İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden bir gece yarısı kararnamesiyle çekilme kararının verildiği 20 Mart tarihinden bu yana neler yaşandı?
Türkiye’nin resmi adıyla “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, yaygın ismiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının verildiği 20 Mart tarihinden bu yana kadınlar pek çok hak ihlali ile yüz yüze kalıyor. Bu ihlallerin başında da şiddete uğradıkları gerekçesiyle karakollara başvuran kadınların taleplerinin reddedilerek savcılığa ve aile mahkemesine yönlendirilmeleri geliyor.
Anlaşma hala yürürlükte
Geçtiğimiz günlerde konuya ilişkin açıklama yapan İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu da bu süreci doğrulamış, karakollara başvuran kadınların “Aile mahkemesine başvuracaksınız” denilerek geri çevrildiğine yönelik çok sayıda duyum aldıklarını ifade etmişti.
Oysa İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, sözleşmenin çekilmeyi düzenleyen maddesine göre şu anda halen resmileşmiş değil. Sözleşmenin çekilme kararını düzenleyen 80. maddeye göre, sözleşmenin feshi, konuya ilişkin bildirimin Genel Sekretere ulaştırıldığı tarihten itibaren üç aylık sürenin bitimini izleyen ayın birinci gününde yürürlüğe girer. Yani, bu maddeye göre, Türkiye, 2011’de ilk imzacısı olduğu ve geçen 20 Mart’ta çekildiğini duyurduğu sözleşmeye hukuken halen bağlı.
6284 sayılı yasaya da aykırı
Öte yandan hâlihazırda uygulamada olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’na göre de, kolluk şiddete karşı her türlü önlemi almak ve şiddete uğrayan kadınları yönlendirmek zorunda. Nitekim yasanın 8. maddesinin üçüncü fıkrasında koruyucu tedbir kararının verilebilmesi için delil ve belge aranmayacağı da açık bir şekilde ifade ediliyor: “Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir. Bu kararın verilmesi, bu Kanunun amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde geciktirilemez.”
Uzaklaştırma kararı aldırmak artık çok zor
20 Mart’tan bu yana yaşanan ihlalleri değerlendiren Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) de karakollara başvuran kadınların tedbir kararı aldırmalarının fiilen engellendiğine dikkat çekiyor. KA.DER ayrıca sözleşmeden çekilme kararı öncesi mahkemelerin koruma tedbiri kapsamında 6 aya kadar uzaklaştırma verdiğini ancak sözleşmeden çıkılmasının duyurulmasından itibaren yerini koruma tedbirlerinin reddedildiği ve mevcut uzaklaştırma kararlarının uzatılmadığı yeni bir fiiliyata bıraktığını vurguluyor.
Sözleşmeden çekilinmesiyle ile birlikte yaşanan somut hak kayıplarından bir diğeri ise istismar faillerinin tutuklanmasının istisnalara bırakılması. Sözleşme kapsamında cinsel istismar faillerinin tutuklu yargılanması sorumluluğu varken, sözleşmeden çıkılmasının ardından cinsel istismar failleri haklarındaki şikâyetlere rağmen karakollardan salıveriliyor.
#İstanbulSozlesmesiYasatir #İstanbulSözleşmesi pic.twitter.com/AphMPVGFLn
— KA.DER (@KA_DER_) April 15, 2021