İngiltere, 2012 yılında imzaladığı kadın ve çocuklara yönelik şiddetin önlenmesini amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’ni 59. maddesine çekince koyarak onayladı.
Söz konusu madde, “Göç ve iltica” başlığı altında, ikamet koşulları eş veya partnerine bağlı olan şiddet mağduru göçmen kadınların haklarının korunmasını içeriyor.

İngiltere, 2012 yılında imzaladığı kadın ve çocuklara yönelik şiddetin önlenmesini amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’ni geçtiğimiz haftaya kadar onaylamamıştı. İngiltere’de ise son dönemde anlaşmanın onay sürecinin tamamlanmasına ilişkin çağrılar artmıştı.
Hükümet, sözleşmenin bazı düzenlemelerinin iç hukuka aktarılmadığını ve bu sürecin tamamlanmasının ardından sözleşmenin onaylanacağını söylemişti. Ülke üç alanda İstanbul Sözleşmesi’ne uyumunun henüz tamamlanmadığını açıklamıştı: 1) Psikolojik şiddetin suç kapsamına alınması (sadece Kuzey İrlanda için geçerli), 2) Ülke dışında işlenen suçlar için yargılama yetkisi: İngiltere vatandaşlarının ya da oturum izni olanların, ülke dışında gerçekleştirdiği suçlarla İngiltere’de yargılanabilmelerinin mümkün kılınması, 3) Mülteci ve göçmen statüsündeki kurbanların destek kapsamına alınması.
Çekinceli onay, kadın örgütleri tepkili
10 yıllık bir sürecin ardından, İngiltere hükümeti İstanbul Sözleşmesi’ni 44 ve 59. maddelerine çekince koyarak onayladı. Söz konusu maddeler, “Yargı yetkisi” başlığı altında yargı yetkilerinin şiddet eylemlerinin işlendikleri topraklarda cezalandırılması koşuluna tabi olmasının önlenmesini temin etmek üzere, gerekli yasal veya diğer tedbirleri almasını ve “Göç ve iltica” başlığı altında, ikamet koşulları eş veya partnerine bağlı olan şiddet mağduru göçmen kadınların haklarının korunmasını içeriyor.
Sözleşmenin yürürlüğe girmesi için 10 yıldır mücadele eden kadın örgütleri bu durumdan memnun değil. Haziran ayında 80’den fazla kadın örgütü, sözleşmenin bir bütün olarak onaylanması için İçişleri Bakanı Priti Patel’e hitaben yazılan bir mektubu imzalayarak çağrıda bulunmuş olsa da, sözleşmenin çekinceli bir şekilde onaylanmasına engel olamadı.
Kadın örgütlerine göre 59. maddeye çekince koyulması göçmen kadınların yaşam desteğinin ellerinden alındığı ve bunun çok vahim sonuçları olacağı anlamına geliyor. Kadınlar ayrıca göçmen kadınların bu şekilde koruma dışında bırakılmasının İstanbul Sözleşmesi’nin eşitlik üzerine kurulu ve ayrımcılığa karşı olan özüne aykırı olduğu ifade ediliyor.
Kaynak: Guardian, BBC