Ankara Kadın Platformu, hem Cudi’deki orman yangınları karşısındaki eylemsizliği hem de Akbelen Ormanı’nda kömür maden sahasının genişletilmesi için ağaç kesilmesini, YK Enerji’nin ortaklarından Limak Holding binası önünde protesto etti.

Bir yandan Akbelen’de rant için ağaçlar kesilirken, diğer yandan Cudi’de ormanlar 26 Temmuz’dan bu yana sessizce yanıyor. Akbelen’deki ağaçların beşte üçü kesildi, Cudi’de yangınların söndürülmesi için bir şey yapılmıyor.
Sosyal medyada yangınların yakında bulunan karakoldan açılan topçu ateşinden kaynaklı çıktığı iddia edilirken HDP, söndürme çalışmalarına izin verilmediğini söyledi. Cudi Dağı’ndaki ormanlık alanda geçtiğimiz yıl da yangın çıkmış ve büyük bir tahribat yaratmıştı.
Yangına müdahale edilmediği gibi sivil girişimlerin de engellendiğini belirten HDP Genel Merkezi, bunu “Kürt halkına düşmanlık politikalarının devamı” olarak nitelerken, bölgedeki halk seslerini duyuramamaktan ve medyanın bölgeyi göz ardı ettiğinden “Doğamıza savaş açanlar yıllardır sistematik olarak devam eden orman yangınlarıyla ekosistemi yok ediyor. Cudi’de başlayan ve müdahale edilmesine izin verilmeyen yangın, Kürt halkına düşmanlık politikalarının devamıdır. İnsansızlaştırılmaya çalışılan bölgede, yangına karşı derhal önlem alınmalıdır. Ağaçlarımızı, ormanlarımızı katledenler kaybedecek!”
Ankara Kadın Platformu, hem Cudi’deki orman yangınlarına karşısındaki eylemsizliği hem de Akbelen Ormanı’nda kömür maden sahasının genişletilmesi için ağaç kesilmesini, YK Enerji’nin ortaklarından Limak Holding binası önünde protesto etti.
Ankara Kadın Platformu’ndan Seda Nur Eseroğlu, şunları söyledi:
‘Yaşam alanlarımız yok edilerek insanlık suçu işlenmeye devam ediliyor’
“22 yıllık AKP iktidarı boyunca; hem rant, talan ve sermaye çıkarları hem de özel savaş politikaları nedeniyle yüzlerce ekolojik kıyım yaşandı. Kadın, doğa ve emek düşmanı neoliberal rant ve talan politikalarıyla her gün yaşam alanlarımız yok edilerek insanlık suçu işlenmeye devam ediliyor. Yok edilen ormanlarla birlikte ekosistem tahrip ediliyor, köylüler yerlerinden yurtlarından oluyor, binlerce canlı türü yok olma tehlikesiyle yüz yüze geliyor. Rant odaklı orman katliamlarına geçtiğimiz hafta kadınların, köylülerin, ekolojistlerin dört yıldır saraydan ve holdinglerden korumak için nöbet tuttuğu Akbelen Ormanı da eklendi.
Akbelen Ormanı’nda Limak Holding ve IC holding ortaklığında, sarayın desteği ve talimatıyla termik santrallere kömür sağlamak amacıyla başlatılan doğa katliamını durdurmak için kadınlar, ekoloji örgütleri, yöre halkı günlerdir direniyor. Günlerdir devam eden kesimleri durdurmak isteyen köylüler ve yaşam savunucuları ise kolluk kuvvetlerinin şiddetine maruz kaldı ve ablukayla karşılaştı. Biber gazı ve tazyikli sularla, coplarla yapılan müdahaleler devam ediyor. Sarayın talimatıyla hareket eden jandarma; hukuksuz bir şekilde yaşam alanlarını yok eden holdingleri değil ormanlarını, yaşam alanlarını korumak isteyen kadınları, köylüleri, ekolojistleri, yaşam savunucularını engelliyor, gözaltına alıyor şiddet uyguluyor.
‘Şırnak’ın Cudi bölgesindeki orman yangını ile ağaçlar ve bölgedeki tüm canlılar yok ediliyor’
Akbelen’deki doğa katliamı devam ederken bir taraftan da Şırnak’ın Cudi bölgesindeki orman yangını ile ağaçlar ve bölgedeki tüm canlılar yok ediliyor. Yetkililer tarafından yangına müdahale edilmediği gibi müdahale etmek isteyen kadınlar ve yöre halkı engelleniyor. Bölgedeki doğa yıkımı, uzun yıllardır ‘güvenlik’ bahanesiyle bir devlet politikası olarak devam ediyor.
Bir yandan Cudi’de yaşanan orman yangınları, diğer yandan Akbelen’de yaşanan ağaç kıyımıyla tüm canlıların yaşam alanı yok ediliyor, nefessiz bırakılıyor. Bu yangınları çıkartanlar şovenizm zehrine bulanmış dumanlar arkasında, kirli planlarını gizliyorlar. İnsanlığa ve doğaya karşı yürüttükleri savaş ve rant siyasetlerini, ‘güvenlik’ kitlelerine makul göstermeye çalışıyorlar.”
“Biz kadınlar kestiğiniz her bir ağacın isyanı ve sesi olmaya devam edeceğiz”
Kadın Platformu’ndan Begüm Kutluakdoğan ise şöyle konuştu:
“Tüm bunların üzerine, deprem bölgesinde sağlam kalan zeytinlikler de toplu konut adı altıda ranta açılıyor. Hatay Dikmece’de zeytinlikler, TOKİ konutları için kesilmek isteniyor. Rant ve talana karşı zeytinliklerini savunan, ‘Zeytinlikler boş arazi değildir. Hayatlarımızı, yaşam alanlarımızı yağmalamanıza izin vermeyeceğiz’ diyen halka TOMA ve biber gazıyla saldırılıyor. Ülkemizde pervasızca sürdürülen tüm bu saldırılar göstermektedir ki AKP iktidarı bu ülkenin, dağının, taşının, gölünün, ağacının, hayvanının ve insanının yanında değil, tartışmasız sermayenin yanındadır.
Biz kadınlar; köylülerin, kadınların, ağaçların, hayvanların kısacası ‘Tüm canlıların yaşam hakkı şirketlerin kârından üstündür’ diyoruz ve iktidara sesleniyoruz: Termik santrallere kömür sağlamak amacıyla yapılacak maden faaliyete geçerse, ekosistem tümüyle ve geri dönüşsüz bir biçimde zarar görecek. Akbelen’deki doğa katliamını bir an evvel durdurun. Bu suçu daha fazla derinleştirmeyin. Protesto hakkını kullanarak ormanı ve yaşam alanlarını korumaya çalışan insanlara yönelik uygulanan şiddete ve gözaltılara derhal son verin.
Bölgede güvenlikçi politikalarla ormanları yakmaktan vazgeçin. Orman yakmanın hiçbir haklı gerekçesi olamaz. İnsanla ve doğayla sürdürdüğünüz kirli savaşa derhal son verin. Biz kadınlar kestiğiniz her bir ağacın, katlettiğiniz ormanların, kuruttuğunuz derelerin isyanı ve sesi olmaya devam edeceğiz.
İnsanlığa ve doğaya karşı işlenen tüm suçların her koşulda takipçisi olacağız, suçluların yargılanmasını mutlaka sağlayacağız ve asla affetmeyeceğiz. Akbelen’den, Cudi’den, Dikmece’den vazgeçmiyoruz. Yaşamı ve doğayı savunuyoruz.”