Hindistan’ın Yüce Mahkemesi, hakimler için kadınlar hakkında konuşurken “baştan çıkarıcı,” “vamp,” “bekâr” ve “fahişe” gibi kadınları küçümseyen ve cinsiyet stereotiplerini yeniden üreten kelimelerden kaçınılmasını salık veren bir rehber yayımladı.

Diğer ülkelerde artık kullanılmayan, kadınları aşağılayan ve toplumsal cinsiyet stereotiplerini sürdüren arkaik terimler, Hindistan’daki mahkemelerde hala sık sık duyulabiliyor. Bir eşin “masum” veya “hanımefendi” olarak tanımlandığı ve cinsel tacizin sıkça hafife alındığı olağan bir durum olarak görülüyor.
Yüksek Mahkeme, Toplumsal Cinsiyet Klişeleriyle Mücadele El Kitabı’nın amacının “hukuki muhakeme ve yazımın kadınlarla ilgili zararlı kavramlardan arınmış olmasını” sağlamak olduğunu söyledi.
“Bu tür klişeler hakimler tarafından dayanak olarak kullanılırsa, hukukun objektif ve tarafsız bir şekilde uygulanmasına engel olabilir. Bu da ayrımcılığı ve dışlamayı sürekli kılar,” diye yazmıştı Hindistan başyargıcı Dhananjaya Y Chandrachud el kitabında.
Delhi’deki Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin başkanı Ranjana Kumari, Chandrachud’un kelimelerin sadece kelimeler olmadığını, aynı zamanda kararları etkilediğini vurguladığını belirtti.
Kültürel varsayımlar eleştiriliyor
kadınların doğuştan gelen özelliklere sahip olduğunu ima eden, örneğin tüm kadınların çocuk istediği veya erkeklerden daha duygusal olduğu gibi kararların arkasında yatan kültürel varsayımlar da eleştiriliyor.
Bu varsayımların Hint toplumunda hala geçerli olduğu göz önüne alındığında, dili dönüştürmede ne kadar başarılı olacağını göreceğiz.
2020 gibi yakın bir tarihte, bir Karnataka yüksek mahkeme yargıcı “bir kadının tecavüze uğradıktan sonra uykuya dalmasının yakışıksız” olduğuna hükmetti.
2018 yılında bir Kerala yüksek mahkeme yargıcı, bir Müslümanla evlenmek için ailesine karşı gelen 24 yaşındaki bir kadını “zayıf ve savunmasız, birçok yönden sömürülmeye müsait” olarak nitelendirdi.
Kaynak: Guardian