İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) son yayınladığı raporda, kolluk güçleri ve mahkemeler tarafından kadınları korumak ve şiddet döngüsünü kırmak amacıyla verilen tedbir kararlarının sayısında belirgin bir artış görülmesine rağmen hükümetin aile içi şiddet mağdurlarını koruyamadığını belirtti.

“Türkiye’de Kadına Yönelik ve Aile İçi Şiddetle Mücadele: Korumadaki Zaafların Ölümcül Sonuçları” başlıklı, 85 sayfalık raporda, mahkeme kararlarının etkin uygulanmamasının, kadınların mevcut veya eski eşleri veya partnerleri tarafından şiddet görmeye devam etme riskiyle karşı karşıya kalmaları sonucunu doğurduğu tespiti yer alıyor. Kadınların, kendilerini korumak amacıyla verilmiş tedbir kararları bulunmasına rağmen öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.
Araştırma, Türkiye’nin Temmuz 2021’de İstanbul Sözleşmesi olarak da bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden çekilmesi bağlamında gerçekleşti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Avrupa ve Orta Asya direktör yardımcısı Emma Sinclair-Webb, “Türkiye’de kolluk kuvvetleri ve mahkemeler, kadınların aile içi şiddetle ilgili şikayetlerine daha fazla tedbir kararı alarak karşılık veriyorlar, ancak bu kararların uygulanmaması, kadınların korunmasında önemli zaaflara yol açıyor” dedi. Sinclair-Webb, “Tedbir kararlarının uygulanmaması, risk altında oldukları için yetkililerin radarına girmiş bazı kadınların, kendilerine şiddet uygulayan failler tarafından öldürülmesi, bazılarının da yıllar boyunca, tekrar tekrar şiddete maruz kalmasıyla sonuçlanıyor,” diye konuştu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü aile içi şiddet mağdurları ve onların avukatlarıyla, polis memurlarıyla, hakimler ve savcılarla görüşmeler yaptı. İnsan Hakları İzleme Örgütü ayrıca kadınların kolluk güçlerine veya savcılıklara şikayette bulunarak koruyucu önlemler aldırdığı 18 vakayı ayrıntılı bir şekilde inceledi. Bu önlemlerin arasında şiddet faillerinin mağdurlarla ilişkiye geçmesini yasaklayan mahkeme kararları ile, bir kaç vakada mağdurun bir sığınma evine yerleştirilmesini öngören mahkeme kararları bulunuyordu.
İstanbul Sözleşmesi olmadan 6284 No’lu yasa temelsiz bir bina
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren ve görevi kolluk kuvvetleri ile mahkemeler tarafından verilen tüm tedbir kararlarının uygulanmasını denetlemek olan İstanbul Şiddet Önleme Merkezi’nin çalışanlarıyla görüşmek için istediği iznin, söz konusu bakanlık tarafından reddedilmesi büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Bakana bu kararın gözden geçirilmesi talebiyle yapılan takip başvuruları ise yanıtsız kaldı.
Rapor için görüşülen avukatlar ve kadın hakları grupları, Türkiye’nin Temmuz 2021’de İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini ve hükümetin toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklememek yönündeki politikasını çok kaygı verici bulduklarını belirttiler.
Büyük ölçüde İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan düzenlemelere dayanan 6284 sayılı Kanun Türkiye’de halen yürürlükte olsa da, bir avukat söz konusu kanunu “temelsiz kalmış bir binaya” benzetti.
Çözüm önerileri
*Aile içi şiddete maruz kalmış tüm kadınlar adli yardımdan yararlandırılmalı.
*Yetkililer, haklarında aile içi şiddetten ceza kovuşturması açılmış şüphelilerin koruyucu ve önleyici tedbir kararlarını birden fazla ihlal etmiş olmalarının, bunlar hakkında tutuklama kararı alınması için gerekçe teşkil edebileceği konusunda, savcılıklara ve mahkemelere açık ve net yönergeler sunmalı.
*Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi nezdinde infazı nitelikli denetim prosedürü altında olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Opuz/Türkiye kararında tespit edilen ihlallerin önlenmesi için gerekli tüm önlemlerin tam olarak uygulanmasını sağlayınız
*Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’nin (CEDAW) 2016 Türkiye incelemesinde yer alanlar ve bir sonraki incelemesine hazırlanırken yayınladığı tüm tavsiyelerin yanı sıra toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadeleye ilişkin diğer ilgili BM organları ve komitelerinin tavsiyelerinin tam olarak uygulanmasını sağlayınız.
*Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini iptal edin ve sözleşmeye yeniden katılarak Türkiye’nin ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde kadına yönelik her türlü şiddeti önlemeyi derhal yeniden taahhüt ediniz.
Kaynak: Bianet
