Bundan birkaç yıl öncesinde İtalyan siyasetinde pek bir ağırlığı olmayan, sağ koalisyonların küçük ortağı konumundaki aşırı sağ eğilimli “İtalya’nın Kardeşleri”nin (FdI) lideri Giorgia Meloni ülkenin ilk kadın başbakanı olma yolunda.
İtalya’da ve Avrupa’nın genelinde ise faşizme dönüş korkusu hakim. Geleneksel aile yapısını katı şekilde savunan, eşcinsel evliliklere ve kürtaja karşı olan Meloni, İslam karşıtı ve göç konusunda sıkı politikalar izlenmesinden yana.

25 Eylül’de düzenlenecek erken seçimlerde anketlere göre, aşırı sağ eğilimli Matteo Salvini liderliğindeki “Lig”, Silvio Berlusconi’nin başkanı olduğu “Haydi İtalya” (Forza Italia) ve İtalya’nın Kardeşleri’nin (FdI) oluşturduğu sağ bloğun 25 Eylül’deki seçimlerden yüzde 45 civarında oyla ilk sırada çıkması bekleniyor.
Yüzde 25’e yakın oy oranıyla ilk sırada olması beklenen radikal sağcı İtalya’nın Kardeşleri partisinin genel başkanı Giorgia Meloni’nin İtalya’nın ilk kadın başbakanı seçilme ihtimali oldukça yüksek görülüyor.
Aile, din, ulus
BBC Türkçe İtalya muhabiri Övgü Pınar’ın analizine göre, Meloni söylemlerinin merkezine, “geleneksel değerler” dediği heteroseksüel anne-baba ile çocuklardan oluşan aile, Hristiyanlık, küreselleşmeye karşı ulusalcılık gibi kavramları oturtuyor.
Uluslararası arenada Macaristan Başbakanı Viktor Orban, eski ABD Başkanı Donald Trump ve İspanya’daki aşırı sağcı Vox partisine yakınlığıyla biliniyor. Haziran ayında İspanya’da Vox’un kongresine katılan İtalyan lider, burada yaptığı konuşmada da ortak önceliklerini şöyle özetlemişti:
“Doğal aileye evet, LGBT lobisine hayır! Haçın evrenselliğine evet, İslamcı şiddete hayır! Güvenli sınırlara evet, kitlesel göçe hayır! Halkın egemenliğine evet, Brüksel bürokratlarına hayır! Bizim medeniyetimize evet, onu yok etmek isteyenlere hayır!”
Meloni’nin liderliğindeki FdI, yasa dışı göç konusunda ‘sıfır tolerans’ yaklaşımına sahip ve bu minvaldeki AB anlaşmalarının yeniden müzakere edilmesini istiyor. ‘Post-faşist’ olarak nitelenen İtalya’nın Kardeşleri Partisi, yasa dışı göçmenlere dikkat çekiyor ve ‘Avrupa’nın İslamlaşması’ iddiasını dillendiriyor.
Faşizmin ayak sesleri mi?
Roma’nın işçi sınıfı mahallesi Garbatella’da doğan Giorgia Meloni siyasete 15 yaşındayken neo-faşist İtalyan Sosyal Hareketi’nin (MSI) mahalledeki gençlik kollarına girerek başladı. Ardından 21 yaşında, MSI’nin devamı olan Ulusal İttifak’tan (AN) Roma’da yerel seçimlere, 2006’da da parlamentoya girdi.
2008’de Berlusconi hükümetinde Gençlik Bakanı olarak görev yaptı. 2012’de ise İtalya’nın Kardeşleri partisinin kurucuları arasında yer aldı. Meloni ve partisi her ne kadar faşizm iddialarını reddediyor olsa da, partinin logosunda faşist lider Benito Mussolini’nin mezarından ilham alan, neo-faşist MSI’nin sembolü, İtalyan bayrağının renklerindeki ateş yer alıyor.
Sapienza Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Gianluca Passarelli, “Meloni sembolü bırakmak istemiyor çünkü bu, kaçamadığı kimliği” ifadelerini kullanıyor ve bir kavram değişikliğine vurgu yapıyor: “Partisi faşist değil. Faşizm, iktidarı ele geçirmek ve sistemi yıkmak demektir. Bunu yapmaz, yapamaz. Ama partide neo-faşist hareketle bağlantılı kanatlar var. Her zaman bir şekilde dengeye oynadı.”
Başbakan çıkarmak için iddialı olan parti, siyasi yelpazenin en uç köşesinden “merkez sağa” doğru konumlanmayı hedefliyor. Meloni, bölünmüş haldeki solun demokrasinin tehlikede olduğuna ilişkin iddialarına Meloni, “Beni hayatım boyunca faşist olmakla suçlayacaklar. Ama umurumda değil çünkü zaten İtalyanlar artık bu saçmalığa inanmıyor” sözleriyle cevap veriyor.
Uzun yıllardır İtalya’daki sağcı hareketleri inceleyen İspanyol gazeteci Alba Sidera, Meloni’nin yükselişiyle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor: “Meloni’nin İtalya’da bu kadar ilerlemiş olması, onu allayıp pullayanlar sayesindedir. Salvini ve Meloni’yi merkez sağ olarak adlandırmakta ısrar eden medyadan, onları iktidara getiren Berlusconi ve Grillini’ye, onları hafife alan ve meşrulaştıran yönünü kaybetmiş merkez sola kadar herkes sorumlu. Meloni bir anda ortaya çıkmadı. Yıllardır başbakan olmak için hazırlanıyor.”
Türkiye’ye bakışı nasıl?
Serbestiyet yazarı Yunus Emre Erdölen’in analizine göre, Meloni, her İtalyalı bakanın veya başbakanın Türkiye ziyaretinde Twitter’dan sert eleştirilerde bulunuyor. Örneğin daha önce Ayasofya’nın camiye çevrilmesini “Erdoğan, Türkiye’nin İslami saltanat dönüşümünü tamamladı. Bu hamle 1500 önce Hıristiyan Konstantinopolis tarafından inşa edilen bazilikanın görkemine hiçbir şeyin yaklaşamayacağını da kanıtlıyor” diyerek yorumlamıştı.
Meloni Türkiye ile yapılan göçmen anlaşmasını savunuyor, üstüne üstlük bu anlaşmanın iyi uygulanması için sınırların sert bir şekilde korunması, göçmenlere fiziksel müdahalede bulunulması gerektiğini belirtiyor. Sadece AB üyeliğine karşı çıkmıyor Türkiye’nin AB adaylık statüsünün dahi iptal edilmesi gerektiğini sık sık vurguluyor. Meloni, Türkiye’de üretim yapan, fabrika yapan İtalyan şirketlerini de hedefe alıyor. Katıldığı televizyon programında bu şirketleri hedef gösteriyor, isimlerini veriyor. Avrupa ile Türkiye yakın ilişki kurarsa İtalya’nın İslamlaşacağını söylüyor.
Kaynak: BBC Türkçe, DW Türkçe, HaberGlobal, Serbestiyet