Habertürk yazarı Kadir Kaymakçı, Deniz Bulutsuz’un kendisine şiddet uyguladığını açıkladığı Ozan Güven üzerinden, Türkiye’de ve dünyada kadına karşı önyargılı toplum ve artan kadına yönelik şiddet vakaları üzerine yazdı:
“Deniz Bulutsuz’un gözlerini kan çanağına çeviren o yumruklar sadece bu ülkede de değil dünyanın dört bir yanında kadınların yüzünde patlıyor.”

30 yıldan fazladır Britanya’da şiddet gören, eşleri ya da sevgilileri tarafından öldürülen kadınlar için mücadele eden Davina James-Hanman, ‘kadın katili’ erkeklerin her zaman bir canavar olmadığını söylüyor: “Çoğunlukla çevreleri tarafından sevilen, yakışıklı, hoş adamlar bunlar. Zaten hayatlarındaki kadınları döverken de bunun arkasına saklanıyorlar…”
Ozan Güven’le, benim çok sevdiğim onun da sevdiğini bildiğim, ortak arkadaşlarımız var. Ün, şöhret gibi ucuz ‘maskelerin’ bir kenara bırakıldığı herkesin kendi olduğu ortamlarda gördüm onu bir iki kez; eğlenceli, arkadaş canlısı bir adam olduğuna tanıklık ettim.
Zaman zaman çevremdekilerin onunla ilgili yaptığı olumsuz değerlendirmelere, “Ya gerçekten böyle bir adam değil tanısanız çok seversiniz” diye siper ettim kendimi çok kez.
Sevgilisi Deniz Bulutsuz’u dövdüğü haberini okurken içimden “Benim tanıdığım Ozan böyle bir şey yapmaz” diye bu kez kendi kendimi ikna etmeye çalışıyordum doğrusu.
Ama yapmış işte!
Arif’in kendisini para karşılığı Besim’e sattığını düşünen Robot 216 kadar üzgün ve kızgınım; iyi insanlar sadece filmlerde oluyormuş!
Ve yaptığı yeterince kötü bir şey değilmiş gibi üstüne kendisini iyice zavallılaştıran “Ben şiddet gördüm, darp raporu aldım…” açıklamasını okurken James-Hanman’ın eşlerinin sevgililerini öldüren erkeklerin ne olursa olsun ‘hala yaptıklarını inkar edip kendilerini savundukları ve mazeretlerini kabul etmenizi bekledikleri’ sözleri geldi aklıma!
10 kişiden 9’u kadınlara karşı önyargılı
Ozan Güven’in yaptığı vahşilik hiç yabancı değil bize! Deniz Bulutsuz’un gözlerini kan çanağına çeviren o yumruklar her Allah’ın günü sadece bu ülkede de değil dünyanın dört bir yanında kadınların yüzünde patlıyor.
Yumruğu atan yaratıklar elini kolunu sallaya sallaya geziyor ortalıkta, ailesi, arkadaşları, işi yerli yerinde duruyor; Kadının yediği yumruk yanına kar kalıyor!
Sıla’yı döven Ahmet Kural’a ne oldu ki işte… 16 ay hapis cezası aldı o da ertelendi… Film çekmeye devam ediyor, TV’lere konuk oluyor, yeni sevgilisiyle magazin programlarında arz-ı endam ediyor.
Bizde böyle de dünyada farklı mı önceki gün ünlü Maroon 5 grubunun basçısı Mickey Madden bir kadını dövdüğü için gözaltına alınıp kefaletle serbest bırakıldı. Alec Baldwin’den Michael Fassbender’e onlarca Hollywood yıldızının CV’sinde ‘kadına şiddet’ pis bir leke olarak duruyor.
Her gün sağımızda solumuzda, üst komşumuzda, kendi evimizin içinde onlarca, yüzlerce, binlerce on binlerce kadın sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalıyor… Ruhumuz bile duymuyor! Duysak da çoğu kez başımızı çevirip sefil hayatlarımıza devam ediyoruz… Bize değmeyen yılan bin yaşıyor işte!
Kanunlar çıkarılıyor, sivil toplum kuruluşları mücadele ediyor ama ‘kadına şiddet’in önü bir türlü alınamıyor. Çünkü Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) 5 Mart’ta yayımladığı yeni endekse göre, insanların neredeyse yüzde 90’ı kadınlara karşı önyargılı!
Covid-19 salgınında aile içi şiddet arttı
8 Mart geldiğinde makyajla morartılan gözüyle ‘kamu spotları’na poz veren, laf olsun torba dolsun diye ‘kadına şiddete hayır’ diye sosyal medya hesaplarında ‘farkındalık’ mesajları paylaşan ünlüler, kadınlar, erkekler, siz, biz onlar hepimiz kadınlara karşı önyargılıyız ve bir türlü bunu kabul etmiyoruz…
Küresel nüfusun yüzde 80’inden fazlasına ev sahipliği yapan 75 ülkeden gelen verilerle oluşturulan Cinsiyet Sosyal Norm Endeksi’ne göre erkeklerin yüzde 91’i ve kadınların ise 86’sı siyaset, ekonomi, eğitim, şiddet veya üreme hakları konularında kadınlara karşı en az bir önyargıya sahip.
Şimdi siz bu yazıyı okurken “Ben önyargılı değilim” diye geçiriyorsunuz içinizden ama biliyorsunuz ki kendinize bile yalan söylüyorsunuz!
Dünyanın her yerinden koronavirüs salgını sırasında ‘aile içi şiddet’ olaylarının sayısında büyük bir artış olduğu haberleri geliyor. Kimse de şaşırmıyor buna…
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, Türkiye’de kadınların yüzde 38’i hayatlarında en az 1 kez partnerlerinin şiddetine maruz kalıyor.
En az bu veri kadar üzücü olanı ise kadınların neredeyse üçte birinin koca dayağının kabul edilebilir bir şey olduğunu söylemesi…
Bir kadın şiddet gördüğünde ülkemizde hemen ortalıkta koşuşturmaya başlayan “Kim bilir ne yaptı da adamı delirtti…”, “Gece vakti adamın evinde ne işi varmış…” gibi aptalca soruların oranı hakkında maalesef elimizde bir veri yok!
Yazının devamını buradan okuyabilirsiniz.