Uluslararası kalkınma, barış ve güvenlik konularında yirmi yıldan fazla deneyime sahip BM Kadın Birimi’nde Barış ve Güvenlik Şefi Paivi Kannisto, kadınların barış süreçlerine katılımında katedilen mesafeyi değerlendiriyor.
BM Genel Sekreteri’nin bu yıl yayınladığı kadınlar, barış ve güvenlikle ilgili raporu, COVID-19 krizi ve yaşanan siyasi ve insani krizlerin ardından, ülkelerin yatırım kararlarının ekonomik iyileşme, barış ve üzerinde uzun vadeli bir etkisi olacağını gösteriyor.
Rapor, 2020’de neredeyse 2 trilyon ABD dolarına ulaşan askeri harcamalardaki azaltılması, kadınlar için barış inşası, eğitim, sağlık ve diğer kamu programlarına yatırımın artırılması çağrısında bulunuyor.
BM Kadın Birimi, kadın, barış ve güvenlik gündemi hakkında bilgi vermek için BM Genel Sekreterliği ile yakın iş birliği içinde çalışıyor. BM Kadın Birimi’nde Barış ve Güvenlik Şefi olarak görev yapan ve uluslararası kalkınma ve barış ve güvenlik konularında yirmi yıldan fazla deneyime sahip Paivi Kannisto, kadınların barış süreçlerine katılımında katedilen mesafeyi değerlendiriyor.
Geçen yıl Güvenlik Konseyi’nin 1325 sayılı kararının 20. yıldönümünü kutladık. BM Güvenlik Konseyi 21 Ekim’de kadın, barış ve güvenlik gündemini tartışmak üzere toplandı. Kadınların barış süreçlerine katılımında katedilen mesafeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Karşılaşılan temel zorluklar nelerdir?
Rakamlara baktığınızda, BM aracılığı ile yürütülen barış görüşmelerine kadınların katılımın oranın yüzde 23 olduğunu, parlamentodaki sandalyelerin yaklaşık yüzde 19’unun ve kamu yönetimindeki pozisyonların yüzde 23’ünün kadınların elinde olduğunu görüyorsunuz. Bu rakamlar yavaş yavaş yükseliyor. Ancak bu yılki Nesiller Boyu Eşitlik Forumu’nda defalarca söylediğimiz gibi, dörtte birlik bir oran eşitlik değildir.
Pandemi ve birçok yerde güvenlik durumunun kötüleşmesi işleri daha da zorlaştırdı: Cinsel şiddet, çocuk yaşta evlilik, mülteci kamplarındaki partner şiddeti arttı.
Askeri harcamaları kısıtlamak, barış için kadın hareketi için neden önemli bir stratejidir?
Bu, yüzyılı aşkın bir süredir uluslararası kadın hareketinin ortaklaştığı bir konudur, çünkü ana gündemleri her zaman çatışmayı önlemek olmuştur. Askeri harcamaların çatışmayı körüklediğini ve cinsiyet eşitliğine yatırımın barışı sürdürdüğünü biliyoruz.
Yine de, pandemi ve küresel ekonomik krizin ortasında bile askeri harcamalar artmaya devam ediyor. Örneğin, kırılgan veya çatışmalardan etkilenen ülkelerde kadın sivil toplum kuruluşlarını destekleyen yardımlar, 2019’da yalnızca 179 milyon ABD dolar oldu ve birçok kuruluş pandemi sürecinde ayakta kalmak için mücadele etti. Buna karşılık, küresel askeri harcamalar yüzde 2,6 artarak 2020’de neredeyse 2 trilyon ABD dolarına ulaştı. Bu nedenle BM Genel Sekreteri’nin kadınlar, barış ve güvenlikle ilgili 2021 raporu, askeri harcamaların azaltılması ve kadınlar için barışın inşası, eğitim, sağlık ve diğer kamu programlarına yapılan yatırımların artırılması çağrısında bulunuyor.
Ne tür yatırımlar kalıcı barışın güvence altına alınmasına yardımcı olabilir?
Birçok çalışma, kadınların barış müzakerelerine katılımının barış anlaşmalarının başarılı olma olasılığını artırdığını göstermiştir. Ancak resmi barış görüşmelerinin ötesinde, kadınların önderliğinde barış inşasına yatırım yapmanın büyük kazançlar getirebileceğine dair veriler mevcut. Kadınlar hükümet salonlarında veya silahlı grupların komutasında görünmeyebilirler, ancak taban düzeyinde, aileler ve farklı gruplar arasında arabuluculuk yapma, tutukluların serbest bırakılması veya insani yardım için müzakerelerde bulunma konusunda oldukça aktifler. Savaşta görev alanların terhis edilmesini ve yeniden entegrasyonunu kolaylaştırıyor, güveni ve sosyal uyumu tahsis ediyor ve şiddetin önüne geçmek için çalışıyorlar. Ancak çabaları genellikle göz ardı ediliyor. Çoğu zaman çok az fonlanıyorlar ya da hiç fon alamıyorlar. Kalıcı barışı sağlamak için bu yerel barış inşası çabalarını desteklememiz gerekiyor.
Söyleşinin devamına buradan ulaşabilirsiniz.
Kaynak: UN Women
Çeviren: Gizem Evgin