Bilim insanları ya da aktivistler doğanın talan edilmesi, kaynakların yok olması ve gelecekte yaşanabilecek olası kayıplar karşısındaki duyguları tanımlamak için “ekolojik yas” kavramını kullanıyorlar.
Çevre kıyımı ve iklim krizinin neden olduğu ekolojik yas nedir? Diğer yas türlerinden nasıl farklılaşır ve nasıl mücadele edilir?

Ormanlar yanarken, rant uğruna talan edilirken, canlılar evlerini, yaşamlarını, yuvalarını, geçmişlerini ve geleceklerini kaybederken, isyan ve mücadele etsek de yapılanı, olmakta olanı değiştirememek toplumsal bir travmanın da habercisi oluyor.
Toplumsal bir travmanın, kolektif bir öfkenin ve çaresizliğin ortasında hem toplumsal hem de bireysel büyük hasarlar aldık, almaya devam ediyoruz.
Yas sürecini sevilen birinin kaybından sonra yaşanan duygusal olarak yoğun süreçle ve kederle ilişkilendirilse de bilim insanları ya da aktivistler doğanın talan edilmesi, kaynakların yok olması ve gelecekte yaşanabilecek olası kayıplar karşısındaki duyguları tanımlamak için “ekolojik yas” kavramını kullanıyorlar.
Çevre kıyımı ve iklim krizinin neden olduğu ekolojik yas nedir? Diğer yas türlerinden ve yas sürecinden nasıl farklılaşır?
Yaralarla dolu bir dünyada yalnız yaşamak
Bilim insanları tarafından çevresel değişimler nedeniyle ormanların, anlam taşıyan bölgelerin, ekosistemin ve canlıların gördüğü zarardan ve onları kaybetmekten dolayı duyulan üzüntüden dolayı ortaya çıkan ve “ekolojik yas” olarak tanımlanan bu duygusal yükü ilk dile getirenlerden biri Amerikalı doğa bilimci Aldo Leopold idi.
1949 tarihli “A Sand County Almanac” adlı kitabında ekolojik yasın duygusal yüküne ilişkin “Ekolojik bir eğitimin cezalarından biri, yaralarla dolu bir dünyada yalnız yaşamaktır” diye yazan bilim insanı, dünyanın ağırlığını omuzlarında hisseden yüzlerce araştırmacıdan sadece biriydi.
Kübler-Ross’un geliştirdiği, Stephen W. Running 2007 yılında ekolojik yas kavramına uyarladığı, 5 Aşamalı Yas Modeli’ne göre “iklim değişikliğini reddetme, kızgınlık, iklim değişikliğinin olası olumlu taraflarını görme, depresyon ve durumu kabullenme” olarak evrelerin bulunduğu bu yas süreci, bilim insanlarına göre ekolojik kayıplara verilen doğal bir tepki.
Yasın aşamaları
- İnkar: Ekolojik yasın bu aşaması, sonuçlarından korktukları için iklim değişikliğinin bilimsel kanıtlarına inanmamayı tercih eden ya da bilimsel bulgulara inansa da potansiyel sonuçları ve acil önlem alınması gerektiğini görmezden gelen, iklim değişikliğinin etkilerine rağmen doğanın daha da tahrip edilmesine yol açan insanların deneyimlerini temsil ediyor.
- Öfke: İklim değişikliğini inkar edenler çevre aktivistlerine karşı bir öfke geliştirebilir. İklim değişikliğiyle ilgili acil bir eylem planı oluşturulması konusunda elinden gelen her şeyi yapmaya çalışan insanlar içinse öfke statükoya, hiçbir önlem almayan devlet kurumlarına, dünyanın kaynaklarını kar uğruna talan eden kapitalist sisteme ve aktörlerine, sosyal medyada karşıt görüşte olan diğer kişilere, toplumun bilinçsizliğine, bazen de kişinin kendisine yöneltilebilir.
- Pazarlık: İklim değişikliği ile ilgili yaklaşımımız ‘pazarlık etmek’ olduğunda, iklim değişikliğinin potansiyel sonuçlarını azımsamaya ve zihinsel çarpıtmalara ve iklim değişikliğinin olumlu yanlarına odaklanmaya neden olabilir. Ekolojik yasın bu aşamasının en öne çıkan özelliği, göstermelik çabalarla kişinin kendini daha iyi hissetmeye çalışması ve kayıpla yüzleşmekten bu şekilde kaçınması eğilimidir.
- Depresyon: Bu aşama, iklim değişikliği gerçeği ve bunun korkutucu sonuçları kabul ediğinde başlar. Ekolojik depresyonla baş etmeye çalışan birey gelecekle ilgili umudunu tamamen yitirir, çözüm bulunamayacağına inanır ve harekete geçmek için gerekli motivasyonu kendinde bulamaz. İklim bilimcilerin ve çevre aktivistlerinin daha çok yasın bu aşamasını deneyimledikleri gözlemlenir.
- Kabul: Kübler-Ross’un geliştirdiği orijinal yas süreci modelinde bu aşama, ölümün kaçınılmazlığının sakince kabul edilmesini içeriyor. Ekolojik kayıp perspektifinden bakıldığında, insan neslinin tükenmesi kaçınılmaz son değildir. Bu nedenle ekolojik yasta bu aşamayı daha çok iklim değişikliği hakkındaki gerçekleri kabullenmek ve belki bir sonraki aşamada aksiyon alma veya mücadele motivasyonu güçlendirme olarak yorumlamak gerekiyor.
Guardian’a verdiği röportajda bilim insanı Ashlee Consolo, ekolojik yasla fikirsel olarak nasıl mücadele ettiğini anlatırken bu mücadele motivasyonuna dikkat çekiyor:
“Ekolojik yasın güçlü bir harekete geçirme potansiyeli var. Yas eylemliliği tetikliyor. Giderek daha fazla insan acılarını paylaşmak için ortaya çıkıyor ve bu çok ciddi bir güç.”
Öfke, Suçluluk, Utanç, Panik: Ekolojik Anksiyete ve Yasa Dair