31 Mart yerel seçimlerine doğru ilerlerken, parti yönetimlerinin aday tercihleri, kadınların yerelde düşük oranda temsil edildiğini ortaya koyuyor. Peki parlamento seçimlerinde yüzde 20’lere kadar ulaşan kadın temsil oranı yerel siyasette neden daha düşük?

31 Mart yerel seçimlerine doğru ilerlerken, parti yönetimlerinin aday tercihleri, kadınların yerelde düşük oranda temsil edildiğini ortaya koyuyor.
2019 yerel seçimlerinde toplam 8 bin 257 belediye başkan adayının sadece 652’si kadındı. Partilerin YSK’ya teslim ettiği aday listelerindeki kadın oranına bakıldığında ise 2024’te de 2019’dan çok farklı bir tablo beklenmiyor.
DW Türkçe’den Gülsen Solaker’e konuşan Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı Başkanı Ayşe Kaşıkırık, listelerin henüz kesinleşmediğini belirterek, partilerin kadın adayları konusunda net bir oran verilemediğini ancak il bazında en fazla yüzde 5-6 civarında olacağını söylüyor. YSK yerel seçim için kesin aday liselerini 3 Mart’ta ilan edecek.
Peki parlamento seçimlerinde yüzde 20’lere kadar ulaşan kadın temsil oranı yerel siyasette neden daha düşük?
“Finansman ve bütçe yetkisini kadınlara devretmek istemiyorlar”
Kaşıkırık bunun en önemli nedenlerinden birisini belediyelerin siyasetin finansmanı için kullanılıyor olmasını görüyor ve bunu şöyle açıklıyor:
“Belediyelerin topladığı vergiler muazzam. Mesela bir İstanbul’un bütçesi 13 bakanlığa eş durumda. Dolayısıyla işin içinde bir finansman ve bütçe boyutu var. Ve bence erkek egemen zihniyet bu yetkiyi, bütçeyi kadınlara devretmek istemiyor.”
Normalde yerel siyasetin kadınlar için sanki girmesi daha kolay gibi düşünüldüğünü ama aksine milletvekili seçilmekten daha zor olduğunu vurgulayan Kaşıkırık, “Meclis’e bir üye seçtiğimizde aslında yasama organını seçiyoruz. Yasama nedir? Kanunlarla ilgili görüşür, çalışır, fikir beyan eder ve yasa yapar” diyerek, işin içine bütçe devri ve finansmanın da girdiği yerel siyasete kadınların daha zor kabul edildiğini belirtiyor.
“Erkeklerde liyakat aranmıyor”
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) Gönüllüsü Gülnur Aksop, bu yıl aslında aday olarak ismine yer verilenlerden daha çok kadının partilere başvuru yaptığını ancak pek çoğunun listelere giremediğini söyleyerek, bu nedenle bazı siyasetçilerin “kadın aday bulamıyoruz” söylemini gerçekçi bulmuyor:
“Erkeklerde liyakat pek aranmıyor. Genelde ne eğitimine ne yaptığı işe bakılıyor. Ama konu kadın olduğu zaman ise o adayın mükemmel olması gerekiyor. Eğitimli olması, iyi bir işi olması, saygınlığı olması, toplumda özel bir yeri olması gibi çok sayıda unsur gerekiyor.”
Kadın temsilinin en zayıf halkası: Muhtarlık
Muhtarlıklarda kadın temsiline bakıldığında ise tablo daha da kötü. Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı verilerine göre, kadın muhtar oranının sadece yüzde 2 civarında.
Aksop, aslında kadınların muhtarlığa aday olmak için çok istekli olduğunu ancak muhtarlık kampanyasının ekonomik açıdan da kadınlar için zorlayıcı olabildiğini söylüyor.
“Muhtar seçilebilmek de bir ölçüde masraf yapmayı, broşürler bastırarak kapı kapı dolaşmayı, sosyal medyayı iyi kullanmayı gerektiriyor” diyen Aksop, aynı zamanda kadınların her eve her saatte girememelerinin de erkek seçmenlere ulaşmalarını zorlaştırdığına dikkat çekiyor.
Muhtarlık ‘babadan oğula’ geçiyor
Aksop’un muhtarlık konusunda dikkat çektiği bir başka husus da bazı durumlarda neredeyse babadan oğula geçen bir makam haline gelmiş olması.
Türkiye’de kadınlar için siyasi temsilin “en zayıf halkasının” muhtarlık kurumu olduğunu belirten Kaşıkırık, kadınların kampanyalarını yapmak için ekonomik açıdan belediyelerde olduğu gibi muhtarlık yarışında da geri kaldığını şöyle anlatıyor:
“Muhtarlıkta bir parti yok ortada, doğrudan demokrasiden bahsediyoruz. Ama burada da vaatler yarışıyor. Çeyrek altın dağıtanlar, bedava et verenler var. Böyle olunca kadın diyor ki ‘ben bu yarışa nasıl gireceğim?’ Kadınlar için yerel siyasetin ulaşılmazlığı daha muhtarlıkla başlıyor.”
Kaynak: DW Türkçe