İran’da 1979’daki İslam Devrimi’nden bu yana düzenlenen en uzun soluklu hükümet karşıtı protestoların şiddetle bastırılması ve kadınlara yönelik baskının artması, son aylarda kadınların beyin göçü eğilimini yoğunlaştırdı.

Fotoğraf: Klaus Ohlenschläger/picture alliance
Resmi rakamlara göre, son iki yılda 10 binden fazla sağlık çalışanı İran’ı terk etti. İran Göç Gözlemevi’ne göre, sadece son on yıllık verilere göre her yıl yaklaşık 65 bin nitelikli çalışan İran’ı terk etti.
İran’daki öğrencilerin yüzde 60’ı kadın olmasına rağmen iş gücü piyasasındaki payları sadece yüzde 15. Ülke çapında 2022’nin sonbahar ve kış aylarındaki protestoların şiddetle bastırılması ve kadınlara yönelik baskının artması, son aylarda ‘feminist’ beyin göçü eğilimini yoğunlaştırdı.
Sosyolog Mehrdad Dervişpur, “Protestolar bir çözüme yol açmadığında ve protestocular hiçbir şeyi değiştirme imkânı görmediklerinde, ayrıca geleceğe dair beklentileri olmadığında, son çare olarak yurtdışına göç etmeyi seçiyor” diyor.
İran kökenli sosyolog, ülkesinde kadınlar üzerinde artan baskının altını çizerek şunları söylüyor:
“İran’da dünya çapında takdire şayan ilerici bir feminist hareket ortaya çıkmış olsa da ülkeden eğitimli kadın göçü olgusuna tanık oluyoruz. Ancak İran’da iktidarda olanların toplumla uzlaşmak gibi bir derdi yok. Korku ve baskıya bel bağlamış durumdalar. Kadın akademisyenlerin göçü, toplumun demokratik ve laik taleplerde bulunma kapasitesini zayıflatacaktır. Bu nedenle iktidardakiler bu konuda hiçbir şey yapmayacaktır. Davranışları, iktidarı korumak adına vatandaşların çıkarlarını ve ulusal kaynakları göz ardı eden işgalci bir güce benziyor.”
Baskı giderek artıyor
İran parlamentosu, kısa bir süre önce ülkedeki başörtüsü zorunluluğunu ihlal eden kadınlar üzerindeki baskıyı daha da arttırdı. Aylar süren tartışmaların ardından parlamento 20 Eylül’de katı kıyafet kurallarını ihlal eden kadınları on yıla kadar hapis cezasıyla tehdit eden bir yasayı kabul etti.
“Hicap ve İffet Kültürünü Destekleme Yasası”, başörtüsü takmayan ya da “yabancı veya düşman hükümetler, medya, gruplar veya örgütlerle iş birliği içinde” olan ve “uygunsuz” giyinen kadınlara beş ila on yıl arasında hapis cezası verilmesini öngörüyor. Yasada ayrıca medyada ya da çevrimiçi ağlarda “çıplaklığı teşvik eden” ya da “İslamî başörtüsünü hedef” alan kişilere para cezası verilmesi gibi çeşitli hükümler yer alıyor. Ayrıca kadın çalışanları kıyafet yönetmeliğini ihlal eden girişimcilerin ülkeyi terk etmelerinin yasaklanması da yaptırımlar arasında yer alıyor.
Kaynak: DW Türkçe