruz.”

Türkiye’de 171 kadın ve LGBTİ+ hakları savunucusu dernek, platform ve oluşum, muhalefet partilerine ayrımcı ve laiklik ilkelerine aykırı olması nedeniyle anayasa değişikliği teklifini reddetmeleri için çağrıda bulunmuştu. Havle Kadın Derneği de çağrıda bulunan dernekler arasındaydı.
Çağrının ardından 8 Ocak günü Havle Kadın Derneği’nin İstanbul’daki ofisinin kapısına, “Mason locaları LGBT dernekleri kapatılsın” afişleri yapıştırıldı ve sosyal medyada yapılan eylem duyurulup yaygınlaştırıldı.
Dernek sosyal medyada bir açıklama yayımladı ve dayanışma çağrısında bulundu.
“Geçtiğimiz Haziran ayında Onur haftası etkinlikleri vesilesiyle Müslüman LGBTİ+’lara desteğimizi ifade eden içeriğimizin ardından sosyal medyada yoğun bir linçe maruz bırakıldık. Şimdiyse geçtiğimiz hafta 171 Kadın ve LGBTİ+ örgütü olarak yayınladığımız imza metnine dair verdiğimiz demeç yine internet ‘trollerinin’ radarına girerek bizi yoğun bir hakaret ve tehdit bombardımanı altında bıraktı… Kimseye tek bir doğrunun dikte edilmediği, herkesin kendini korkmadan ve özgürce ifade edebildiği demokratik bir Türkiye için mücadeleye devam edeceğiz. Yaşasın mücadelemiz! Yaşasın dayanışmamız!”
Havle Kadın Derneği, kadınların ve bilhassa Müslüman kadınların hayatlarının her alanında karşılaştıkları zorluk ve engellerle mücadele etmek amacı ile “Türkiye’nin ilk Müslüman feminist Kadın Derneği” sloganıyla kurulmuş bir dernek.
“LGBTİ+ hakları insan haklarıdır”
Havle Kadın Derneği olarak yaptıkları bütün işlerde İslam’a dair alternatif yorumların görünür olabildiği bir alan kurmaya çalıştıklarını dile getiren Havle Kadın Derneği’nden Rümeysa Çamdereli, “Kendi doğrularımızı dikte etmek istemiyoruz. Bizim referans aldığımız kaynaklar ve insan hakları alanları LGBTİ+ haklarının insan hakları olduğunu söylüyor zaten. Biz de bunun takipçisiyiz. Aynı zamanda müslüman LGBTİ+’lar da ağımızın içerisinde var. Onların da varlıklıklarını zikretmekte bir sakınca görmüyoruz” dedi.
Medyascope’a konuşan Çamdereli, yaptıkları her şeyin en başından beri bir çelişki olarak anlaşıldığını ancak bunu reddettiklerinin altını çizdi:
“Müslüman kadınlar olarak özgürlük mücadelelerinin yanında olmamız, kendimizi feminist olarak tanımlamamız, bütün bunlar hep bir çelişki alanı olarak işaret edildi. Bizim buna cevamız varlığımızın kendisi. Biz böyle inanıyoruz böyle var oluyoruz, bunun da meşru bir alanının olduğunu herkese anlatmak istiyoruz. Burada bir çelişki olmadığını düşünüyoruz.”